8-ci bölüm

70 10 4
                                    

Alex'e baktım. Söylememeliyim. Durumu daha kötü yapmamalıyım.

"Hiç. Hiç bir şey olmadı." Dedim gözlerine bakarak. Bana inanmıyormuş gibi bakıyordu.

"Hadi gidelim" dedim. Klubeye yaklaştım ve kulpunu tutdum. Yavaşça aralamaya başladım.
An'ın gidişatını bozmamak için bilmiyormuş gibi içeri adımlamak istedim ve Alex'in Adımı bağırmasıyla durdum.
Yüzümde hafif bi gülümseme yayılmaması için kendimi zor tutdum.

"Ayağının altına dikkat et. Kapının aşağısında ip var!"
Dedi.
Biliyorum Alex biliyorum. Bunu bana kaçıncı defa söylediğinise sen bilmiyorsun.

Fiona yine meraklı gözlerini faltaşı gibi açarak tek diziüste oturdu ve ipe baktı:
"Cidden burda bir ip var beyaz ve seçilmesi zor. Tuzak bence bu."
Dedi yine.
Artık bıkmıştım . Aynı cümleler tekrarlanıyor aynı olaylar oluyordu. Nerde yalnış yapmıştım. Hemen bulmalıydım ve buna son vermeliydim.

Hemen gidip dal parçasını buldum . Yine ve yine:
"Kapının önünden uzak durun bu bir tuzak ve her an ipe dokunduğumda bir ok fırlaya bilir" Dedim bilgili bir şekilde.

"Sen nerden biliyorsun?" Dedi Alex.

"Çok kitap okumuşluğum vardır" Diye bir yalan uydurdum.

"Sen ve kitap okumakmı? Hayatda inanmam" dedi Alex. Fionada ona katıltdığını bildirerek başını aşağı yukarı salladı.

Tamam doğru. Kitaplarla o kadarda aram iyi değildi. Ama yinede bazen okurdum ya. Yılda bir kez kitap alır 1 yıla okurdum. Buda bir şeydi sonuçta...

"Tamam hadi geçin kapının önünden ölmek istemiyorsanız..." dedim alayla.

İkiside bana göz devirerek kapıdan biraz uzak durdular. Tabi her zaman durdukları yerde...

Dal parçasıyla ipe dokundum ve ok'un gelişini bekledim.

"Hiç bir şey olmadı ama?" Diyip 1 adım öne gelen Alexin burnunun ucundan ok geçince korkudan yere düştü. Bense alayla gülüyordum...

"Ne gülüyorsun yaa!" Dedi sitem ederek elini kalbinin üstüne koydu.

Fiona'ysa kıkırdıyordu.

Alex Fionaya ters bir bakış atdığında dayanamayıp kahkahayı patlatmıştım.
Sonunda Alex'in sinirli bakışları altında susmuş elimi kalkması için uzatmıştım:

"Kalk hadi bizi hala bir macera bekliyor..."

Elimden tutunup kalktı ve üstünü başını temizledi.

Kapının önüne gidip durdum. Arkamda kalan iki kişiye baktım

"Başlıyoruz o zaman?" Dedim gülerek. Onlarsa bana hem korku hemde alaylı bir tonda gülümseme sundu.

~~~~~~~~~~

Klubeye girmiş onlara yine tuzak ola bileceğine dair uyarmıştım. Onlarda of'layarak dediklerimi yerine yetirmiş sözümü dinlemişlerdi.

Ayağa kalktım ve Sırt çantamı hazırladım. Yediğimiz konserve kaplarını yine bir torbaya koydum ve şöminenin yanına bıraktım.

"Hadi gidelim" dedim.

Alexin ne diyeceğini biliyordum. Yine inkar etdi. Gitmek istemedi. Ama sonunda onu ikna etdim. Yani Fionayla birlikte etdik. Akşam olmuşdu her zamanki gibi. Fenerlerimiz elimizde ben önde onlar arkada olmak üzere temkinli bir şekilde yeniden
Ormanın derinliklerine doğru yol almıştık.
Baykuşun tiz sesi yine kulaklarıma doldu.
Ahh  işte başlıyoruz.
Alex bağırmak için ağzını açmıştıki bu sefer ağzını hemen kapatdım.

"No yopoyorson?" Dedi meraklı bir ses tonunda. Yani ağzını kapattığım için ne dediğini anlamamıştım.

"Ne diyorsun lan?" Dedim tek kaşımı kaldırıp elimi çekerken.

"Neden ağzımı kapattın?" Dedi Alex

"Bağırma diye?"
Dediğimde göz devirmiş devam etmişti.
"Burdan gitmeliyiz. Size söylemiştim. Burası bizim sonumuz olucak hiss ediyorum."

Biliyorum Alex. Senin 6 cı hissin gerçektende kuvvetli . Sen söylemiştin. Keşke seni dinleseydim .
Ama hayır yapamazdımda. Babamın hatalarını düzeltmeden yapamazdım.

Tek suçum sizide kendimle buraya sürüklemem . Keşke sizi buraya getirmeseydim. O zaman bunlar olmazdı.

"GERÇEKTENDE İNSANI 'KEŞKELER' TÜKETİR"

"Lanet"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin