0

2.4K 66 15
                                    

"Sana ne oldu Holly?" dedi endişeli bir sesle.

"Bir şey olmadı."

"Okulun başından beri ne kadar soğuksun farkında mısın? Tamam bu değişiklikten ben de memnun değilim ama orada kalamazdık."

"Bir şey olmadı dedim ya?"

"Arkandan konuşuyorlar..." dedi sinirlendiğimi fark ettiği için. Kısaca konuyu değiştiriyorum rahatla diyordu.

"Dertleri ne?"

"Basketbol takımının başkanı ve koçun tek oğlu birisine abayı yakmış... Hem de çok yakından tanıdığımız birisine."

"Ah bekle..."

Ceplerimi karıştırdım.

"Sen? Yoksa... Umurumu sen mi çaldın?"

Gözlerini devirdi. Elimdeki kahveyi yudumlamaya devam ederken konuştum.

"Umurumda değil."

"Ne olur yani küçük Holly biraz gün yüzü görse?"

"Vajinamdan bahsediyorsan o halinden gayet memnun."

"Sana bağırdığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Hadi kendine birisini b-"

"Vanessa... Sus."

"İyi..."

Derin bir nefes aldım ve kapanmaması için gözlerimi zorladım. Dün gece bir dakika bile uyuyamamıştım babam yüzünden. Sırf onun ve Vanessa'nın babası yüzünden bu haldeydik. Ondan öyle nefret ediyorum ki... Bana yaşatmadığı kalmadı ama hala o ne isterse onu yapıyorum ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum.

"M-Merhaba..."

Yanımıza gelen çocuğa gözlüğümün arkasından bir bakış attım.

"Merhaba Brad." dedi Vanessa gülümseyerek.

"Ve merhaba Tony..." diye ekledi arkasındaki siyah kıvırcık Afroamerikan çocuğa flörtöz bir bakış atarak.

Çocuk anında dudaklarını dişlemişti çünkü Vanessa gördüğüm en güzel kızdı. Esmer ten kahverengi saç ve anında etkisi altına alabilecek ela gözler. Beni bile etkiliyordu.

"Sonbahar balosunu duydunuz mu?" dedi Brad bana bakarak.

Sohbet etmiyorum sizinle salak Vanessa'ya anlat.

"Evet." dedi Vanessa benden ses gelmediği için.

"İzninizle." diyerek çantamı ve kahveyi alarak yanlarından uzaklaştım.

Bu okula kaynaşmak ve bu okuldan birisi olmak istemiyordum. Hayatımda daha çok değişiklik istemiyorum. Ama içten içe...

Tek bir değişikliğe çok açığım.

Babamın ölmesi.

——

"Sana yalvarıyorum o baloya gel."

"Tony'le beraber git işte."

"Hayır! Yalnız gitmek istemiyorum nesini anlamıyorsun?"

"O zaman gitme Vanes-"

Aşağıdan gelen büyük bir sesle ikimiz de yerimizden sıçrayıp koşarak odamdan çıktık. Merdivenleri inip sağıma baktığım an duvarda parçalanmış bira şişesiyle karşılaştım. Ayrıca ayakta zor duran... Artık ona baba demek beni iğrendiriyor.

Kill SomebodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin