⌜3⌟ MELİHCİĞİM

2.4K 195 122
                                    




Anladım, korkunu telaşını
Görünce çakmak çakmak yeşillerini...


Medya: Melih (temsilidir)

Keyifli okumalarr :))



"Melihciğim? Müsait misin canım? Gel senle bi' erkek erkeğe konuşalım."

Kafamda yankılanıp duran cümleler mideme birer yumruk misali indiğinde, ne yapacağımı bilemez hâlde ellerimi durulayıp musluğu kapattım aceleyle.

"Tabi... Atakan abi, konuşalım."

Dört kabinli loş tuvalette sadece ikimiz vardık ve kulağıma gelen ufak tıkırtı sesine bakılırsa, kapıyı örterken aynı zamanda kilitlemişti de.

Sıçtım.

"Sanırım seninle içeride yeterince iyi iletişim kuramadık."

Yok canım, ne münasebet (!) Irzıma bile geçtin sözlerinle.

Hatta iletişimi yeni baştan yazdın, ama tersten.

Mağara ayısı seni.

Yüzündeki tehlikeli ifadeyle, elleri kumaş pantolonunun ceplerinde, ağır ağır bana doğru yürürken ister istemez yutkundum geri çekilirken. Bir yandan da aşağı yukarı benim boylarımda olan bedenini inceliyordum. Siyah kumaş pantolonun üzerine baştan iki düğmesi açık siyah bir gömlek ve onun da üzerine yine siyah bir ceket giymişti.

Kurtlar vadisinden mi çıktın lan?

Kimlere özeniyorsun oğlum sen?

O an Atakan'ın Memati Baş fanboy olduğuna yemin edebileceğimi ve bunu gayet de kanıtlayabileceğimi hissetmiştim.

"Bak aslan parçası..."

Vaaay!

Şimdi de aslan parçası mı olduk?

"Şebnem benim tek kız kardeşim."

Beni geri geri ittirip sırtımı hafifçe duvara vurdurduğunda, görücü usulü buluşmaya geldiğim kızın abisi tarafından köşeye kıstırıldığım gerçeği beynime balyoz gibi inmişti. Resmen beni tartaklamak üzereydi bu herif.

"Bak, Melih... Bugün bu buluşma olmasın diye çok uğraştım ama annem senin mühendis olacağını öğrenince yelkenleri suya indirdi. Engel olamadım."

Onların da buraya anne baskısıyla geldiklerini söylemeseler de anlamıştım zaten.

"... Ama bu demek değildir ki sizi baş başa bırakacağım? Aksine, her an gözüm üzerinizde olacak. Bugün olduğu gibi... Gittiğiniz her yerde peşinizde olacağım. Bu yüzden sakın rahatlığa kapılıp da boş bulunma. Oyarım. Duydun mu beni, Melih?"

İsmimi yine küfür gibi söylemesi sinirimi bozsa da kafa salladım. Ayıya dayı demek, benim hayatta kalma mekanizmamdı sonuçta.

"Duydum abi."

Yüzündeki tatminkâr gülüşle kemikli, uzun parmaklı elini kaldırıp okşarmış gibi sol yanağıma koydu. Sonra ben daha ne olduğunu anlayamadan orta sertlikte bir tokat indirip cebine koydu elini.

"Aferin Melih. Aferin..."

Olay çok hızlı cereyan ettiği için tepki bile verememiş, hafiften sızlayan yanağımın kızardığını aynaya kaçamak bir bakış atınca anlamıştım.

Harika (!)

"Abi niye vurdun ki şimdi ya?!"

Atakan'ın omzuna çarpmayı umursamadan hızlıca lavaboya gidip soğuk suyun altında yüzümü yıkamaya koyuldum. En azından kızarıklığını alır diye düşünüyordum.

Görücü Usulü | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin