Merhabalarr. Bir kitabın daha final bölümünü yazıyorum. 🍒 Nasıl mutluyum anlatamam. Burada yazdığım birkaç cümle, sizleri biraz olsun eğlendirebildiyse ne mutlu bana. Bu kitabı yazarken ben çok keyif aldım umarım sizde okurken keyif almışsınızdır. Destek olan herkese teşekkür ederim. 🙏 İyi okumalarr. ❤️❤️
-
'N-Namjoon trafik kazası geçirdi'...
'N-ne! Nasıl, durumu nasıl?'
'Ameliyata aldılar. T-Taehyung ben ne yapacağımı bilmiyorum.'
'Tamam sakin ol. Ben ilk uçakta ordayım. Sen Namjoon'un başından ayrılma. Tamam mı..'
Çok korkmuştum. Namjoon'un başına bir şey gelmesine dayanamazdım. İnternetten aldığım ilk Paris biletiyle iki gün sonra Champs Elysées'e varmıştım.
Hasret kaldığım bu mükemmel şehrin sokakları beni son baharın güzelliğiyle karşılamıştı. Ağaçların sararmış yaprakları, hafif esen rüzgar eşliğinde dans ediyor aynı zamanda bu ılık esinti yüzüme çarparak içimi huzur dolduruyordu. Ama aklıma Namjoon geldikçe bedenimi bir ürperti kaplıyordu.
Havaalanından bidiğim taksi beni şehir merkezinde indirdikten sonra hızla hastaneye yürümeye başladım. Yolumun üstüne gözüme çarpan eski binanın halini görüğümde üzülmüştüm. Buradayken zamanımın neredeyse tümünü geçirdiğim, Jungkook ile tanıştığım ve yurttan kaçtıktan sonraki ikinci evim olan kütüphaneyi yıkmışlardı. Belkide binanın çok eski olması buna nedendi. Yine de beni derinden etkileyen bir kayıp olacaktı. Buraya ait en güzel yerimdi..
Yaklaşık on dakikalık yürüyüşümün ardından, uzun zamandır girmediğim ama görmeye çok alışık olduğum hastaneye gelmiştim. Girişteki sekretere Namjoon'un adını verdikten sonra söylediği kata çıktım.
Yoğun bakım ünitesinin önünde uyuklayan Jin'i fark edince ona doğru yaklaştım. Hafif dürtmemle anında açılan gözleri beni buldu.
'Taehyung!'
İki büklüm kıvrıldığı yerden kalkıp bana sarıldı. İki gündür ağlamaktan ve uykusuzluktan şişen gözleri ne kadar halsiz olduğunu gözler önüne seriyordu.
Bana sarıldığında çıkarttığı seslerden ağlıyor olduğunu anlamak zor değildi. Bende ellerimi sırtında birleştirerek onu sardım.
Benden ayrıldığında daha iyi anlamıştım ne kadar perişan olduğunu. Yine de odanın yanından bir kez olsun ayrılmamıştı.
'Yemek yedin mi sen? Çok bitkin duruyorsun.'
Bluzunun kollarını çekerek gözlerini sildi, derin bir soluk verdi ve kafasını iki yana sallayarak sorumu cevapladı.
'Jin...Böyle yapma ne olursun. Namjoon- o iyi olacak.'
'B-bilmiyorum. Taehyung...ben çok korkuyorum.'
'Hayır. Hayır böyle söyleme. Hiçbir şey olmayacak tamam mı? Şimdi sen yurda dön ve biraz uyu. Daha fazla uykusuz kalman senin için iyi olmayacak.'
'Ah hayır Namjoon burdayken gide-'
Jin'in itirazını, odadan çıkan doktor yarıda kesmişti. Yaşlı adamı görünce ikimizde ayaklandık.
'D-doktor Bey! Namjoon'un durumu nasıl, o iyi mi?'
'Şu an hayati fonksiyonları stabil. Ağır bir yarası yok gibi duruyor. Yarın sabah odaya çıkartabiliriz. Geçmiş olsun.'
Jin bunu duyunca tekrar sarıldı bana. Hâlâ ağlıyordu ama bu sefer mutluluk göz yaşlarıydı. Namjoon'un iyi olması ikimize de çok iyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnnocent Love | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
RomansaUmarım yurttan kaçtığım gibi geri de dönebilirim. Mesela tanımadığım bir adamın kollarında bayılmış halde falan değil...