Merakının Peşinden Giden Genç Adam 5

161 25 24
                                    

Bölüm 13

Azraillerin elbette ki uykuya da ihtiyaçları yoktu. Ama insanlar gibi zaman denen şeyin içinde sürüklendikleri için bir süreliğine bu şekilde bilinçlerini kapatmak işlerine geliyordu. Fakat bu Bir'in Hilal'le tanıştığından bu yana kullanabildiği bir kaçış değildi. Uyumayı denedi ama eskiden yapabildiği kadar kolay olmuyordu. Ne zaman gözlerini kapatsa kızın nasıl olup da onu görebildiğine dair teoriler üretmeye; gerçekten de ailesini öldürüp öldürmediğini ya da neden o kadar tanıdık hissettirdiğini düşünmeye başlıyordu. Bu kızda ne vardı? Neden o zamana kadar gördüğü, tanıdığı bütün insanlardan –hatta azraillerden bile- farklıydı? Yaşadıklarının ikisine özel şeyler olup olmadığını bile merak etti. Görebildiği tek azrail o olabilir miydi? Yakın hissetmesi de bu yüzden miydi? Belki aralarında bilmediği bir bağ vardı.

Geçmemek için inat eden zaman nihayet ölü doğan güneşi gördüğünde kendi yoluna gitti. Günün başlaması aklına ağırlık yapan düşünceleri kovamasa da meşgul olmak bu konuda işe yarıyordu. Önceki gün fazla can sıkıcı davrandığından kızı biraz rahat bırakmanın iyi olacağına karar vermişti. O yüzden yanına hemen gitmeyecekti. En zor kısmı atlatmış ve bir de yeniden görüşmek için sözleşmişti. Her şey yolunda gidiyor gibi görünüyordu. Bu yüzden tavırları daha rahattı.

Günlük programını almak için girdiği kısa sırada elleri ceplerinde bekliyordu. Omzuna birinin dokunduğunu hissetti. Eskiden beri tanıdığı bir başka azraildi. Selamlaştılar. Bir süredir görmediği adamda dikkatini çeken ilk şey gözlükleri olmuştu.

"Neden gözlük takıyorsun?"

"Neden takmayayım?"

"Göz sağlığın bozulduğu için olmadığı kesin."

Güldü adam. "Hoşuma gidiyor. Farklı olmayı seviyorum. Hem de zeki görünmemi sağlıyor."

Bir, kıza daha zararsız görünmek adına gözlük takmayı daha önce düşünmüştü. Zeki bir görüntü de işine yarayabilirdi. Bu fırsatı kullanmaya karar verdi.

"Bir şey diyeceğim. Onları bana verir misin? İşim bitince söz geri vereceğim."

"İşin bitince mi? Ne yapacaksın ki gözlükle?"

"Onu şimdi anlatamam ama cidden ihtiyacım var. Ne dersin?"

Adam çok düşünmeden gözlükleri çıkarıp ona uzattı. "Yaşayanlardan herhangi bir şey çalmak yasak, biliyorsun. Elde etmek baya zordu; o yüzden zararsız getirsen iyi olur."

Elini adamın omzuna koyup, "Sen hiç merak etme," dedi. Gözlüğü dikkatlice ceketinin iç cebine yerleştirdi. "Teşekkürler."

*

Günün yarısından fazlasını tamamladıktan sonra artık Hilal'i görmeye gidebilirdi. Programı düşündüğünden de sıkışık olduğundan fazla kalamazdı ama kendini unutturmamak için en azından bir kez görünmeliydi. Yarım saate yakın boşluğunu hemen değerlendirmeye koyuldu.

Daireye vardığında kapıyı çaldı ama açan yoktu. Saatine baktı. Gecikmemesi gerekiyordu. Kızın gelmesini beklemesi gerekecekti ama onun için de zamanı sınırlıydı. Birinin fazla canlı, cırtlak denebilecek sesini duyduğunda bütün ilgisi oraya gitti. Çünkü ses kendi dairesinden geliyordu. Kapının da aralık olması onu iyice endişelendirdi. Çift fikir değiştirip geri dönmüşse ne yapardı? Birinin görüp görmeyeceğini dert etmeden kapıyı tamamen açıp içeri girdi. Nitekim gördüler de. Ufak bir çocuk merakla kapıya bakıyordu. O da çocuğa aynı merakla baktı. Korkmuş muydu? Yetişkinleri korkutmak eğlenceliydi ama bir çocuğu korkutmak istemezdi. Ne tepki verecekti?

YAŞAMAK ÖLÜM GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin