Selamlarr nerdeyse dört beş gündür bu bölüme bir şeyler ekleyip bırakıyorum ve sanırım yazdığım bölümlerin arasından en uzunu bu oldu. 1388 kelime ile geldimm. Bir dahaki bölümü umarım en kısa zamanda yazarım ve tekrar umarım ki beğenirsiniz. İyi okumalar sağlıkla kalın ❤
'Taehyung?'
Adımı seslenen Jungkook'tu. Zaten beni görmeden kaçamazdım ama yanlarına gitmek istemiyordum. Gözlerim dolmuştu ve sorarsa söyeyecek bir şeyim yoktu. Ne yani yine gereksiz yere sizi kıskandım ve yetmez gibi bunun için ağlıyorum mu diyecektim? Bunu yapamazdım ama yakalanmıştım.
'Nereye böyle?'
'Ben, sizi fark etmedim sana mesaj atacaktım.'
'Uh Hyunsik'in alçısı çatlamış. Hastaneye gideceğiz. Sen de gel istersen.'
'B-ben gelmeyeyim ya. Hem birikmiş ödevlerim var. İki dersten büte kaldım. Arkamı toparlamam gerek.'
'Sen bilirsin bebeğim. Hemen döneriz. Dikkat et kendine.'
'Tamam, sonra görüşürüz.'
Yanlarından ayrılıp hızlı adımlara okuldan çıktım. Yalnızca hastaneye getirecekti. Kıskanmam için bir neden yoktu. Ama olmuyor lanet olsun o çocuk Jungkook'un yanında kusursuz duruyor ve ben bunu deli gibi kıskanıyorum.
-
Gönderilen Namjoon
-Hyung nerdesin? Yurda dönüyorum. 16.48
Göderen Namjoon
-Döndüm ben, odamdayım. 16.49
Gönderilen Namjoon
-Tamam gelince uğrarım. 16.49
Yurda ulaşınca Namjoon'un yanına gittim. Sanırım onun abilik şefkatine ihtiyacım vardı.
'Taehyung, sen iyi misin?'
'Bilmiyorum... sanırım değilim. '
İki yana açtığı kolları ile beni yanına davet etti ve bende buna hayır diyemezdim. Önce sessizce sarıldık. Bu çok iyi gelmişti. Namjoon'a uzun süredir sarılmamıştım. Onun sıcak kolları ve huzurlu gülümsemesi bile beni mutlu etmeye yeterdi.
'Pekala anlat bakalım Taehyung-si ne oldu sana ve bu haldesin?'
'Aslında bir şey olmadı... Yani kendi kendime kafamın etini yiyorum.'
'Bu ne demek şimdi?'
'Yani ortada olan bir şey yok ama ben kafamda olmuş gibi büyütüyorum ve buna sinirleniyorum.'
'Taehyung, son zamlarda seni anlamakta zorlanıyorum.'
'Haklısın hyung. Bende kendimi anlamıyorum ki.'
'Pekala biraz uyumak ister misin, kafanda düşündüğün şeyleri de unutmaya çalış olur mu?'
'Sanırım uykuya hayır diyemem ama düşünceler konusunda söz vermeyeceğim. Bunu bilerek yapmıyorum.'
Kimseye kendimi tam anlamıyla anlatamıyor olmak çok sıkıcıydı. Beynimin içinde beni yöneten bir şey varmış ve asla ona söz geçiremiyormuşum gibi hissediyordum.
Bu geceyi nerde geçireceğim bilmiyorum ama su an Namjoon hyungun kolları arasında uyumak gibisi yok.
-
Gözlerimi açtığımda kendimi bu sefer Jungkook'un çıplak göğsünde buldum. İki kaslı ellini belime sarmış, dudaklarını saçlarıma bastırmış bir şekilde uyuyordu. Onu uyurken izlemeye alışmıştım. Ve bu çok keyifliydi. Bazen yalnızca ona sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Onun karşıma çıkması hayatın en güzel hediyesiymiş gibi, onun sevgisi her an yanıma olsun istiyorum. Ama neden son zamanlarda aramızda görünmez bir duvar örülü gibi geliyor? Neden onun sıcak ve sempatik haline muhtaç gibi hissediyorum? Neden cevabını bilmediğim bu kadar çok sorum var? Bilmiyordum. Bilmek istiyorum. Ama kafamın içi beni delirtmek için ayarlanmış gibi işliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnnocent Love | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
RomanceUmarım yurttan kaçtığım gibi geri de dönebilirim. Mesela tanımadığım bir adamın kollarında bayılmış halde falan değil...