Bölüm 9 : ❝Kırık Kalpler ve Ervahları❞

71 8 0
                                    

✨Model - Sarı Kurdeleler✨

❝Kalbime karlar yağdı, ısıtsam da erimedi.❞

Parmaklarımı dizlerimin üzerindeki günlüğün kapağındaki tüylerin üzerinde gezdirdim. Kilitli bir günlüktü ancak ben anahtarını kaybettiğim için açamadığım gibi içinde ne yazdığını da bilmiyordum. Öylesine tüylerini okşayıp kendi kendime mutlu olmaya çalışıyordum. Sürekli günlüğün kilidine uygun bir anahtar almak istemiştim ancak bir türlü bunu aklımda tutamadığım için alamamıştım hiç.

Günlüğü yatağımın üzerine bırakıp penceremin perdelerini duvar köşelerine çekerek dışarıdaki karı ve karda oynayan çocukları izlemeye başladım. Bir çocuk önce babasının kucağına alındı sonra da kara atıldı. Babam da küçükken kar yağdığında aynısını bana yapardı. Boynumu sıkıca atkıyla sarıp beremin iplerini de boynumun altından iyice bağlardı. Eldivenlerimin ıslanmasına müsaade etmeden arada bir değiştirirdi. Bunların hepsini hasta olmamı engellemek için yapardı. O zamanlar bile babamla gurur duyuyordum. Onun her zaman kahramanım olduğunu biliyordum. Şimdi de öyle...

Mavi boğazlı kazağımı ve siyah dar paça kot pantolonumu giyip dalgalı saçlarımı tarayarak saç losyonu sıkarak salık bıraktım. Üzerinde tavşan kafasının ve kulaklarının olduğu pembe eldivenlerimi ve kaşe kabanımı giyerek vestiyerdeki asılı ev anahtarını alıp cebime koydum. Kapıyı açmadan önce diz kapağıma kadar uzanan çizmelerimi giyip atkımı boynuma sardıktan sonra  beremin iplerini çenemin altından bağladım. Babamın çocukken bana yaptığını şimdi kendi kendime yapıyorum. Bu hissin içimde yarattığı boşluk yıllardır dolmamıştı, dolmuyordu. Sanki gökyüzünden yeryüzüne düşen kar taneleri kalbime yağıyormuş gibi bir soğukluk içimi kaplıyordu her kar yağışında.

Gözlerimdeki ıslaklığı silip kapıyı açtığımda karşımda Arhan'ı görmeyi beklemediğim için korkarak geriye sıçradım.

"Korkutmak istememiştim kusura bakma. Tam kapıya vuracaktım sen açtın."

"Önemli değil ben seni görmeyi beklemiyordum o yüzden öyle oldu."

Gözlerim karlı saçlarına ve kızaran yüzüne kaydı. Fazlasıyla üşümüş olmalıydı.

"İçeri geç yüzün kızarmış soğuktan."

"Ben kartopu oynayalım diye gelmiştim ama sen başka yere gideceksin sanırım." Gözleri üzerimde dolanırken bal sarısı gözlerime baktı uzunca.

"Hayır bende karla oynamak için çıkıyordum ama sen çok üşümüşsün biraz ısın öyle çıkıp oynayalım. Hem az önce demlemiştim çayı birlikte içeriz."

Kabanının cebinden ellerini çıkardığında gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kıpkırmızı olan ellerini telaşla kavradım. Buz gibi olmalılar diye düşünüp daha da telaşa kapıldım.

"Karla mı oynayarak geldin buraya sen?!" Kızgınlıkla çıkan ses tonum Arhan'ı şaşırtmış gibiydi ama bunu umursamadım. Bu kadar soğuk insanın canını acıtırdı. Eldivenli ellerimle soğuktan kızaran ve buz küpü gibi olan ellerini okşayıp içeri çektim kendisini aniden.

"Geç çabuk hasta olursun böyle. Eldiven neden giymedin ellerine? Bere takmamışsın, atkı takmamışsın böyle kartopu mu oynanır?"

PİNOKYOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin