"Brail! Burası pek tekin yere benzemiyor... Gerimi dönsek diyorum?"
Korkudan titreyen Alex'in Ormana girdiğimizden bu yana zibiliyoncu kez sorduğu soruya yine göz devirdim.
"Alex ne yapıyorsun Allah aşkına? Ne zamandan beri korkmaya başladın anlamıyorum.Buradanda ürkünc yerler gördük. O zaman sende "korku" kelimesinin 'k'-sı bile yokken ne zamandan beri böyle biri oldun bilmiyorum. Çok konuşuyorsun ve başım ağrımaya başladı. Biraz susarmısın? Lütfen!"
Sonunda Fiona konuştuğunda onlara aldırmadan yinede ormanın derinlerine doğru yol alan patikadan yürüyordum. Eylül ayında olduğumuzdan hava haliyle soğuktu, ağaçların yaprakları solmuş ve tüm ormanı kaplamıştı.
İnsanı donduracak derecede rüzgarları saymazsak güzel manzarası vardı Screast ormanın.
"6-cı hissimin kuvvetli olduğunu biliyorsunuz! Burada kötü bir şeyler var. Hadi dönelim"
Korku dolu gözlerle etrafını tarayan Alex , fısıltıyla konuştuğunda Sabrımın tükendiğini anlamıştım.
Cidden ama...
Arkamdan gelen bedene doğru dönüp korkuyla kasılmış yüzüne baktım. Benim durmamla ikiside durmuş bana bakıyordu.Alex aptalının siyah gözlerine bakıp sinirden tutduğum nefesimi dışarı vererek sakin bir tonda konuştum:
"Bana bak Alex! Biliyorsun ki senin 6 cı hissin kadar benimde yumruklarım kuvvetli anlıyormusun? Ya sesinin volünü 0-a indirip kısarsın , yada seni bir güzel pataklar buradada bırakıp giderim. Şimdi sen seç hangisi daha iyi?"
"Ciddimiyim" Diye yüzümü tarayan Alex sonunda ciddi olduğumu anlayacakki kafasını sallayıp yürümeye başladı.
Göz devirip yine önden yürümeye devam etdim. Bizim bu halimize kıkırdayan Fiona birden gülmeyi kesmiş
"Ne gülemezmiyim" sorusuyla Alexin ona kötü bakışlar atdığını anlamıştım.
Tepkisiz yüzümde bir gülümseme yayılmışdı.15 dakika sonra:
Tam yarımsaatdir yürüyorduk ama Richard amcanın söylediği "Perili Evi" bulamamıştık.
Richard amca bizim eski komşumuzdu. Tam 4 yıldır komşuyduk. 20 yaşımızda Alex ve Fionanın Anne babalarıyla, yani benim teyzem ve kocası (Fionanın Annesi ve babası), dayım, karısı ve kızı (Alexin babası, annesi ve kardeşi), benim annem babam bize sürpriz yapmak için Californiyaya okuduğumuz üniversiteye geliyorlarmış. Ama kaza geçirmişlerdi ve hepsini kaybetmiştik.
Anımsadığım acı dolu 1 yılımla gözlerim dolmuştu.
Onları özlemiştim. Yalnız ben değil kuzenlerimde.
Geçen şu 4 yılda birbirimize sıkı bir şekilde bağlanmış , destek çıkmıştık.Kendimize yeni bir sayfa açmış dertlerimizi unutmaya çalışmıştık. Ama aklımızdan ne kadar çıkarmaya çalışsakta kalbimizdeki o boşluk devam ediyordu.
Yeni bir hayat kurmuş başka bir şehre göçmüştük. Şimdi iki katlı bir evimiz vardı New Yorkta.
Ama bir maceraperest olarak universiteyi bitirdikten sonra Perili evler aramış ,hayaletlerle uğraşmıştık. Bu işi 2 yıldır sürdürüyoruz. Yaşadığımız macerayı
videolara kaydetmiş, Youtube-da paylaşmıştık. Hem iş yapıyor hemde eğleniyorduk.Patikanın sonuna geldiğimizi gördüğümde ne ara eğdiğimi bilmediğim başımı kaldırmış gözlerimi etrafta gezdirmiştim.
Büyük bir daire içerisinde bir klube vardı. Ne küçük nede büyüktü. Orta boydaydı. Klubenin etrafı boştu. Ama dairenin dışında ağaçlar boy-boy düzülmüş, klubeni ortalarına almışlardı.
Ama garibime gidense klubenin etrafında Allahın bir tane bile yaprağı yoktu ve klube yeni yapılmış gibiydi.
"Woow bu evin-ay pardon klubenin- gerçekten perili olduğuna eminmisin Brail?"
Klubeye hayran gözlerle bakan Fionaya bakışımı çevirdim. Gülümsedim ve kafamla onayladım.
Oda bana bakmış gülümsemişti.
"Hadi gidelim" Dedim ve yavaş adımlarla klubeye yaklaştım.
Klubenin kapısının önünde durdum ve arkamdan bana bakan ikiliye döndüm:
"MACERAYA HAZIRMISINIZ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Lanet"
Mystery / ThrillerSuçsuz insanların her zaman ödemesi gerek bedeller vardır. Neden mi? Çünki masumlar... Bir bedel ödemesi gereken masum birinin hikayesi... Hazırmısın? Onunla birlikte bedeli ödemeye?