Multimedia Cengiz
Gözlerimi açtığımda içimde tarif edemediğim bir kıpırtı vardı. Uzun zaman sonra ilk defa böyle hissediyordum. Dün olanlar geldi gözümün önüne. Tavana bakarken sanki bir filmmiş gibi.. Cengiz'in koluna temas eden elim... Dokunduğum zaman resmen çarpılmışa döndüm. Onu bana çeken bir kuvvet vardı içimde. Tarifini bilmediğim anlatamadığım bir his... Dudağıma dokunan elleri. Ne kadar da yumuşak tutmuştu yanağımı...
Yataktan kalkıp banyoya girdim. Aynanın karşısına kuaförlerin bile yapamadığı o muhteşem topuzu yaparak elimi yüzümü yıkadım. Karnımdan abuk subuk sesler gelmeye başlayınca midem için endişelenip mutfağa doğru yol aldım. Yemek yapmayı küçüklükten beri severdim. Peynirli ve çörekotlu omleti yapıp masadaki yerine koydum. Peynir ve zeytin çeşitleri, reçeller....
Eşofmanlarımı giyip taze simit almak için evden çıktım. Saat çok erkendi kızlar hala uyuyordu. Hava çok güzeldi. Etrafta gezen minik kediler öten kuşlar insana adeta huzur veriyordu. Fırına neredeyse gelmiştim ki daha önce beni evine götürüp bana pansuman yapan birde üstüne bana sarılan çocukla göz göze geldik. Hala amacını çözebilmiş değilim. Kafamı öne eğip geçecekken anında yanımda bitti.
-Merhaba. "yine ne istiyor diye içimden geçirmedim değil.
"-Merhaba." dedim ben de sesim onun ki gibi neşeli olmasa da dedim sonuçta.
-Burda bu saatte ne arıyorsun?" kıyafetinden ve terden parlayan teninden yürüyüşe çıktığı belli oluyordu.
-Kahvaltı için birşeyler alacağım. Hava çok güzel olduğu için yolu uzatmak istedim. " dedim kırıcı olmayan fakat ciddi bir ses tonuyla.
-Aslında seni görmeme sevindim. Özür dileyecektim.
-Ne için?
-Sarıldığım için yapmamalıydım, fakat farklı bir amacım kesinlikle yoktu.
O kadar tatlıydı ki baya yumuşamıştım. Bu çocukta anlayamadığım bir şey vardı. Fakat sorgulayacak havam yoktu. Ne yaparsa yapsın ona güven besliyordum.
-Sorun değil "dedim gülümseyerek. O sırada poğaça ve simit alıp geldiğimiz yoldan geri döndük. Evin kapısına kadar muhabbet ettik. Nereleri gördükleri, nerde okudukları, müzik tarzları hatta konu ailelere kadar bile gelmişti.
Berkcan gerçekten çok iyi biriydi. Ayrıca eğlenceli olduğu da oldukça belliydi. Evin kapısında kahvaltı için gelmeyi ima etse de evde kızlar olduğu için nazikçe red etmek zorunda kaldım.
-Umarım tekrar görüşürüz, muhabbetin çok güzeldi. " dedi Berkcan.
-Umarım" diyip gülümsedim.
Ben eve girene kadar kapıda beklemiş ve sonra da gitmişti.
Mutfağa girdiğimde kızların tuhaf bakışlarına maruz kaldım.
-Ne oldu size. " dedim gülerek. Bu aralar fazla gülmeye başlamıştım.
-Sen nasıl bir insansın ya yeteneklerin çürüyor burda." diyince Demet, hepimiz kahkahaya boğulduk.
Aldıklarımı masaya koyup kahvaltıya başladık. Demet yerken çıkardığı sesler beğendiğinin göstergesiydi. Elif her zamanki gibi umursamaz takılmaya devam ediyordu. O sırada telefonuma gelen mesajı bir hevesle açtım.
Gizem uyandı yarım saat sonra seni almaya geleceğim
Cengiz...Gelen mesajın etkisinden bir kaç saniye sonra kurtuldum ve hızla ayağa kalktım. Gözler soru sorarmışcasına bana döndü. Demet, Elif ile Aleyna'ya "ben size anlatırım." dedi sırıtarak. Akşam eve geldiğimde Elif ile Aleyna oda da dedikodu yaparken ben de Demet'e anlatmıştım olanları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCEN
चिक-लिट-Ne istiyorsun benden, ben birşey görmedim bırak beni gideyim, kimseye birşey söylemem söz veriyorum. " kalbim göğüs kafesimi delercesine atıyordu. Ben ona yalvaran gözlerle bakarken onun gözlerinde sanki şaşkınlık vardı. -Ne olur bırak söz veriyor...