⌜10⌟ YATILI MİSAFİR

1.7K 147 147
                                    


Selamm 👋🏼😋💕✨

Bu bölüm için ilahi bakış açısını kullandım yazarken. Çünkü iki karakterin de birbirleri hakkındaki düşüncelerini objektif olarak okuyun istedim. Melih'in ağzından yazmaya o kadar alışmışım ki, bu açıdan yazmak beni biraz zorladı. Ama sonucun güzel olduğunu düşünüyorum.

Keyifli okumalar. 💕✨

Medya: Atakan

Şarkı: Grup Turbo - Bir Sigara İç Oğlan

Beğeni ve yorumları unutmayın kuzucuklar...

• • •




Eskiler "Bir musibet, bin nasihatten iyidir." demişler.

Bu söz, Atakan'ın dedesinin sıkça kullandığı bir sözdü.

Zeki Bey, nasihatlerine kulak asmayan yaramaz torunu Atakan'ın arkasından genelde bu sözü söyler; günün sonunda da torununun süklüm püklüm yanına gelip başına gelenleri iç çekerek anlatışını keyifle dinlerdi.

O günleri hatırlayınca tatlı ama soğuk bir ürperti geçti Atakan'ın içinden. Bu akşam olanlar, özellikle o zavallı kedinin acı dolu haykırışları, arabayı hızlı sürmek konusunda ona büyük bir ders vermişti. Bundan sonra kime kızarsa kızsın hıncını arabadan almayacaktı. Akıllanmıştı.

Saat 21.00'a yaklaşırken Melih'in yönetimindeki siyah Mercedes yavaşlayıp Güven Ailesi'nin iki katlı, bahçeli, müstakil evinin önünde durduğunda Atakan başını sola eğip "O kılkuyruk senin liseden arkadaşındı yani..." diye sordu son bir kez, emin olmak için.

Melih de el frenini çekip kontağı kapattıktan sonra yol boyu onu onaylamaktan yorulmuş gibi bıkkınca "Evet." diye cevapladı onu.

"Bak, yol boyu söyledim. Gene söylüyorum. Veterinerlik adamın en büyük tutkusu. Sen orada sanki ona işini öğretir gibi 'Şunu yapmayacak mısın? Bunu fark etmedin mi?' diye konuşunca o da yükseldi haliyle. Yoksa pamuk gibi adamdır. Tanısan hak verirsin."

"Hı hı pamuk gibiymiş..." diye söylendi Atakan yarım ağız. "Hadi in arabamdan, gidiyorum ben." derken ona bakmıyordu. Melih ne söylerse söylesin kediyi almaya gittiklerinde o veteriner bozmasını tenhada kıstırıp dövmeyi kafasına koymuştu çünkü bir kere.

Kapıyı açıp hızlı adımlarla arabanın etrafından dolandı ve Melih'in de arabadan inmesiyle beraber şoför kapısının önünde onunla karşılaştı tekrar.

"Hadi iyi geceler."

Omzuna atılan şamarla gözleri açılan Melih hafif acıyla yüzünü buruşturup "İyi geceler, Allah'ın kırosu!" diye bağırdı huysuzca.

"İnşallah seninle bir daha bir olaya karışmam!"

Melih geceyi bu 'naçizane' duayla sonlandırıp evine doğru yollanmıştı ki, hiç beklemediği bir anda hatırı sayılır bir sertlikle gömleğinin ensesinden tutulup geri çekilince neye uğradığını şaşırdı.

"Lan!"

Sırtı duvara çarpar gibi Atakan'ın göğsüne çarptığında kulağına dolan sinirli, sıcak fısıltıya odaklanmıştı çoktan:

"Bana bak bu kedi mevzusu aramızda kalacak. Eğer boş bulunup bizimkilerin yanında 'kedi' lafı edersen var ya, kırarım o belini. Duydun mu lan Melih?!"

Tanıştıklarından bu yana artık kaçıncısı olduğunu sayamadığı Atakan'ın tehditlerinden birine daha maruz kaldığında mimik oynatmadı Melih. Bugün zaten limitlerini sonuna kadar zorlayıp Atakan'a normalden çok daha fazla maruz kalmıştı. Şimdi bir de kapı önünde onunla dalaşmak istemiyordu açıkçası.

Görücü Usulü | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin