Bazen bu kurgumun ilk bölümlerini okurken yani, ne kadar da sığ düşünüyormuşum, ne kadar da kötü yazıyormuşum diyorum. Cidden bazen gelmiyor değil bu kurgumu kaldırmak içimden ama şimdilerde düşünerek en az bin kere yazıyorum ya, emek veriyorum çokça. O yüzden sanırım kaldırmıyorum, bilemiyorum yani. Neyse canım, ilk kurgunun hatası olmaz diyelim olur mu? - Yoksa ben geceleri bile üzülüp ağlıyormuşum da😭🥺-
FİNAL SONRAKİ BÖLÜM! BİTİYOR KURGU EY AHALİ!
Bu kurguyu okuyan nadide ve az okuyucularım, ne zaman bir üne sahip olursam siz hep özel kalacaksınız, asla unutmayacağım sizleri... Duygulandırıyorsunuz beni, ama çok da ünlü olacağımı düşünmüyorum açıkçası da neyse. Bir de başak burcuyum, iyice eserekli, bipolar bir cadı oldum çıktım ya iyi mi bcxnmncbfcnmnvbcnmxnbv. Neyse bebeklerim, yorum yapıp oy verirseniz çokça mutlu olmuş olurum.
İlk paragrafta yazmamışım ama BEN GELDİMMM! şimdi yazayım bari ncnxbcndshndsmncmcx. Çok da uzatmadan, okumaya geçin derim. Öpüyorum hepinizi, umarım seversiniz.
İyi Okumalarrr.
İnsan kendini en çok kendiyle baş başa kaldığında pis hisseder... Kendini dinlemeyi öğrendiğinde yaralanır, kanar. Ne yaptığını fark ettiğinde de eli kanlı zalim olur birden. İnsan en çok da yaptıklarının yükü altında ezilir, utanır ve saklanır. İdrak ettiğinde de ölür. Zaman geriye akmaz çünkü, tutulamaz da avuçların arasında, yaptığın kadar elinde var olan... Her insan ederi kadar, her insanın da ederi seçimlerinin neticesi kadar...
En büyük tehlike onun için zekasıydı. Zeka, adamı dipsiz kuyulara taş attıracak kadar çılgın ederdi mesela. Bulunamayacak, çıkışı yok görünen yolları ezberleterek kurtarırdı herkesi, bir kahraman gibi... Zeka; derin, anlamlı, acıklı en çok da tehlikeli ama. Tehlikeden beslenirdi zeka ama sonuçları da gebeydi tehlikenin koynundan. Korkutucu bir zekayı daha da korkutucu yapan şey, onu kullanan kişiydi. Kim ki bu gücü eline alırdı o kahraman olurdu, zaten karizmatik liderler ne diye hep kriz anında doğardı ki?.. Düşünün, ne diye bu korkutucu zekaya sahip karizmatik liderlerden medet umulurdu ki ya da ne yaparlarsa yapsınlar doğru gelirdi?.. Sürüden ayrılanı kurt kapardı, düşünme çünkü düşünürsen sürüden ayrılırsın... Kurt gelip kapar, düşüneni. Denklem basit, çözüm ise ondan da basit ama bilmemek hatta hiç görmemiş gibi davranmak hele hepsinden de basit.
Öksürdü, etraf kendinin ruhundan bile leş. Çatık kaşlarla bakındı ama anlayamadı da. Gözleri açılamıyordu sanki. Zar zor ışığın karanlığa bir yıldırım gibi düşüşü sayesinde aralamıştı gözlerini. Her karanlık kendi aydınlığını benliğinde saklardı, o yüzden acı da tanıdıktı ilaç da...
Çadırın içine giren ışık gözünü aldı yeniden, karanlığa alışmışken ne diye uğradı ışık umudunu yeniden alevlendirmek üzere ona. Bırakın karanlık yutsun onu, bırakın aydınlık uğramasın ona. Umut etmek onun gibi adamı yok edemezdi belki ama artık edecek kadar güç bulmuştu ruhunda, o yüzden gerek yoktu ona aydınlığın umut vermesine. Siz zannediyor musunuz ki umutsuz insanlar umudu hiç tatmamış olsun?.. Bir insan en beğendiğinden yaralanır, en arzu ettiğinden yoksunluk yaşar. Umutsuzluğu en çok da umudu sevenler anlar aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINS OF WAR'S || Taekook
Hayran Kurgu❝Ölüm kokan biri, muhakkak ölümün kundağından düşmüştür de ondan...❞ Bu kurgu 'angst sonlu' olup tamamlanmış bir kurgudur.