52🌅

24.7K 1.8K 505
                                    

🌅

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🌅

"Dikkatli olacaksınız, tamam mı? Bakın Tugay çok akıllıdır, çok zekidir. Zaten kafasına koyduysa yapar ama sizden istediğim ayık olmanız... Bir noktada durumu fark etmeniz ve bana haber vermeniz. Yemeyin evindeki hiçbir şeyi... Bakın size hazırladım." Üst üste koyduğum saklama kaplarını işaret parmağımla gösterdim. "Onları yiyeceksiniz. Tugay'a asla göstermeyin bunları çünkü görürse bunlara da bir şeyler yapabilir. Yarım saatte bir sesli mesaj atmanızı istiyorum. Eğer ters bir durum olursa ve mesaj atamazsanız en geç on beş dakika içinde oraya gelirim. Bunları da dün kendimden sağdım, kendi sütlerim. Tugay'a mesaj attım ama siz de sakın unutup başka bir şey vermeyin. İlk benim sütümü içsin, sonrasında yoğurt, püre gibi şeyler-"

"Ece, tamam!"

Başımı hazırladığım çantadan yukarı kaldırdığımda Fatih'in çoktan mutfaktan çıktığını fark ettim. Cenker'e çaresizce bakarken iki büyük adımda önüme kadar geldi ve uzamış saç tutamlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Dikkatli olun istiyorum." dedim titreyen bir sesle. Bugün cumartesiydi ve Ediz bugün Tugay'a gidecekti. Yüreğimde bir sızı vardı ve geçmek bilmiyordu. 

Cenker'in avucu yanağımı kapladığında başımı ona doğru bastırdım. Gözlerimi yumup anlık sakinleşmeyi bekledim.

"Dikkatli olacağım... Emin ol Tugay da hiçbir şey yapmayacaktır. Sakin olur musun artık? Ayrıca Ediz onun da oğlu... Bir noktada travmalarını aşman gerekecek."

"Biliyorum ama işte..."

"Hem bugün ne güzel giyinmişsin sen öyle!" Sesindeki beğeni istemsizce hoşuma giderken geri çıkıp üstümdeki kare desenli salopete baktım. Cenker elimden tutup etrafımda döndürdüğünde istemsizce tebessüm ettim.

"Güzel mi gerçekten?"

"Çok güzel..." 

Daha çok tebessüm ettim. İlgiyi seviyordum. Birileri tarafından beğeniliyor olmak hoşuma gidiyordu. Bu duruma o kadar çok hasret kalmıştım ki kendi saçımdan, bedenimden nefret etmeye başlamıştım. Şimdi ise birilerinden güzel sözler duymaya muhtaç gibiydim.

"Nasıl beceriyorsun?"

"Hım?" 

"Hem bir çocuk gibi tatlı olmayı... Hem de bir kadın gibi güzel olmayı..."

Başımdan aşağı soğuk su boşaltılmış gibi geriye sıçrarken yüzümün alev alev yandığını hissettim. Cenker'den bir anda uzaklaşırken elim ayağım birbirine girmiş gibi Ediz'e hazırladığım çantanın içine iki tane biberon atmaya çalıştım.

"Ne oldu? Niye kızardın Ece?" dediğinde sesinde hissettiğim şaşkınlık daha çok karmaşa yaşamama neden oldu. 

Evet, niye kızarıyordum? Bu tarz iltifatlar aramızda yanlış anlaşılacak meseleler miydi ki?

Aşk Evliliği Öldürdü (KISA HİKAYE) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin