Sare ile konuşmaları sonrasında Akgün buluştukları yerde kalmıştı. Derin derin nefes alıp verirken bir yandan da kendine tüm bunlara neden katlandığını hatırlatıyordu. Kaybolan geleceğini tekrar bulabilmek için bir süre daha katlanmalıydı tüm bunlara. Çünkü babasının korunabilmesi ve kendisinin de dışarıda kalabilmesi için Sare Akay ile iş birliğine devam etmeliydi. Çünkü artık geçmişteki şeyleri tekrar yaşama düşüncesi bile kendisine acı veriyordu. Yeniden hapishaneye dönmek, babasının tekrar tehlikeye düşmesi en önemliside Yağmur'un güvenini yeniden kazanmaya başlamışken... Omuzlarına binen tüm bu yükler ile derin bir nefes vermişti.
Düşüncelerinden ayıran şey telefon sesi olmuştu. Arayan Selim savcıydı. Sıkıntılı halinin anlaşılmaması için boğazını temizleyip telefonu açtı. " Neredesin sen? 2 gündür otele uğramıyormuşsun, babanın telefonlarına da cevap vermiyormuşsun." " Bir şey yok savcım arkadaştaydım. Az öncede Sare hanım ile birlikte görüşmek için buluştum.". "Sare mi? Ne konuştunuz ne diyor?". " Cihan mevzusu. Önemli bir şey değil yani".
" Önemli değil mi? İlk defa haklı bu arada Sancaktarlar bizim kozumuz. Tekrar ne yapıp edip Cihan ile aranı düzeltmen lazım." " Anlaşıldı savcım merak etme."
" İyi tamam bir şey olursa haber ver. Bu arada babanın yanına git adam merak etmiş baya seni. Hem baba oğul arasında olur böyle atışmalar uzatma sen daha fazla. "." Tamam savcım selametle. "Akgün arabasına geçerken bir yandan yapacağı işleri kendi kafasında sıraya koymuştu. Önce Sare'nin dediği işi yani Cihan mevzusunu halledecekti. Bunun için önce Cihan'ı arayıp görüşmek istediğini belirtti. İkili daha önce buluştukları sahil kenarında buluşmak üzere sözleşmişlerdi. Akgün çoktan varmışken Cihan da gelmişti.
" Tüm bu olanlardan sonra beni neden çağırdığını anlamadım açıkçası."
" Birkaç şey söylemek için çağırdım."
" Özür dilemek pek senlik değil aslında"
" Sana özür dileyeceğimi söylemedim zaten. O konu özel hayatımızla ilgili ben seni buraya iş hayatımızla ilgili çağırdım. Bilirsin profesyonel kişiler iş ile özel hayatını birbirine karıştırmamalı. Sonuçta seninle zamanında birkaç başarılı iş gerçekleştirdik, aramızda birtakım anlaşmalar yapıldı."
" Yani demek istediğin ne Akgün? "
" Demek istediğim şu ben senin burnunu Akgün olarak kırdım yani kişisel mevzu olarak ama şu an burada Akgün Gökalp Taşkın olarak bulunuyorum seninle anlaşmalar ve iş yapan kişi olarak. "
" Merak etme demek istediğini anladım. Yaptığımız anlaşmalar hala geçerli. Seninde dediğin gibi bizler profesyonel kişileriz. Yine ortak bir çıkarımız olduğu zaman birlikte çalışabiliz. "Akgün aldığı cevapla güzel diye mırıldanırken ikiside arabasına yönelmişti tam binecekleri anda " Cihan! Bu arada geçmiş olsun umarım bir an önce iyileşir. "
Her iki araçta ters yönlere giderken Akgün olanları Sareye anlatmıştı. Artık ne savcı ne de Sare bu konuda Akgün'ü darlayacaklardı.
Akgün sabah Yağmur'un yanından alelacele çıkmak zorunda kaldığı için kendini oldukça huzursuz hissediyordu. Bu yüzden de akşam Yağmur ile vakit geçirmeyi istiyordu. Nasıl bir plan yapabileceğine karar veremezken en sonunda Yağmur'u aramayı düşündü. Telefonu eline aldığı anda çalması bir olmuştu. Yağmur aramasının bu kadar çabuk açıldığına şaşırmıştı.
"(Gülerek) Hayırdır Akgün bey hasretime dayanamayıp aramamı bekliyordunuz telefon elinizde?"
" Doğru tahmin Yağmur hanımcım."
" Şanslısın o zaman çünkü bugün de ben seni kaçırıyorum."
" Yok artık! Bende tam bunun için seni arayacaktım. Restaurantan çıkabilirsen eğer bir şey yapalım mı akşam diye. "
" Desene yine konuşmadan anlaşmaya başladık. O zaman bugün kalan vakitte her şeyi bir kenara bırakıp normal iki genç gibi gezelim, dolaşalım. 1 saat sonra beni almaya gelirsin o zaman anlaştık mı? "
" Anlaştık "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaz - Gün Gece
FanfictionHepimizin canı gönülden sevdiği Son Yaz evrenimiz, kadersiz güneş çiçeğimiz maalesef ki 26 bölümle sona ermiş, aklımızda bir sürü soru işareti bırakarak veda etmek zorunda kalmıştı.. Peki ya 26.bölümde o itiraflar yapılmamış, zaman atlaması yaşanma...