'Şey şimşekten korkuyorum da burda kalabilir miyim?'
Hyungsik'in geldiğini görünce yattığım yerde doğruldum. Elinde yastığı ve gerçekten korktuğunu belli eden bir ifadeyle karşımda duruyordu. Jungkook'tan da ses gelmeyince uyuduğunu anlamıştım.
'B-ben rahatsız ettiğim için özür dilerim. Namjoon hyungta gidince tek kalamadım. B-bir tranvam var da.'
'Sorun değil, kalabilirsin.'
'Şey siz ayrı mı yatıyorsunuz?'
Tam da birlikte yatmadığımız gün odayı pastığı için içimden saydırsamda odada iki yatak olduğu için yine Jungkook ile yatacaktım. Sonuçta Hyungsik ile yatacak değildi ya.
'Ben bugün erkenden yattım da uyandırmamak için ayrı yatmış olmalı.' dedim ve yataktan kalktım.
Hyungsik'e kalktığım yatağa geçmesini söylediketn sonra bende Jungkook'un yanına uzandım. Yatağa geçmem ile yerinde hafifçe kıpırdandı. Ona ne kadar kırgın olsam da onu seviyordum, hemde aklımın alamayacağı kadar çok seviyordum.
Burnumun hizasında duran saçlarından, mükemmel kokular yayıyordu. Ve bu koku kendini davet ediyordu adeta. Bana doğru dönük olan beline arkadan kollarımı sarıp iyice yaklaştım ona. Duyduğum koku kendini daha da belli etti. Onun her uyuyuşumuzda beni tuttuğu gibi tutuyordum. Ve aynı onun yaptığı gibi başımı saçlarına gömmüştüm. Kokusu başımı döndürmüş, beni etkisi altına almıştı. Nedense ona olan tüm sinirim uçup gitmişti. Kollarımın arasında duran bu çocuk konuşmadan bile beni kendine aşık ettirebiliyordu.
Ama hemen arkamda yatan kişinin eski sevgilisi olduğu gerçeğini asla unutturamıyordum kendime. Onun hayatımıza bir anda dahil olup ilişkimizi sarstığını ve benim düşüncelerimi ele geçirmiş olmasını da...
Her ne olursa olsun o çocuğun bizi ayıramayacağını biliyordum. Evet kıskanıyorum. Hyungsik yakışıklı ve Jungkook ile kusursuz duruyor olabilirler ama Jungkook'un bana duyduğu sevgiyi hiçbir şey geçemezdi. Beynim Hyungsik'e olan takıntımı silemese de kalbim her zaman Jungkook ve onun aşkı için atacak ve ben aklımı kullandığım her saniye kalbimi dinleyeceğim...
-
Uyandığımda yüzlerimizin fazla yakın olmasından Jungkook'un nefesi yüzüme çarpıyordu. Öyle uyuyordu ki hiç kalkmadan akşama kadar izlerdim onu. Ama çok geçmeden araladığı gözleri ile bana baktı. Önce beni yanında gördüğü için şaşırmış olmalıydı ama yaklaşıp dudaklarıma bir öpücük kondurunca dünkü olayı hemen unutmak istediğini anlamıştım. Bende öyle, tabi bundan daha fazla rahatsız olmazsam...
Dudaklarını benden ayrınca gülümsedi, ama bu buruk gülümsemenin ardında olan kırgınlığı hissedebiliyordum. İlişkimiz hâlâ devam etse de ne kadar zarar gördüğünü biliyordum. Bunun sebebinin Hyungsik olduğunu bilsem de bazen benim suçummuş gibi geliyordu. Ben ve son zamanlarda olaylara bakış açım, ben ve lanet kıskançlığım, ben ve Jungkook'a olan şikayetlerim...
Jungkook yattığı yerden hafif doğrularlak karşı tarafta uyuyan Hyungsik'i fark etti.
'Uh o neden burda?'
'Yalnız kalamadığını söyledi.'
'Yani o yüzden benimle yattın, zorunda kaldığın için?'
'Bu ne demek şimdi Jungkook. Uzatmak daha mı doğru?'
'Hayır elbette. İsteyerek yanıma geldiğini sanmıştım. Boş versene.' Dedi ve yataktan kalkıp banyoya girdi.
Sabah sabah bu şekilde bir tavır sergilemesi beni gerçekten fazla germişti. Onun böyle davranması canımı yakıyordu. Ama dün akşam ona söylediklerimi düşününce ne kadar aptal olduğumu da düşünüyordum. Bu ikilemde kalmak çok zordu. Ama o ne kadar haklı olursa olsun bana soğuk davranması cidden çok kötü hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnnocent Love | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
RomantizmUmarım yurttan kaçtığım gibi geri de dönebilirim. Mesela tanımadığım bir adamın kollarında bayılmış halde falan değil...