♧︎︎︎| 𝐋𝐢𝐯𝐞 𝐀𝐧𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐃𝐚𝐲 |♧︎︎︎ /Ch

cptr.3

İkinci kez bir ara gelişleri, aradan fazla bir zaman geçmeden gerçekleşmişti. Hâlâ aralarında olan tedirginlik sağlıklı düşünmelerini etkiler gibiydi.

Polonya; Sizi ikinci kez buraya toparladıysam bilin ki kritik bir haber elimize geçmiştir..

Gözleri hemen önünde duran Norveç'e kaydı. Adeta tırnaklarını yiyordu. Masa altında titreyen bacağı Kanada'nın onu dürtmesi ile bir anlığına dursa bile kısa sürede tekrar tiitremeye başlamıştı.

Öte yandan hemen yanı başında olan İngiltere'nin yüz ifadesi de en az Norveç kadar korkmuş olduğunu belli ediyordu. Sadece bu ikili değil, neredeyse herkes bu şekilde gelecek haberi korkuyla bekliyordu.

Polonya; Bu sabah itibari ile Rusya ile iletişime geçmeyi başardık-

Sözünü kesen kişi Norveç'ti. Aniden ağzı önündeki parmaklarını çekip tuttuğu nefesini bıraktığında Polonya bir an için kalbinin durduğunu sandı.

Norveç; Ne dedi?

Polonya; Resmi.. Resmi belgeler artık elimizde ve-

Amerika; Artık aralarında olan bu savaş hakkında rahatça kararlar verebileceğiz.

Polonya bakışlarını kaçırdı. Neredeyse bayılacak gibi olan Norveç ise sakinliğini korumak adına çok çaba gösterse bile başı sonunda Kanada'nın omzuna düştü.

Norveç; Buraya kadarmış..

Fısıltıyla söyledikleri korkutucu bir ses tonuna sahipti lâkin Kanada dışında kimse tarafından duyulmamıştı.

Amerika o anda ayağa kalktı. Derin biri nefesin ardından Polonya'ya oturmasını işaret etti.

Amerika; Beklenilen o haber artık elimizde, bu da artık bir plan yapabileceğimiz anlamına geliyor.

Almanya; Ne tür bir plan yapabiliriz ki? Rusya buna karşı çıkacaktır.

Fransa; Böyle bir şey söylemeye hakkı yok bence?

Amerika sadece hafifçe sırıttı Fransa'nın söyledikleri karşısında. Bir şey bilmediği açıktı. Anlaşıldığı üzere önceki toplantıda olduğu gibi Polonya'nın çıkıp tekrardan onları iyice olaylardan haberdar etmesi gerekicekti.

Amerika; Bu konu hakkında yeterince bilgiye sahip misin Polonya?

Oturduğu yerden ciddi bakışlarda Amerika'yı onayladı Polonya. Ayağa kalktığında aynı zamanlama ile Amerika yerine oturdu.

Polonya; Önceki dönemlerde bildiğiniz üzere Dağlık Karabağ uzun bir dönem Ermenistan işgali altındaydı ve Rusya bu konuda tarafsız kalmak istemişti ve kabuğuna çekilmiş gibi bir görünüme inandırdı bizi. Bunun nedeni sonraki dönemlerde Ukrayna işgali sırasında bizi susturmaktı. Eğer ki Ermenistan işgaline sessiz kalmayıp işgalin muhtemel olarak daha kısa sürede bitmesine yardım etseydi ki söyleyeceği terk bir kelime Ermenistan'nı korkutacaktı, şimdiki Ukrayna işgaline bizim müdahale etmemize olanak sağlayacaktı. Rusya uzun vadede düşünen biri ve o dönemdeki sessizliği şimdi bizi susturuyor.

Söyledikleri ile masaya büyük bir gerginlik hakim olmuştu. Bu kadar kapsamlı düşünen birinin savaş süresi boyunca vereceği kararlar da karşı taraf için ölümcül olacaktır. Uzun vadede düşünmek gerçekten de hayat kurtarıyordu..

Fransa; Bizim hiçbir şey yapamayacağımızı mı söylüyorsun?! O halde ne ise yarıyoruz burada toplanarak?!

Önceki zamanlarda kriz geçiren Norveç yerine şimdi masadaki dengesiz kişi Fransa olmuştu. Bir an için Rusya'nın durmayacağını ve bu kez İngiltere'nin bile kendisini koruyamayacağını düşününce işler gerçekten de uçurum kenarında duruyordu.

Aslında ihtimaller doğrultusunda Rusya ile zamanında müttefik olduğu bile olmuştu. Belki de Almanya üzerinden kendisine doğru bir işgal gerçekleşmeyecekti. Bu ihtimalim gerçek olma olasılığı ne kadardı peki? Sonuç olarak net bir şey elinde yoktu ve olmayan şeye körü körüne inanamazdı.

Amerika; BİZİM BİLDİĞİMİZİ Mİ SANIYORSUN HA?! BURAYA KONUŞMAK İÇİN GELDİK!

Yumruğunu masaya vurarak ayağa kalkan Amerika o an için kendisine dönük tüm gözleri farklı bir yöne çevirmişti. Norveç kadar iddialı olmayan Fransa bile sus pus oturmuştu tekrardan sandalyesine.

Amerika; Bize bir plan lazım farkındayım. Ama bunu benden beklemeniz hata. Sadece tek bir beyin hiçbir işe yaramayacak bu konuda.

Tekrar sandalyesine oturduğunda yüzünde emin bir gülüş vardı. İngiltere'ye karşıydı elbette. Sanki bir beklentisi vardı bu konuda. Bu beklentinin çeşidini bilmeyen Polonya ise bir süre göz teması kurmaya çalışan lâkin bu temastan olabildiğince uzak durmaya çalışan Amerika ve İngiltere'ye baktı. Aralarında olan şeyi merak ediyordu ve bunun için araştırma yapıcaktı toplantı sonrası.

Türkiye; Konuşmaya çalışsak?

O anda yere veya herhangi bir yere bakan tüm gözler Türkiye'ye döndü. Türkiye'nin ne dediğini anlamadığını belli eden Belçika şaşırmış ama bir o kadar da tuhaf bir yüz ifadesi takındı.

Belçika; Ne dedin sen?

Türkiye; Bilemiyorum. Şu ana kadar bu olayı kendi aramızda konuştuk ve neredeyse Rusya'ya bu konu hakkında hiçbir şey söyleyemedik.

Norveç; Bir dakika.. Sen Rusya'nın haklı olduğunu mu söylüyorsun?

Türkiye; HAYIR! Yani.. öyle bir şey söylemedim ama eminim onunla sakince konuşabilirsek bu olaydan vazgeçirebiliriz.

Elbette bu teklif, fazlasıyla düşünmeleri gereken bir konuydu. Teklif bir yana, teklifin çeşidi ile teklifi sunan kişi kafa karıştırıcı derecede alakasızdı. Tıpkı Rusya gibi barbar görünen Türkiye'nin böyle sakin bir yoldan ilerlemek istemesi pek hoş karşılanmazdı.

Fransa; Elbette iki barbarın anlaşması muhtemeldir..

Türkiye; Barbar derken?

Fransa; 21. yüzyıldayız. Böyle bir dönemde savaş çıkarmayı başaran tek barbar şu anlık Rusya gibi görünüyor değil mi, bir diğer barbar olan sen ise sevimli arkadaşını sakinleştirip onun üzerine gitmemizi istemiyorsun. Yanılıyor muyum?

Kaşları çatılan Türkiye kendisine böyle bir yorumu gönül rahatlığı ile yapan bir ortadoğu faresi olan Fransa'ya sinirli ve öfke dolu bir bakış attı lâkin hemen sağında oturan Almanya'nın bakışları ile bu ifadesi pek olmasa bile biraz olsun sakin bir ifadeye dönüyordu.

Amerika; Bir fareye göre çok konuşkansın bugün Fransa..

Amerika'nın sözleri karşısında yerin dibine girmiş gibi hissetti. Bakışları hemen yanındaki İngiltere'ye dönse bile bütün bir toplantı boyunca söz hakkı almamış İngiltere'nin ona yardım edeceğini sanmıyordu.

Amerika; Türkiye'nin sunduğu plan bulunduğumuz durum içerisinde yapabileceğimiz sakin ve güvenli tek şey. Şu anlık riske girmeye değmez.

Soluna döndüğünde kendisine teşekkür eder gözlerle bakan Türkiye'ye karşı sadece göz kırpıp gülümsedi. Ardından tekrar önüne döndüğünde ayağa kalkma ihtiyacı hissetti. Yorgundu ve bir molayı hak ettiklerini düşünüyorlardı.

Amerika; Bir kaç dakikalık mola baylar ve bayanlar. Saat 2'yi geçmeden önce herkesi eksiksiz bir şekilde burda görmek istiyorum.