Tugay'ın yaptıklarının altında bir neden arıyorsunuz ama size ufak bir ipucu vereyim. İlk bölümde Tugay'ın yazdığı "bir beşiği yuvarlak içine almışsın" cümlesi bile alay barındırıyor. Tugay yaptıklarını çok geç fark etti arkadaşlar.🌅
"Harika bir adamdı..."
Şöyle bir geçmişi düşündüğümde hafifçe gülümsedim. "Aslında hep duvar gibi suratı vardı biliyor musun? Sen öyle olma, tamam mı? Bak bana... Gülüyorum, ağlıyorum..." deyip anlık bir duraksama yaşadım. Bedenimde elektrik akımı dolaşmış gibi titrerken ayakta durmak için çabaladım. "Ya da benim gibi de olma... Çünkü insanlar duygularını okuyabildiğinde bazen acımasız olurlar. Hele de en yakınların... Sen biraz ben gibi olma, tamam mı? Gerçi seni üzen olursa karşısında beni bulur ama..."
Bir tekme daha...
"Oğlum dar mı geliyor orası?" dedim sabırla. Birazdan ayağı, derimi yırtıp dışarı çıkacakmış gibi hissediyordum yahu. "Bak erken geleyim falan deme! Daha hiçbir şeyin hazır değil... Yaprakla mı kapatacağız seni?"
Kendi kendime küçük bir kahkaha atarken geriye doğru döndüm. Annemin makyaj masama bıraktığı meyve tabağı gözüme çarptı.
"Üç yüz kilo olduk." diye mırıldandım. "Umarım yüz kilo olarak doğar, ileride bana spor yaptırmak zorunda kalmazsın."
Tabaktan bir muz alıp soymaya başladım. Dalga geçiyor olsam da gün boyunca adam akıllı ağzıma bir şey koymamıştım.
Bir ısırık alıp aşağıda kopan gürültüye kulak verdim. Annem ve babamın da sesi yükselmişti. Tugay gelmiş miydi, bilmiyordum. Umurumda da değildi.
"Baban bu gece gidecekmiş... Hep gider, sen de alışırsın. Kötü insanlarla savaşıyorlar... Elleri biraz sert, nasırlıdır. Nasıl tutacaksın, bilemedim. Seninkiler yumuşak olur ama... Neyse ayarlarsınız aranızda. Ben karışmayayım o kadarına..." Kendi kendime konuşmaya devam ederken bir yandan da yatağa oturup tabaktaki tüm meyveleri mideye indirmeye devam ettim.
Yatakta gözlerimi yumdum. "Sana çok farklı bir hayat sunmayı isterdim... Biraz daha dayanma gücüm olsun isterdim oğlum ama annen bu kadar güçsüz işte..."
Bunlar son sözlerim oldu. Kendimi rahatsız bir uykuya bıraktım.
🌅
Tugay'dan
Hazırladığı küçük çantayı kapının önüne bırakıp evin o küçücük odasına doğru çevirdi yönünü. Son günlerde mental sağlığının pek iyi olduğunu söyleyemezdi. Geçmişte yaşanan anılar bir bir zihnine düşüyor, eli ayağı kesiliyordu. Utanmamaya çalışıyordu. Bunu gerçekten deniyordu ama elinde değildi.
Utanıyordu.
Ece'yi tam şu salonun ortasında önüne diz çöktürtmüş, tepeden kızın ağlayan yüzünü izlemişti. Dalga geçmişti... Hayalleriyle, istekleriyle dalga geçmiş, paramparça etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)
RomanceBirbirlerine kalplerini tamamen emanet ederek çıktıkları evlilik yolunda Tugay'ın değişen tavırları, Ece'nin her seferinde kırılan kalbi sonucunda bu iki genci uzun bir ayrılık karşılamıştır. Yarı textingtir. Bölümler kısadır. Zaman geçirebileceğini...