cptr.8

52 10 4
                                    

Bir haftada ikinci kez gördüğü koyu meşeden yapılma tahta kapıyı iterek içeri girdi. Ortama hakim olan sigara kokusu uzunca bir süredir burda olduğuna bir işaretti aslında.

İçeri adımladığı sırada ardından kapıyı kapattı. Masaya yaklaştığı vakit, onun uyuduğunu fark etti. Aslında bu uyku sayılmazdı ona göre. Çok fazla içmiş ve kendinden geçmişti.

Masanın üzerindeki boş şişeleri alıp çöpe attı. Bir oraya bir buraya dağılmış kağıtlara göz ucuyla bile bakmadan masa önüne bırakılmış koltuklardan birine yerleşti.

Yorgundu. Buraya gelene kadar binbir zorlukla başa çıkmış ve uykusundan olmuştu. Her şey bir yana.. burada olmak güvenli hissettirse de bir o kadar da diken üstündeymiş gibi hissetmesine neden oluyordu.

Sadece geriye yaslandı. Gözlerini kapatmak adına verdiği mücadeleyi tavandan sarkan görkemli avizenin sönük ışıkları sayesinde kaybetmişti. Sesli bir nefes, kendinden geçip masaya koyduğu kafasıyla kısa sürede uykuya dalmış Rusya'yı uyandırmaya yetmiş gibi görünüyordu. Veya en başından beri uyanıktı?

Rusya; Tekrar hoşgeldin..

Türkiye; ...

Rusya; Yorucu bir gün gibi görünüyor. Kahve ister misin?

Türkiye; Yeterince içtim teşekkürler yine de.

Türkiye neredeyse bütün bir vaktini Almanya ile geçirmişti. Şüpheli bir hikayeye sahip kırık kolu yüzünden yaptırım belgelerini beraber hazırlamış ve bunun sonucunda günlerce uykusuz kaldığından kaçıncı bardakta kaldığı hatırlayamayacağı kadar çok kahve içmişti.

Rusya; Şüpheli derken ne kadar şüpheli?

Türkiye; Saldayeden düştüğünü söyledi. Pek inandırıcı gelmiyor nedense..? Ayrıca Polonya fazlasıyla şüpheli buluyor bir önceki buluşmamızı.

Rusya; Gayet normal geçen ve kayıt altına alınan bir buluşmanın nesi şüpheli?

Türkiye; Muhtemelen birinin bilgi kaçakçılığı yaptığı düşünüyor.. ve lanet olsun ki ilk şüphelisi benim!

Türkiye'nin neyden bahsettiğini iyi biliyordu Rusya. Birkaç gün önce NATO kendi aralarında bir toplantı yapmadan önce de gelmişti Türkiye. Amacı ikiye ayrılmış, bir yandan Rusya'yı bu savaştan geri çekilmeye ikna etmeye çalışıyor, bir yandan da NATO toplantıları sırasında olanları anlatıyordu.

Bu işlerin bir yerden sonra berbat bir hale bürüneceğini herkes çok iyi biliyordu. Bu konuda böylesine önemli bir konuma sahip olan Türkiye ise ne yapacağı hakkında en ufak bir fikre sahip değildi. Kimseyi düşman olarak görmek istemiyordu. Aynı şekilde kimsenin düşman listesinde yer almakta istemiyordu. O halde ne yapacaktı?

Rusya'nın bu konuda bir fikre sahip olduğunu düşünüyordu. Henüz ortada dost/düşman ayrımı yoktu ve bir ihtimal onunla sıkı bir bağ kurabilir ise savaştan çekilme konusunda da ikna edebilirdi. Yani tek bir hareketle hem kendini koruyacak hemde Rusya'ya yardım edicekti. Yani yardımda kastı üzerine birilerinin asker yığmasını önlemekti aslında. Rusya bunu yardım olarak görebilir miydi?

Rusya; Merak etme, kimsenin senden şüpheleneceğini sanmam. Yani en azından öyle bir konumda bulunmuyorsun.

Türkiye; Bu biraz iyi gibi olsa da bir çok konuda sıkıntıya sahibiz. Özellikle de diğerleri ve onların ne hakkında konuştuklarını anlamadan geçirip gittiğim toplantılar..

Rusya; Biraz bahset, belki anlamana yardımcı olabilirim?

Akşamdan kalma hareketler ve çökmüş gibi hissettiren bir ruh vardı karşısında. Onca şişe votkadan sonra nasıl hala konuşmayı sürdürebiliyordu?

Türkiye; İdeolojilerden, yatıştırma politikasından ve Ukrayna'nın düşüşünden sonra nasıl bir yol izleyeceğin.. kimse Karadeniz'de bir Rusya istemiyor ve en çok Norveç bu durumdan etkilendi.

Rusya; Norveç?

Türkiye; Birkaç kez kavga çıkarmaya çalıştı. Bir keresinde de kendine yakışanı yaptı ve mağdur bir leydi gibi bayıldı..

Rusya duydukları ile içten bir kahkaha patlatınca bir anlığına o anları tekrar gözleri önüne serilen Türkiye'de ona katılmıştı.

Rusya; Korkusu boşa desek yeridir.. Ne Karadeniz'e ne de Norveç'e doğru ilerlemeyecek askeri birliklerim.

Türkiye ilk başta fazlasıyla şaşırmıştı.

Türkiye; Denizaşırı faaliyetlerden bahsediyoruz?

Rusya; Evet? Karadeniz üzerinden topraklarını işgal etme gibi bir isteğim yok ve sırf kendime ait toprakları Ukrayna'dan aldım diye Norveç'in kendisine de saldıracağımı düşünmesi saçma geliyor.. tek isteğim kendi topraklarım.

Başını tekrar masa üzerine koyduğu sırada gözleri seğiriyordu. Kendisine afallamış bir ifadeyle bakan Türkiye'ye göz ucuyla bile bakmadan uykuya devam etmek istese bile içinden hala konuşmak geliyordu. Daha fazla konuşmak ve daha fazla öğrenmek..

Türkiye; Bunun ister yazılı kaynağını gönder, istersen başka yollardan hallet ama benim dışımda kimseyi inandıramazsın.

Rusya; ...Umrumda değil. Benim tarafımda olduğunu için mutluyum..

Bazı şeyler için gerçekten de geç mi kalmıştı?

Rusya onu kendi tarafında görüyordu. Belki sadece Rusya değil, diğer herkes onu bu şekilde görüyordu? Nereden bilebilirdi ki! Bu izlenimi ne zamandan beri çevresine yaydığı hakkında bir bilgiye de sahip değilken işleri farklı bir yöne çevirmek mümkün müydü?

Rusya; Bundan sonra yanıma uğramasan daha iyi olur. Dikkat çekmemen gerekiyor ve dikkat çekmen halinde hikaye daha başlamadan biter..

Türkiye; Farkındayım..

Artık daha fazla cevap alamayacağını düşünen Türkiye yerinden doğrulduğu sırada son kez Rusya'ya bakma ihtiyacı hissetti. Tuhaf duygular birer birer onu esir alırken bu hakeraktı yürütenin bir an için Rusya değil de kendisi olduğunu düşündü.

Kesinlikle cehennemden farksız olurdu. Kimse Rusya'ya yaptıkları gibi sakin bir yol izlemeyecek ve direkt olarak askerleri sınırlara yerleştirecekti, emindi yani. Kısacık süre içerisinde yıkım üzerine yıkım gerçekleşecek ve yürüttüğü işgalin karşılığı fazlasıyla alıcaktı. Ama farklı şekillerde.

Odadan çıktığında kapı önünde bekleyen güvenlikler dış kapıya kadar ona eşlik etmişti. Son olarak hizmetlilerden geri aldığı kıyafetleri ile çıkmaya hazırlanırken son anda geri döndü.

Türkiye; Buraya gelip gelmediğimi soranlara, kim olursa olsun hayır cevabını verin. Rusya dışında kimsenin bu ziyaretten haberi olmayacak. Anlaşıldı mı?

Hizmetli; Belgeleri de imha etmemi ister misiniz Genç Efendi?

♧︎︎︎| 𝐋𝐢𝐯𝐞 𝐀𝐧𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐃𝐚𝐲 |♧︎︎︎ /ChHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin