76

134 18 11
                                    

Koşup banyoya girdim ve sessizce pencereyi açtım. Temiz hava neredeyse tam kapalı yüzüme değdiği an o kadar rahatlamış hissettim ki... Ve cesur. Gizlice giremez miydim şu saraya? Ne kadar zor olabilir?

Pencereden çıkıp dümdüz koşmaya başladım. Resmen başka bir evrene ışınlanmıştım. Daha çok kasabanın içine dalınca baya hareketli olduğunu fark etmiştim. Sanırım kutlama gibi bir şey var... Acaba orta çağ içkileri nasıl oluyor? Gizlice bir standın üstündeki bardağı aldım ve kenara çekilip meydanda dans eden kalabalığı izlemeye başladım. Eski insanlar... Kendi zamanımda belki de birçoğunun mezarının üstüne basıyordum bilmeden. Çok tuhaf... Ve bütün bunlar olmasa Laura'da ayaklarımın altında bir yerlerde olacak-

Biliyor musunuz? Siktir edin. İçeceğim bu şey her neyse.

Arkamı dönüp kafama sardığım tülü biraz yukarıya kaldırarak tek hamlede bitirdim bardağı.

"Tanrım ciğerim..." diye inlemiştim.

Çok acı bu ne?

"O öyle içilmez." Dedi yanımdaki... Aynı benim gibi suratını kapatmış kişi.

Kalabalıktan sesinin tonunu pek duyamamıştım ama karşımda bir erkek var buna eminim. Veya kaslı bir kadın?

Çok kaslı bir kadın... Smack Down'da ağzımın salyalarını akıtan o kadın olabilir. Ah tanrım ne diyorum...

"Yüzünü kapattığına göre sen de bir soylusun..."

Cevap vermeden karşımdaki kişiyi biraz daha ışığa çekip gözlerine dikkat ettim.

"Kesinlikle soylusun..." dedi o da benim gözlerimi net gördüğü an.

Bir erkek... Kahverengi gözlü.

"Nereden çıkarttın bunu?" Dememle gözleri daha da çok büyüdü.

"Diksiyonun... Öğretmenlerimiz aynı bile olabilir."

Kaşlarımı çattım.

"Hadi beni yeme... Hangi krallığın prensesisin? Diğer krallıklarda bu kadar eğlenceli prensesler olduğunu bilmiyordum."

Kafamı hayır anlamında sallayıp çocuğu arkamda bırakar az önceki içkiden bir tane daha çalmaya gittim. O sırada tezgahtaki çikolatalardan da birkaçını cebe indirdim. Sözüm söz sonuçta.

"Yüzünü görmek istiyorum."

"Bırak peşimi."

"Yüzünü görmeyi çok istiyorum."

"Peşimi bırakmanı istediğim kadar mı?"

Güldü ve yüzündeki tülü kenara sıyırıp yüzünü görmemi sağladı. Yakışıklı...

Biseksüel miyim cidden?

Boşta olan elimi alıp dudaklarına götürdü ve cebindeki çiceği avucumun içine bıraktı.

"Tanrım siz orta çağlılar..."

"Ne?"

"Yok bir şey."

Romantik bir hareketti kabul.

"Peki yüzünü gösterme... En azından bu geceyi sana harcamama izin ver."

Ne bu süslü cümleler? Şükürler olsun aşkından ölüp bittiğim göllerin dibine sürüklenip uğruna evrenleri birbirine kattığım bir kadına aşığım. Çünkü bunu söylemek beni kötü hissettirse de bu karşımdaki çocuk istediği kişiye anında sahip olabilirdi.

Ben hariç.

"Yapamam üzgünüm." Dedim.

Bir asır sonrasında beni bekleyen birisi var.

Kill SomebodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin