Yeni bölümle beraberiz tekrardan.
Nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Uzun aradan sonra yeniden selam hepinize💙💙
Aşk kapılarını aralayan en mühim bölümden birindeyiz.
Yorum yapıp oy verenler düzgün ve güzel bir aşk yaşıyormuş, ben öyle duydum!!!!
İyi okumalarrr.
Keder zira sizin için ne ifade eder? Kederin anlamı önlenemez doğal olayların yarattığı üzüntü, içe işleyen üzüntü, tasa, acıdır. Anlamını deyip öylece geçebileceğiz bir kelam değildir bu. İnsanoğlunda kedere düşmek diye bir husus vardır. Kedere düşünce insan kendini sorgulamaya başlar, kendi ile münakaşa etmeye başlar, bu gidiş gelişler ile birlikte çöküş başlar. Ancak yükselişin ilk basamağı çöküştür. Belki kederi de lütuf bilmek lazım gelir. Acıtır, kanatır ve ağırlığında ezilirsiniz mamafih bu karanlığın sonunda olur aydınlıklar size ait. Her çöküş bir yükselişin habercisi, her kederde en mühim sabır ve dersin öğreticisidir.
"Ama bendeniz çapraz hatta müdafaa edelim demiştim kaldı ki mektupta da bu bölgede bulunan ağaçların sık olmadığını, uzun ve yapılı olmasının işimize yarayacağı gibi bir gerçeklik var önümüzde." dedi Binbaşı Min. "Lakin en mühim noktayı atlarsın Yiannis. Evet doğru tez olmak önemli ama boşuna aylar evvelden gelmedik ya buralara. Bu çapraz müdafaa hattı Lüksemburg bölgesinde ki gizli ajanlar için bir nimet. Haberleşme sıkıntısı çekmememiz gerek bu hususta. Biraz daha vakit alacaktır doğru fakat en plana sadık gidebileceğiz müdafaa hattı paralel olandır." demişti hemen karşısındaki sandalyede bulunan Yüzbaşı Jantis.
Tüm gece mektubu okumuş ve düşünmüştü küçük olan, şimdi ise onun çadırında sözleştikleri gibi mektuptaki bilgiler hakkında konuşmak üzere toplanmışlardı yine. "Sen ne dersin bu hususta Jeffrey?" sualini yöneltmişti Yüzbaşı Harimann masanın başında kurulmuş pür dikkat denilenleri dinleyen küçüğe.
"İkinizin de haklı olduğu pek çok nokta vardır lakin gelin görün ki ne vakit kaybetmek isteriz ne de plan bozulsun bundandır ki ben derim ki şu bölgede hattı müdafaa yapmayalım, sattı müdafaa daha mantıklı ve akıl karı bir çözüm yolu gibi duruyor. Fransız birlikler zaten o bölgede olmadığından ileri ki tarafta gafil avlayacağımızdan dolayı bizi bu kadar geriye çekmeleri az bir olasılık. Haberleşme için paralel bölgeyi kullanırız sadece hem daha temkinli olmuş oluruz." Elini haritada dediği bölgelere götürerek anlatıyordu Albay dostlarına fikirlerini. Hepsi hak vermiş ola ki başlarını aşağı yukarı hareket ettirdiler.
"Bak bunu iyi düşünmüşsün. Haberleşme Aden Ormanları'nın paralelinde olması da aşırı iyi olur bizler için. O vakit Neff'e sende mektup yazarken diyesin ki bu paralel bölgeyi daha da bir keşfetsinler." tasdik etmişti küçüğün dediklerini Yüzbaşı Jantis. "O vakit anlaştığımıza göre herkes işlerine dağılabilir. Hem Jantis abi iletirim istediğini mektupta." dedi en son Albay Jeon. Ardından zaten hepsi hususi işleri ile alakadar olmak üzere çadırdan ayrıldılar sabahın bir köründe.
&
"Ula, Er Dennis gördüm iki şınav verdiğimden eksik çektin. Ceza sana bir yirmi tane daha fazla şınav çekeceksin." diye bağırdı sabahın köründe er birliğine idman yaptıran Teğmen Stephan ve tabii onunla birlikte bulunan yapışık ikizi Teğmen Reiner.
"Haydi bir an önce taburun etrafında koşmaya başlayın, haydi! Canlanın biraz erler." Güçlü sesi ile erlere seslendi bu sefer Teğmen Reiner.
"Ettiğin kelamları bende edebilirdim, bir bekleseydin ya. Hemen ben yönetirken araya gireceksin Teğmen bozuntusu Reiner." Esmer bu sefer yanındaki sarışına dönmüş ve bugün ki ilk atışmalarının fitilini yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINS OF WAR'S || Taekook
Fanfiction❝Ölüm kokan biri, muhakkak ölümün kundağından düşmüştür de ondan...❞ Bu kurgu 'angst sonlu' olup tamamlanmış bir kurgudur.