6-cı bölüm

94 15 8
                                    

"Brail! Burası pek tekin yere benzemiyor... Gerimi dönsek diyorum?"

Alex'in sesiyle hemen ona taraf döndüm.

"Alex?"
Dedim şaşkınlıkla.

"Ne?N-Ne bakıyorsun? Ruh görmüş gibi?"

"S-sen..." gözümden düşen bir damlayla hala olanları düşünmüşdüm. Nasıl yani? Alex? Ölmemişmiydi?

"Alex ne yapıyorsun Allah aşkına? Ne zamandan beri korkmaya başladın anlamıyorum.... Buradanda ürkünc yerler gördük. O zaman Sende "korku" kelimesinin 'k'-sı bile yokken ne zamandan beri böyle biri oldun bilmiyorum! Biraz susarmısın?  Lütfen!"

Fionanın konuşmasıyla hemen ona baktım.

"N-ne bakıyorsun? Korkuyorum..." dedi Fiona.

Yani onlar ölmemişmiydi? Peki bunlar bana neden tanıdık geliyor. Dejavu hissi bu olmalıydı...

Hemen koşarak ikisine sarıldım:
"Sizi kaybettiğimi sanmıştım..." dedi burnumu çekerek.

"Ne kaybetmesi?" Dedi Alex benden ayrılarak.
Ona baktım. Demekki her şey benim hayal ürünnümüş. Ama kuzenlerimin  ölmesi hayal değil kabus . Yada burda bir şeyler dönüyor ve ben habersizim. Onları bırakıp onlara gülümseyerek baktım ve önden yürümeye devam etdim.

Bir kaç dakika sonunda patika yolun sonuna gelmiştik. Ne ara eğdiğimi bilmediğim kafamı kaldırarak baktığımda klubeyi gördüm...

Ne yani hayalimdeki klube gerçekmiydi?
Ne oluyor ya?
Ne tesadüf bunlar?

"Blair?" Dedi Fiona.

Transtan çıkmış ve ona dönmüştüm.

"Hm?" Dedim merakla.

"Ne düşünüyorsun? Alex kaç dakkadır seni çağırıyor ama bakmıyorsun?"

Dediğinde gözucu Alex'e baktım.
Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

Ne cevap vericektim? Bunları daha önce yaşadığımı sanıyorum ama hayal da ola bilir mi diyecektim?
Hayır kesin beni çatlak sanırlar. Zaten aralarında deli gibi bakıyorlar bana.

"Hiç sadece..."
Sözümü kahkahasıyla kesen Alex

"Ne oldu korkuyormusun?" Dedi Alex gülerek.

"He he korkuyorum" diyip göz devirdim.

Fionayla Alex'se hala gülüyordu.Cidden ama. Bunlar ne zaman büyüyecekler?

"Kesin gülmeyi hadi gidelim!" Dedim sahte bi sinirle.
Evet sahte bir sinirle. Çünki kızılacak hiç bir şey yoktu. Durumları benide güldürüyordu.

Onlardan önce kapıya ulaştım. Kapının kulpundan tutdum. Kalbim o kadara hızlı atıryorduki.

"Açsana kapıyı"  dedi arkamdan merakla bakan Alex.
Ona baktım. Bana bilinmezlik dolu gözlerle bakıyordu. Derin bir nefes verdim.

"Alex'e korkak diyordun Blair. Şimdi senmi korkuyorsun?" Dedi Fiona.

Evet...
Evet korkuyorum. Sizi kaybetmekten korkuyorum.

"Lan açsana kapıyı!" Dedi Alex sinirle.
"Noluyo ya bu kıza " Diye devam etdirdi.

Sonunda kapıyı açdım. Gözümü yumdum. Eğer bu seferde aynı şey olursa hemen burdan gitmeliydik...
Ayağımı içeri koyacakken Alex bağırdı:

"Blair!" Dedi Alex.
Merak ve keder dolu gözlerimi ona çevirdim.

"Ayağının altına dikkat et. Kapının aşağısında ip var!"
Dedi.

Oldu. Yine oldu. Her şey tek tek gerçekleşiyor. Onlar ölücekler. Fiona faltaşı gibi açılmış gözleriyle bana bakıp hemen kapıya doğru yaklaştı.

Tek dizini yine yere koyarak ipe baktı.

"Cidden burda bir ip var beyaz ve seçilmesi zor. Tuzak bence bu."  Dediğinde yıkılmıştım. Şüphesiz her şey gerçekleşiyordu.

"Vallaha helal sanada. Şahin misali gözlerin var be!"
Dedi yine Alex'e bakarak. Onlar gülüyorlardı bense yıkılmıştım.

Birden beynimin içinde bir sızıltı başladı. Başım dönmeye gözlerim kararmaya başladı. Ayaklarımın altından yerler çekiliyor gibiydi.

Beynimde gülme sesleri işitiyordum. Noluyor yaa!.
Ellerimle başımı tutarak yere  oturmaya çalıştım.
Ama ayağımın bir şeye takılmasıyla yere düştüm.

"Hey Blair!" Alex ve Fionanın seslerini duyuyordum ama sanki suyun altındaymışlar  gibi boğuk ve bir o kadar zayıf çıkıyordu.

Acıdan kapattığım gözlerimi açmaya çalıştım ve başardım. Karşımda gördüklerimse korkmama sebep oldu.

Alex ve Fionanın yüzünün bir kısmı çürümüştü. Ceset gibiydiler. Bir tarafıysa insandı.

Ve gözlerimin tamamiyle kararmasıyla gözlerimi yumdum başımı soğuk ve sert zemine koydum...

~~~~~~~~~~~~

Merhaba arkadaşlar.
Bölüm nasıldı?

"Lanet"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin