Herkese tekrardan merhaba.
Bu bölüm için gerçekten baya heyecanlıyım. Bölüm tamamen taekook.
Aşık Albay Jeon ve Leonard'ı görmeye kimler hazır?
Yorum yapıp oy verenler taekookun çocuğu oluyormuş, ben öyle duydum!!!!
İyi okumalarrr.
Kimsiniz siz? Belki biraz ağır bir başlangıç oldu ancak kendinizi kim olarak tanımladığınız mühimdir kendi perspektifinizde."Yalnız bir kere dilsiz kaldım biri bana kimsin sen diye sual ettiği vakit." der bir şair... Gerçekten kimiz biz, siz bu suali hiç kendi özünüze sordunuz mu? Kendinizi ne olarak tanımlarsınız bu yaşamda anne, baba, çocuk, işçi, öğrenci, savcı, asker bunlar bizlere zorla ya da kendimize yanlışlıkla biçtiğimiz rollerdir zira. Aktarmaya çalıştığım bu değil mütemadiyen, hakikaten siz kimsiniz ki?.. Kimiz ki biz aslında? Asıl olan insanoğludur, asıl olan andır. Yaşam bir yolculuktu ve biz bu yolculukta huzur, mutluluk ve tasasız bir yaşamı dileyerek hareket ederiz ancak unuturuz ve hep bu hareketlerimizin, arayışlarımızın sonucuna odaklanırız fakat mühim olan sonuç değildir o anda ve o yolculukta yaşadıklarınızdır. Mesele varmak değildir ki, mesele yolculuğun ta kendisidir. Bu yolculuk esnasında da kendini bulmaktır yaşanmışlıklarda. Bundandır ki yolu ömür, yolcuyu insanoğlu, yolculuğu da hayat olarak tanımlarız bu diktelerde. İlerledikçe keşfedeceksiniz kendinizi çünkü kimse tam olgunlaşarak çıkmaz ana karnından dünyanın telaşesinin içine. Yol alın ve aldıkça da bulun kendinizi.
Sol kolumun dirseğini pencerenin pervazına yaslamış, avuç içime de yanağımı dayamış öylece izlemeye devam ediyordum yıldızları. Sadece düşünme yetimi de kaybetmek istiyordum o an çünkü bazen düşünmek insanoğlunun en büyük katili oluveriyordu. Kaldı ki bu katil hiç aman vermez, delil bırakmaz, içten içe gizlice öldürür ve delirtirdi. Sen ise peşi sıra koşa dur fayda etmez çünkü fikirler yakalanmaz, fikirler özgürdür. Senden, benden hatta dahi tüm insanoğlundan bile daha özgürdür fikirler. Bu en büyük velinimet olan özgürlüğün kanadında boğar seni hiç kuşkusuz, sadece çırpınırsın ama ne fayda?
Gökyüzüne bakaduran zümrüt yeşillerim bir an olsun ayrılamıyordu oradan çünkü düşünedurduğumdan olsa gerek dalıp gitmiştim. Bu gelen farkındalık ile bakışlarımı çekerek gökyüzünden öylece pencereden tüm etrafa değdirmiştim. Bir an duraksayıp bir yere takıldılar bakışlarım çünkü karşıdaki evin biraz ilerisinde bizim eve daha yakın olan bir konumda Albay Jeon duruyordu öylece.
Üzerinde kumaştan siyah bir pantolon belinin inceliğini belli ediyordu bilhassa, siyah kazığının etekleri pantolonun altına sıkıştırılmış olduğundan bu görüntüyü sunuyordu ortaya. Saçları; rüzgârdan olsa gerek kara tutamları birbirine girmişti, elleri de ayrıca askeriye de giydiği koyu yeşil kabanının içindeydi dediğim gibi rüzgar soğuk havayı peşinden beraberinde getiriyordu zaten. Gözlerimi gördüklerime inanmadığımdan olsa gerek kapatıp açtım ancak hâlâ ordaydı tüm vuzuh ile. Bu sefer ellerimi küçük bir şekilde yumru yaparak gözlerimi ovuşturmuştum çünkü bir gündür hiç uyumadığımdan hayal görüyordum sanki ama karşımdaki adam bu hareketime gülünce o vakit anladım ki oradaydı ve gerçekti.
İstemsizce benim de dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı ardından ise penceremi hemen açmıştım. Soğuk hava nüfuz etti birden tenime bundan dolayı oldu tüylerim diken diken fakat önümde havanın soğuk olmasından çok daha mühim husus olan, biri vardı. Penceremi açtığımı fark edince o da hemen adımlarını dibime gelene kadar sürdürmüştü. Ben penceremde dışarı uzatmış kafamı o ise yaklaşmıştı bana doğru.
"Hayal değil, bak gerçeğim senin kadar gerçek ve buradayım." dedi bana bakarken ardından ise sağ elini kaldırarak sol yanağıma dayadı ve okşamaya başladı. Bu hareketi ile istemsizce kapadım gözlerimi özellikle, huzuru o gelince kokusu ve hareketleri ile her bir zerremde hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINS OF WAR'S || Taekook
Fanfiction❝Ölüm kokan biri, muhakkak ölümün kundağından düşmüştür de ondan...❞ Bu kurgu 'angst sonlu' olup tamamlanmış bir kurgudur.