BÖLÜM 13: ❝Hüzün Kovan Kuşu❞

74 5 3
                                    

✨ Cem Adrian – Hüzün Kovan Kuşu ✨


|B Ö L Ü M O N Ü Ç|

“HÜZÜN KOVAN KUŞU”


“İnsan en çok kaçtığı şeyden kurtulamazmış. Beni sevme ihtimalinden çok kaçmıştım...”

Kalbimin bütün kırıklarını toplayıp ayaklarımın beni götürdüğü yere, Arhan’ın yanına, geldim. Titreyen dudaklarımı zapt etmeye çalışarak yumruk şeklini alan elimle kapıya vurup hemen ardından zile bastım. Çok geçmeden kapı açıldığında Arhan’ın uykulu gözleri girdi kadrajıma. Şaşkınca bedenimi süzdüğünde üzerimde uyku takımım olmasını umursamadan evden çıktığımı hatırladım.

“Sühan...” Şaşkınlığından sıyrılmasına fırsat tanımadan ileriye atılarak kollarımı beline dolayıp başımı boynuna gömdüm. “Ne oldu güzelim?” Belime sardığı koluyla beni içeri çekip kapıyı kapatarak diğeri kolunu da omzumun üzerinden bedenime doladı. Muhtaçça daha sıkı sarıldım, ihtiyacım olan tek şey şu an Arhan’ın şefkatiydi.

“Sadece sarılalım, soru sorma lütfen.” Omuzlarımın üzerindeki elini saçlarıma tırmandırıp okşamaya başladığında bir müddet daha öylece durup geri çekildim. Elleri yanaklarıma yerleştiğinde buğulu gözlerimi gözlerine çıkardım.

“Şu gözlerinin haline bak, seni bu kadar ağlatan şey ne güzelim? Perişan haldesin.” Başımı öne eğmek istediğimde yanaklarımdaki elleriyle buna engel olup başını eğerek göz göze gelmemizi sağladı. “Üstelik titriyorsun da, kabanını bile giymeden gelmişsin. Anlat lütfen, endişeleniyorum.”

“Korkak mıyım ben?” Alt dudağım titrerken gözlerimden düşen yaşları Arhan’ın parmakları sildi usulca.

“Hiç olur mu öyle şey?” Yanaklarıma yeniden süzülen gözyaşlarını silip kafamı göğsüne bastırdı usulca. “Sen fazlasıyla nahif ve kırılgansın. Bu da senin elinde olan bir durum değil, yaratılışın böyle. Ayrıca korkak olsan bile bu üzülmeni gerektirmez birtanem çünkü herkes korkusuz olursa korkanları kim koruyacak. Mesela sen çok cesur olsan korku filmi izlerken korkmazsın ve ben seni sarılarak sakinleştiremem.”

“Korku filmlerinden korkmuyorum ki ben,” diyerek alt dudağımı ısırıp nemli gözlerimi yüzünde dolaştırdım. Çünkü korku filmlerinden daha korkunç şeyler yaşadım. Dudakları geniş bir tebessüme kucak açtığında elimi tutup mutfağa götürdü beni. Masanın sandalyelerinden birini çekerek oturmamı sağladığında buzdolabından sallama çay çıkarıp ısıtıcıya su koyarak ısınmasını beklerken gelip yanıma oturdu. Yönümü Arhan’a dönüp dirseğimi masaya yasladığımda eli yanağıma yerleşip baş parmağı nazikçe göz altımı okşadı. “Çok mu ürkütücü görünüyorum?”
“Senden gözlerimi alamıyorum sen bana ürkütücü görünüyor muyum diyorsun. Hiç benim prensesim ürkütücü görünebilir mi yahu? Mümkün mü böyle bir şey?” Prensesi olduğumu söylemesine takılıp konudan tamamen kendi kafamda uzaklaştığımda yüzümü süsleyen şapşal bir gülümsemeyle Arhan’a bakakaldım.

PİNOKYOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin