Bölüm 17

345 89 3
                                    

Multimedia Gülce ve Cengiz'in öpüştükleri an:))

Umarım beğenirsiniz keyifli okumalar...

"Kızım sen gerçekten gerizekalısın."

Demete hak vermiyor değildim. Fakat o sıra ne yapacağımı şaşırmıştım. O an hiç bir şey düşünememiş, bütün hücrelerim felç geçirmiş gibiydi. Ayaklarımla bağlantılı olan sinir hücrelerim, erken düzeldikleri için, düşünmeye başlamadan arkamı dönüp koşa koşa evin yolunu tuttum. Tokadı basmak aklımın ucundan geçmedi değildi. Fakat onun o güzel yüzüne vurmak içten bile değildi. Sırf yüzü güzel diye orda oturup onun öpücüğüne karşılık verecek değildim ya!

"Çocuk seni öpüyor ve sen geri çekilip hiç bir şey demeden çekip gidiyorsun öyle mi? Kızım sen be ara bu kadar kazma oldun? " Kendi içimle verdiğim savaş yetmezmiş gibi, sabahtan beri Demet'in beni azarlamasına şahit oluyorum. Yok yani kimden izin aldı da öptü beni. Sanki ben ona izin verdim. Gel bir de bunun üzerine azar ye iyi mi?

" Ya ne yapayım Demet? Hiç bir şey düşünemedim o an. Hem düşünsem ne olacaktı biraz anlayışlı ol! O öküz de yapışmasaydı dudaklarıma! "

Bacaklarımdan başlayıp midemde biten karıncalanma hissine anlam veremiyordum. Tamam adam yakışıklıydı. Seksiydi.... Güzel de öpüyordu. Ama bu kadardı. Daha sadece kıskanç olduğunu, biraz zorba, biraz emri vakiyi seven, kırmızı ve bordo gibi renklerden hoşlandığını ve kız kardeşinin çok tatlı olduğunu biliyordum. Ama bunlar onu öpmem için bir sebep değil!

Akşam eve geldiğimde direk yatağa girip uyumuştum. Olayları düşünmek dahi istemiyordum. Cengiz'in yüzüne bir daha bakmayacağım kesindi. Hele Gizem.... Artık onunla da görüşmem için evine gidemezdim. Sabah uyandığımda Demet laptopu ile bir şeyler yapıyordu. Kızlar ise alış veriş için dışarı çıkmışlardı. Mutfağa gidip sert bir kahve yaptıktan sonra Demet'e her şeyi anlatmıştım. Sonuç ;ben suçlu oldum.

"O öküz yapışmış dudaklarına ama sen de onu dövmekten beter etmişsin." Çekip gitmenin acaba ne gibi bir kötülüğü vardı ki? Hem kalıp napacaktım? Orda oturup beni niye öptün diye ağlayacak değildim ya. Bir hışımla ayağa kalkıp Demet'e bağırmaya başladım.

"Kusura bakma Demet! Ona karşılık vermedim diye çok özür dilerim (!) O kim oluyorda bana sormadan beni öpüyor. Onu orda öldürmediğime dua etsin! Bu konu bir daha açılmayacak Demet. Anlattığıma pişman etme beni! " Tamam beni öptüğünde içimde onu öldürmek gibi bir fikir yoktu. Hatta ona zarar vermek gibi bir şey yoktu. Ama Demet'in bu denli üzerime gelmesi beni çileden çıkardı. Ne çabuk Cengiz'i savunan taraf olmuştu bu kız.

O bağırmadan sonra Demet, safını benim tarafında tutmuştu. Şimdi ise o yine laptobu ile uğraşırken ben de televizyonun karşısında oturuyordum. Son zamanlarda yaşadığım olaylar beni çok derinden sarsmıştı. Bu aralar olan sakinlik beni korkutmuyor değildi. Günlerdir oradan oraya gitmekten yorulmuştum. Beynim artık hiçbir şey algılamaz olmuştu. Televizyon izlemekten bile zevk alamaz hale geldim.

"Ben banyoya giriyorum, başım çok ağrıyor belki kendime gelirim. "

" Tamam canım. " dedikten sonra ben de televizyonu kapatıp oturduğum yerde uyanmıştım. Daha fazla direnemeyip gözlerimi kapattım.

Genç kızın başına dikilmiş onu uyandırmaya çalışıyordu. Demet Gülce'nin uyandığında ona kızacağını biliyordu. Fakat adamın tatlı diline karşı koyamamış içeri almıştı. Böyle bir şeyi neden yaptığını kendi de bilmiyordu. Şimdi Cengiz ayakta Gülce'nin o masum suratının uyurken bile ne kadar büyüleyici olduğunu düşünüyordu. Bu kız bu kadar masum olmak zorunda mıydı? Cengiz ona bir kere daha aşık olmuştu.

GÜLCENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin