cptr.2

113 19 5
                                    

O gün, Rusya büyük bir risk alarak Ukrayna'ya saldırmıştı ve bu, bütün NATO'nun toplamasına neden olmuştu. Birkaç kez kaos çıkması önlenmiş olsa bile hâlâ net bir sonuca ulaşamamışlardı.

Rusya'nın, ideolojileri göz önüne alınınca, toprak büyütme adına şimdiye kadar yaptığı her şey mantıklı bir yolda ilerlemişti. Uzun vadeli düşünüyor ve ona göre bir sonraki adımını yapıyordu ama uzun vadeli düşünmek bile bir yerde hata yapmasına neden olabilirdi.

Ukrayna'nın konumu tehlikeliydi. Düşüşü, Norveç, Türkiye ve çevrede bulunan diğer bir çok ülkeyi etkileyecekti. Karadeniz'de beliren bir Rus tehlikesi ticaret yollarından askeri donanmaya kadar her yeri zorlu bir yola sokacaktı.

Öte yandan Sovyet anlayışını bugüne kadar hâlâ unutmamış bir Rusya vardı karşılarında. Eski haritadaki görünümlerini elde etmek adına ellerinden geleni yapmak istemesi halinde dünya büyük bir savaşın içinde bulacaktı kendini.

Dikkat etmeleri gereken konumdakiler sadece Rusya ve Ukrayna değildi. Onların arasını düzeltmek ve savaşın gelip kendilerini bulmasını istemeyen NATO üyeleri de tehlikeli bir konumdaydı.

Polonya'nın ilk toplantıda özellikle dikkat ettiği iki kişi vardı.

Amerika, fazlasıyla sakindi ve ilk defa bir toplantı boyunca neredeyse hiç konuşmamıştı. "Neredeyse" diyordu çünki birkaç defa Almanya üzerine toplanan gözleri dağıtmak dışında neredeyse hiç konuşmamıştı. Bu tuhaftı. Ayrıca sürekli olarak İngiltere'ye kayıyordu gözleri. Kimi zaman ise Fransa'ya.

Bir diğer kişi ise İngiltere idi. Söz konusu coğrafi açıdan tehlikeli bir konumda olan Ukrayna için bir seferberlik başlatmak için toplandıkları masada neredeyse bütün umutları çöpe döken kişiydi kendisi. Sanki özellikle bu konu hakkında konuşulmaması adına bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Belki kendi planı farklı ve işe yarar olduğundan diğerlerinin sesini keserek günü kurtaracağı o günü bekliyordu.

Öte yandan kendisi de kimseye belli etmeden sürekli olarak Amerika'yı izliyordu.

Bu şaşırtıcı değildi. Aksine eski arşivlerde uzun bir süre geçirmiş olan Polonya'nın tahmin ettiği gibi geçmişti toplantı. Bu sayede bir sonraki sefere yapılacak toplantıda çok daha çarpıcı gerçekleri ortaya sunacak ve herkesin kabullenmesini sağlayacaktı. Aslında bir bakıma kabullenemek zorundaydılar çünkü başka bir yol yoktu.

Akıllarda hali hazırda bir plan vardı. Rusya'dan resmi evraklar halinde iletişimleri kopmuş olan Ukrayna'ya savaş açıp açmadığı öğrenilecekti. Bu adımdan sonra yapabilecekleri iki şey vardı.

Eğer ki Rusya tahminler doğrultusunda bir savaş başlatmış ise yapabilecekler tek şey herhangi bir küresel savaş başlatmayacak şekilde uzlaşıya varmak olucaktır. Aksi taktirde sağlam birilerinin kalacağı pek mümkün olmayan bir ihtimaldi.

Ortada bir savaş olmaması durumunda bu askeri hareketliliğin sebebi öğrenilmeliydi ve gelecekteki bir savaşın önüne geçmeleri gerekir. Tüm bu ihtimaller doğrultusunda herkesin inandığı tek bir şey vardı.

Rusya'nın, Ukrayna'ya savaş açmasındaki asıl sebep bir sürü tartışma konusu olmuştu masada. Her kafadan ayrı sesler gelirken çoğunlukla söylenen mazeret, ideolojileri olan toprak genişletme oluyordu. Kimse sanki ikincil bir sebep duymak istemiyor gibiydi.

Ama elbette sadece bunlarla sınırlı değildi. Çarlık Rusya veya Sovyet Rusya olarak anılan eski dönemlerde, dünya haritası üzerinde önemli bir bölgeyi kaplıyordu Rusya. Amerika gibi bir süper dev konumunda olmasını sağlayan önemli unsurlardan biri de topraklarının büyüklüğü idi. O zamanlarda sınır içerisinde bulunan Ukrayna daha sonrasında Rusya'dan ayrılarak yepyeni bir ülke gibi gözükse de işler o şekilde değildi. Akılları karıştıran nokta da buydu zaten.

NATO'ya üye olmak isteyen Ukrayna'nın tek amacı, yanı başındaki dev Rusya'nın ezici baskısından ve ölüm korkusundan kurtulmaktı. NATO içerisinde bulunan Amerika gibi diğer güçlü ülkelerin koruması altında olacağından Rusya'nın ona dokunmak isteyeceğini sanmıyordu.

Rusya'ya göre, Ukrayna her zamana kendisine aitti. Sahip olduğu topraklar da dahil.

Ukrayna'ya tekrar sahip olması ile birlikte ticaret yolları üzerindeki baskı kalkacak, gerekirse daha da ilerleyebileceği zengin topraklar ile karşılaşacak ve en önemlisi deniz üzerinde bir ayrıcalığa sahip olacaktı. Ukrayna'nın topraklarını bu yüzden bu kadar istiyordu.

Zaten başkent olan Kiev, her şeyin başladığı o nokta olarak kabul ediliyordu. Eğer bazı koşullar gerçekleşmemiş olsaydı belki de Moskova'yı başkent ilan etmek zorunda kalmayacaklardı. Rusya'nın başkenti Kiev olarak kalıcak ve belki de Ukrayna hiç var olmamış olacaktı.

Rusya'nın ideolojileri arasında dikkat çeken başka bir çok şey vardı. Özellikle başkent ve diğer önemli şehirleri korumak adına geliştirilen bir çok plana sahip oluyordu bu şekilde.

Toprak genişletme politikasındaki bir diğer amaçta buydu. Moskova'yı korumak istiyor ise topraklarını genişletecek ve olabildiğince önem gerektiren diğer şehirleri toprak sınırları içerisinde derin yerlerde tutacaktı.

Aslında herkes Rusya ve onun stratejilerine hayran sayılırdı. Bir nevi geleceği gören biriydi. Kaleyi içten fethetmek bir kenara ezip geçecek kadar gözünü karartabilirdi. Söz konusu NATO'ya katılmayı planlayan Ukrayna için karanlık günler başlıyordu.

Polonya'yı tedirgin eden bir diğer şey ise Nato'nun söz konusu sıcak ilişkiler içerisinde olduklarını düşündürdüğü Ukrayna'ya yardım etme ihtimaliydi.

♧︎︎︎| 𝐋𝐢𝐯𝐞 𝐀𝐧𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐃𝐚𝐲 |♧︎︎︎ /ChHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin