Selamm umarım kitabı beğenmişsinizdir🥰 Gün içinde elimden geldiği kadar bölüm atmaya çalışıyorum, sizlerde oylarınızı ve yorumlarınızı eksik tutmadığınız için minnettarım🙏🙏 Umarım bu kitap daha güzel yerlere gelebilir💜💜
Uyandığımda sevgilimin elleri tüm bedenimi sarmıştı. Kalktığım en güzel sabah falan olabilirdi. Şu an ki huzurumu hiçbir şey bozamaz diye düşünürken dersim olduğunu hatırladım. Lanet olsun saat onu yedi geçiyor.
'Jungkoook uyan'
Uykusunda çıkarttığı gibi mızmızlanarak garip sesler çıkartması onu çok sevimli gösteriyordu. Yanaklarını iki elimin arasına alıp sıktım. Bu sevimli şey benim miydi? Sahip olduğum en güzel varlık.
Jungkook'un mükemmel uykusunu bozamadığım için ona bir öpücük bırakıp kendi odama döndüm. Namjoon'un da sabah dersi olduğu için çıkmıştı. Hemen üzerimi değiştirip okula yürüdüm.
**
Ya lanet olsun yine mi bayıldım ben yoksa. Okulun revirindeydim ve başımda duran arkası dönük çocuğun ne Jungkook ne de Namjoon olmadığını anlasam da kim olduğunu çözememiştim.
Bana doğru dönmesi ile çocuğun Seongwoo olduğunu gördüm. Doğrusunu söylemek gerekirse şaşırmıştım. Erasmus yerim belli olduğu zaman onunla birlikte yurda nakil olmuştuk. Ama onu bildim bileli kimse ile konuşmaz ve sessiz bir tipti.
Uyandığımı fark edince yüzündeki endişeli ifadesi ve neredeyse duyamayacağım kadar kısık sesi ile 'İyi misin?' diye sordu.
Bense bu aşırı baş ağrımı görmezden gelemezdim.
'Biraz başım ağrıyor'
'B-ben, sen bir anda yere yığılınca ne yapacağımı bilemedim. Korktum.'
Son eklediğini yüzünden de anlayabiliyordum. Gerçekten yüzü bembeyaz olmuştu.
'Endişelenmene gerek yok. Bu benim hastalığım, geçici baygınlık. Yardım ettiğin için teşekkür ederim.' dedim ve gülümsedim.
Tekrar teşekkür edip ayağa kalktığım zaman kolumdan tuttu ve kısık sesiyle 'Taehyung' dedi.
Onu dinlemek için döndüğüm sırada kapı açıldı ve Jungkook içeri girdi.
'Ah sevgilim sen iyi misin?'
Seongwoo, Jungkook'u görünce kolumu tuttuğu ellerini çekti ve bir adım uzaklaştı.
Jungkook'a dönüp iyi olduğumu söyledikten sonra tekrar Seongwoo'ya geri dönüp bana ne söyleyeceğini sordum ama boş ver dedi ve revirden çıktı.
'Onunla ne konuşuyordun?'
'Ah bana bir şey diyecek gibiydi ama gitti. Anlamadım.'
'Pekala, sen iyi olduğuna göre bir şeyler yemeye ne dersin?'
'Olur derim.'
Jungkookla okuldan ayrıldıktan sonra bir kafeye uğradık. Ama ilaçlarımı içmediğim için başımın ağrısı artmıştı ve yurda erkenden geri dönmek zorunda kaldık.
Jungkook'un odasına çıkıp kollarının arasında yatmak bana en iyi gelen şey olduğunu bildiğim için yine ordaydım.
'Her planımızı mahvettiğim için üzgünüm.'
Bunu duyunca eliyle, yere bakan yüzümü kendi hizasına kaldırdı ve anlıma bir öpücük kondurdu.
'Seni seviyorum Taehyung. Nerde olursak olalım seviyorum.'
Bu sefer ben onun dudaklarına bir öpücük bırakıp çekildim. Ama o bırakmadı.
**
Odama geri döndüğümde Namjoon yorganını kafasına kadar çekmiş bir şekilde yatağına yatıyordu. Onun bunu uyurken yapmaktan hoşlanmadığını bildiğim için kötü bir durum olduğunu anlamıştım.
Yattığı yerin yanına oturdum ve ellerimi saçlarında gezdirdim.
'Namu, sen iyi misin?'
Kafasını yastığa gömdüğü için boğuk bir sesle 'bilmiyorum' dedi.
'Ne olduğunu anlatmak ister misin?'
'Jin ile ben.. Sanırım bizden olmayacak'
'Neden? Size engel olan nedir?'
'Jin'in ailesi bir erkek ile birlikte olmasına karşı.'
Bunu duyunca gerçekten sinirlenmiştim. Bir insan kime aşık olacağına kendi karar veremezdi ki. Cinsiyetine de.
'Eminim düzgünce konuşulursa anlayışla karşılarlar'
'Sanmıyorum. Çok katı bir ailesi var.'
Bu duruma gerçekten çok üzülmüştüm. Tüm huzurum kaçmıştı. Namjoon'a sıkıca sarıldım. Jungkook ile çıktığımızdan beri ona yeterince zaman ayıramamış olmak kendimi suçlu hissettirdi.
Yatağa tamamen uzanıp saçlarını okşamaya başladım.
'Keşke her şey eskisi gibi olsa ne Jungkook ne de Jin, sen ve ben Koredeyken ve lise zamanımız. O günleri özlüyorum'
'Hey öyle deme Jungkook benim sevgilim'
Bu dediğime gülümsemişti. Ama haklıydı eski Taehyung'u ve Namjoon'u özlemiştim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnnocent Love | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
Lãng mạnUmarım yurttan kaçtığım gibi geri de dönebilirim. Mesela tanımadığım bir adamın kollarında bayılmış halde falan değil...