Gözlerimi bu sefer nerde açacağım acaba? Uh! Yurt odamdayım, tamam.
Yattığım yerde gözlerimi açınca görüş açıma Namjoon girdi. Arkasında ise kütüphanede gördüğüm Asyalı çocuk. -Şansa bak başka adam yoktu kütüphanede.-
Yatakta doğrulup oturur pozisyona gelince Namjoon uyandığımı fark etti ve bana döndü.
'Heh! Sonunda uyandın Tae.'
'Buraya nasıl geldim?'
'Jungkook, bayıldığın zaman telefonundan beni aramış ve yurda getirmiş.'
Bunu duyunca adının Jungkook olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm ve teşekkür ettim. Oda kafasıyla beni onayladıktan sonra, 'Ayıldığına göre ben artık gideyim. İyi geceler.' dedi ve odadan çıktı.
'Tebrikler, ilacını yanında taşımazsan kim bilir kimler gelecek daha bu odaya'
'Ne yapayım unuttum. Hem kütüphane hemen şurası bayılırsam bi zahmet getirsinler beni'
Bunu demem ile Namjoon sırıttı ve 'Hadi uyu yarın dersin var.' dedi.
Bende yattığım yere tekrar yığıldım ama yastığımın altında bir şey eksikti-
'Hayır hayır hayır! Namjoon telefonum nerde? Lanet olsun kütüphane de Jungkook denen çocuğun resmini çekmiştim'
'Ne?'
'Ya hoşuma giden şeyleri çekiyorum işte.'
'Ha çocuk hoşuna gitti yani?'
'Namjoon! Telefonumu bul'
Yoktu. Tüm odanın altını üstüne çevirdik. Bulamayınca Namjoon'un telefonuyla aradık. -Hıh bir bu kalmıştı- Telefonu Jungkook açtı. Sanırım bugün telefonuma kavuşamayacaktım. saat geç olduğu için yarın konuşup verebileceğini söyledi.
'Kesin bilerek aldı.'
'Saçmalama Taehyung ne yapsın çocuk telefonunu. Beni arayınca onda kalmış işte'
'Bunu yarın öğreneceğiz. İyi geceler.'
**
Sabah alarmım olmadığı için geç kalkmıştım. Apar topar üzerimi değiştim ve derse yetişmek için hızla yurttan çıktım. Namjoon'un dersi olmadığı için bugün öğlene kadar uyurdu.
Derse girmeden önce bir şeyler atıştırıp ilaç içmem gerekiyordu. Ama ders saati gelmişti ve ilacımı içememiştim. Tek yapabildiğim âni bir bayılma olmaması için dua etmekti.
Son dersin bitiş zili çaldığında hemen yurda dönüp yemekhaneye uğradım. Bir şeyler atıştırmak için masaya geçtim. Tam telefonum yok diye Jungkook'a sövecekken önümde belirdi.
Karşıma oturup telefonu masaya koydu. Bense bir an önce ilacı içmek için hızlı hızlı yemek yiyordum.
'Fotoğraf işine devam etmelisin' dedi.
Bunu deyince bi öksürdüm tabi.
'Numaramı girdim. Resimleri bana yollarsın, hoşuma gittiler'
-Şuna bak zilli numarasını kaydettirdi aklınca-
'Olur' dedim ve telefonu masadan aldım. Şarjı fuldü.- İyi bari akıllı çocuk-
Burda kalıcı duruyor gibi karşımda telefonuyla uğraşıyordu ve bende Namjoon'a yazdım.
Gönderilen Namjoon
-Hyung dersim bitti. Yemekhanedeyim ve Jungkook'ta burda gel hemen. 13.09
Gönderen Namjoon
-Ooo şu hoşuna giden Jungkook 13.09
Gönderilen Namjoon
-Şerefsizlik yapmada gel hemen. 13.09
Gönderen Namjoon
-Tamam be yeni uyandım sayılır inerim birazdan. 13.10
Telefonu kapatmamın ardından Jungkook'a bir bakış attım ama o kaşları çatık ve dikkatlice telefonuna bakıyordu.
Dayanamadım söze girdim:
'Ee neden Paris'e geldin?'
Uff bana bakınca neden böyle içim ürperiyor, bu çocuk çok ateşli...
-Jungkook-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnnocent Love | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
RomanceUmarım yurttan kaçtığım gibi geri de dönebilirim. Mesela tanımadığım bir adamın kollarında bayılmış halde falan değil...