🌅15 Ocak
Tugay: Günaydın
Tugay: Evet, yeni kalktım daha
Tugay: Saat onda uyanmama inanamadın değil mi?
Tugay: Ben de inanamadım.
Tugay: Seni hep yedi de uyandırdığım günleri özledim
Tugay: Kısık gözlerinle uyumak istemeni
Tugay: Arkanı dönüp tekrar uyumaya çalışmanı
Tugay: Neden öyle davrandım ki?
Tugay: Uyusaydın istediği saate kadar keşke
Tugay: Geç uyanınca da bir şey değişmiyormuş
Tugay: Bak hala ayaktayım ve yaşıyorum
Tugay: Her neyse
Tugay: Kahvaltı yapmadım çünkü istemiyorum
Tugay: Mutfak ve yanındaki odanın içindeki kokun da artık kayboldu
Tugay: Çiçek kokmuyor artık evimiz
Tugay: Şimdi gidip yeni hat alacağım kendime
Tugay: Çünkü beni engellemişsin ve açmaya da niyetin yok gibi
Tugay: Mecburen kendi emeklerimle seni olduğun yerden çıkartmak zorundayım
Tugay: Üç buçuk ay oluyor neredeyse
Tugay: Karımı çok özledim
Tugay: Evimizde cıvıl cıvıl dolaşmanı çok özledim
Tugay: Senin o aydınlık ruhunu sömürdüğüm için kendimi affetmeyeceğim sanırım
Tugay: Çok üzgünüm
(11.18)
🌅
1 Sene Önce
İnce bedeni yatakta kıvranırken "Biraz daha uyuyalım." diye mırıldandı huysuzca. Gece uyuyamamış, yatakta dönüp durmuştu ve haliyle şimdi de uyanmak istemiyordu. "Daha çok erken."
"Geç kalkmayı sevmiyorum." Adamın sıkıntılı sesiyle uykulu halinden sıyrılmaya çalıştı. Gözlerini birkaç defa kırpıştırıp açtıktan sonra küçük bir nefes doldurdu ciğerlerine. Tugay, yatakta yan bir şekilde uzanmış kendisini izliyordu.
"Alışkanlık olmuş sende erken kalkmak... Biraz rahat ol, evindesin ve tatilin. İstediğin zaman uyanabilirsin."
"Evimde zaten rahatım."
"Bu mu rahat halin?" deyip sevimlice gülümsedi. "Tamam, kalkarım şimdi."
"Gece uyumadın mı?"
"Kafam biraz dalgın." Tugay'ın eli yavaşça yanağına kaydı ve usul usul karısını okşadı. Beyaz yatakta birbirlerine dönük bir şekilde dururlarken ikisinin de kalbi birbirleri için atıyordu. "Tugay..."
"Söyle güzelim."
"Hani biz evleneli üç yıl oldu ya..." Yutkundu ama yanaklarının al al olmasına engel olamadı. "Artık korunmasak mı?"
Heyecanla karşısında gelecek cevabı bekledi. Artık bir tarafı anne olmak, sevdiği adamla çocuklarını büyütmek istiyordu. Aralarındaki o heyecanı tatmayı diliyordu.
"Olmaz."
Aldığı yanıt karşısında şaşıp kalırken Tugay yerinde doğrulup yatakta oturur pozisyona geçti. Ece sırtıyla bakışırken kalbinden bir yılan kıvranıyor sıkıntıyla kasılmasına sebep oluyordu.
Neden çocukları olsun istemiyordu?
"Neden?" dedi solgun sesiyle. Ardından boğazını temizleyip tekrar konuştu. "Neden çocuk istemiyorsun? Sorun ben miyim?"
"Ece, saçmalama."
Genç kız kalbinin ağrısına eklenen öfkeyle yataktan fırlayıp ayağa kalktı. "Madem çocuk istemiyordun neden en başından söylemedin?"
"İstiyorum ama vakti değil, daha genciz." Karısını sakinleştirmek için ayağa kalkmıştı ki küçük eller göğsüne yaslanıp hızla onu geriye ittirdi. Beyaz geceliğinin içindeki bedeni her saniye öfkeyle kızarıyordu.
"En baştan bunu söylemedin, benimle beraber bir sürü hayal kurdun... Bana anneliğin ne kadar yakışacağını söyleyip durdun ama şimdi ona bile layık görmüyor musun beni?" Dolan gözlerini kırpıştırdığında yanağına doğru bir damla yaş süzüldü. "Çocuk istemediğini söyleseydin seninle evlenmezdim!"
"Ne demek evlenmezdim?"
Ece, onun damarına bastığını anladığında hızla arkasını dönüp dolaptan birkaç parça kıyafet çıkarmaya başladı. Giydiği eşofmanın belini sıkılaştırırken "Ben çıkıyorum." diye mırıldandı.
"Ece abartma!"
"Kahvaltı yapacak tadım kalmadı."
"Yoruldum her şeye takılmandan! Yarın bir gün ölüp gitsem bir çocukla yalnız mı kalmak istiyorsun? Her şey daha da mı zorlaşsın istiyorsun Ece? Biraz anlayış göster!"
Son bağırışıyla genç kız yerinden sıçradı. Hayal kırıklığının yansıdığı gözleriyle kocasına baktı ama Tugay onu görmüyordu ki. Hele son zamanlar hiç mi hiç görmüyordu. Korkusu, bu tavırların devam etmesiydi.
"Dolaba sandviç atmıştım dün ikimiz için. İkisini de ısıtıp yersin." dedi buruk sesiyle. Daha fazla durmadan hızla yanından sıyrılıp geçti.
"Nereye?"
"Atölyeye gidiyorum. Merak etme, annemlere gitmem."
Son sözü oldu. Gözünden akan yaşlarla evden çıkarken eli istemsizce karnına tutundu.
🌅
Tugay: Nasıl başlasam bilemedim
Tugay: Ama lütfen engelleme
Tugay: Lütfen
Tugay: Fatih'i de dövme
Tugay: Yeni hat aldım sen diğerini engelleyince
Tugay: İki tik oluyor
Tugay: Ece, güzel karım, biricik sevgilim
Tugay: Bak ben sana aşığım
Tugay: Neredeysen geleyim, konuşalım
Tugay: Söz veriyorum sana baskı falan yapmayacağım, nerede istersen orada kalırsın
(Çevrimiçi.)
(Görüldü.)
Tugay: Hep sevdiğin o ismini bilemediğim tatlılardan da getiririm gelirken.
Tugay: Ece?
(Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.)
Tugay: Gerçekten bitirmişsin galiba
(Bu kişiye...)
Tugay: Benden günah gitti
(Bu kişiye...)
Tugay: Mecburen seni o girdiğin delikten çıkartıp gönlünü alacağım
(Bu kişiye...)
Tugay: Bu siktiğimin telefonları iki harften daha fazlasına yaramıyorlar...
(Bu...)
Tugay: Anladık gönderemiyoruz
🌅
Ay Ece, nasıl dayandın kız buna sen?
Ece geldiğinde neler yapsın bu Tugaycık'a?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)
RomanceBirbirlerine kalplerini tamamen emanet ederek çıktıkları evlilik yolunda Tugay'ın değişen tavırları, Ece'nin her seferinde kırılan kalbi sonucunda bu iki genci uzun bir ayrılık karşılamıştır. Yarı textingtir. Bölümler kısadır. Zaman geçirebileceğini...