Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝙝𝙚𝙚𝙨𝙚𝙪𝙣𝙜
Heeseung'un aşırı sahiplenici, kıskanç bir tip olduğunu düşünmezdim.
Ama seni ve Jake'i kanepede rahat etmeyecek kadar yakın oturduğunu görünce: ??
Zavallı adam, Jake aptalca bir şaka yaptığında, ellerini karnında kavuşturmuş yüksek sesle güldüğünü görüyor.
Yüzünü çevirir ve yere yığılır. Seni sadece ben böyle güldürebilirim sanmıştım.
Açıkçası, bu düşünce onu biraz güvensiz ve üzüyor.
Ama Heeseung, Jake ile aranızdaki arkadaşlığı bozmak istemiyor, sırf kendini küçük hissediyor diye.
Jake'in senin için ne kadar önemli olduğunu biliyor ama Jake'in senin kalbinde onun yerine geçip geçemeyeceğini merak etmekten kendini alamıyor.
Yani, orada öylece oturuyor, somurtkan bir halde, Jake gidene kadar.
Biraz somurtkan olduğunu fark ettin, bu yüzden yanına oturup sorunun ne olduğunu soruyorsun.
"Jake'i benden daha çok mu seviyorsun?".
ha?? "Neden Jake'i senden daha çok seveyim? Seninle çıkıyorum."
Bu noktada, sana doğrudan söylemeyeceği için neden bu kadar üzgün olduğu konusunda hala kafanız oldukça karışık.
Ve sonra, ani farkındalık seni vurur. Ah, kıskandı.
Biraz gülümsemeden edemiyorsun, "Hee, Jake için endişelenmene gerek yok. O ve ben sadece arkadaşız. Sen her zaman benim önceliğim olacaksın."
Bu gerilimi azaltıyor gibi görünüyor çünkü Heeseung hemen sana geniş bir sırıtışla bakıyor. Az önce yüzüne yapışan kasvetli ifadeyle tam bir tezat oluşturuyordu.
"Seni seviyorum. Çok fazla"
Bir kızarma oluşur ve yanaklarınıza yayılır, "Ben de. Ben de seni seviyorum."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
