SİRAYET

394 380 35
                                    

"Daha fazla uyumayacaksan eğer koltuğu düzeltmemi ister misin?"

Savaşın sesini duymuştum ama ne cevap verecek halim nede sesimi çıkaracak gücüm vardı.Tek yapabildiğim ellerimdeki kurumuş kana bakmaktı.Savaş bir süre bekledi,benden cevap gelmeyeceğine emin olmuş gibi tekrardan konuştu.

"Su vereyim mi?Boğazın çok kötü durumda olmalı."

Bir yandan benimle ilgilenmeye çalışıyor diğer yandan ise hala arabayı sürmeye devam ediyordu.Nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum çünkü dilimi hareket ettiremeyeceğim dereceye kadar boğazım kurumuştu.Güçlükle sesimi çıkarmaya çalıştım ama pek becerdiğim söylenemezdi.

"E...vet"

"Tamamdır,hemen veriyorum."

Savaş arabayı sağa çekti fakat durdurmadı,koltuğu yavaşça kaldırmaya başladı.Çok dikkatli davranıyordu sanki en ufak yanlış hamlesinde zarar göreceğimi düşünüyor gibiydi.Koltuk ile işi bittikten sonra torpidodan su şişesi çıkardı ve ağzını açtı.Ama bir sorun vardı ve bu sorun benim su bile içemeyecek kadar kötü durumda oluşumdu.

Kaşlarımı çatıp gözlerimi camdan dışarıya çevirdim.Neler olmuştu böyle?Parmak sayısını geçmeyecek kadar olan şeyler bana fazlasıyla ruhumu kaybettirmişti.Bedenen de ruhen de neredeyse yok oluyordum.Bedenim benimleydi peki ya kaybettiğim ruhum?Onu bulmaya nereden başlayacaktım?

Savaşın sesini duymam ile dikkatimi ona vermeye çalıştım.

"Ada...en azından denemelisin,hadi."

Başımı olumlu anlamda salladım ve şişeyi ellerimin arasına aldım.Ama tabii ki ellerime bulaşan kanı görmek canımı yakmıştı.Gözlerimi kapatıp ardından derin bir nefes aldıım,suyu içmek için ağzımı açtığımda beklemediğim bir anda Savaş beni durdurdu.

"Ya da önce ellerini temizleyelim."

Bu seferde torpidodan ıslak mendil çıkarıp ellerimi temizlemeye başladı.Ellerim,ellerinin arasında kayboluyordu ve onun işini biraz daha kolaylaştırıyordu.Kan neredeyse mendilin yarısını kapladığında yeni bir mendil aldı ve ellerimi iyice temizledi.

Kendimi fazlasıyla savunmasız ve güçsüz hissederken Savaşın bu yaptığı bana iyi gelmişti.Zora kötek dudaklarımı yukarı kıvırıp teşekkür eder gibi bakmaya çalıştım ve ardından uzattığı şişeyi alıp birkaç yudum su içtim.

"Üzerine örttüğüm ceketi giyde üşüme."

Ceketini giymek mi?Ah hayır tabii ki de giyemezdim hem zaten üşümüyordum.

"Gerek...yok yani...üşümüyorum."

"Zaten dediğimi tekte yapsan şaşırırdım."

Cümlesini devam ettirirken dizlerimin üzerindeki ceketi alıp sol koluma geçirmeye başladı.

"Ya!İstemiyorum... dedim ya."

Nefesini uzunca dışarı verip aramızdaki mesafeyi yok edip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Savaşın gözlerine kan oturmuştu,gözlerinin beyazı tamamen kan ile kaplanmak üzereydi ama neden?Onu ilk defa bu şekilde görüyordum.Benim yüzümden bu hale gelmesine imkan yoktu.Acaba onu bu hale getiren şey neydi?

"Senden benim için gelinlik giymeni değil üşümemen için ceket giymeni istedim."

"Ne?Ne saçmalıyorsun sen!"

"Sadece kendine gelmen için dedim çünkü sinirlenince ne olursa olsun canlanıp karşındakinin üstüne atlamaya hazırlanıyorsun."

Çok değişik bir adam olduğuna emindim ama henüz onu tamamlayacak birşey bulamamıştım ve bu gitgide fazlasıyla can sıkıcı oluyordu.

Bağırarak FısıldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin