Medyada: Artemis buna benzer kıyafetler giyiyor. Hayal etmenize yardımcı olur.
Andrea, Dale'in karavanında çekmeceleri ve dolapları karıştırarak küçük kardeşinin hediyesini koymak için ambalaj kağıdı arıyordu. Dale içeri girdiğinde bakınmaya devam ederek "Ambalaj kağıdı, renkli mendil falan yok mu?" diye sordu. Dale elindeki tüfeğini kenara bırakarak "Ciddi misin?" diye sordu Andrea aramayı sonunda bırakarak "Nasıl olmaz?" dedi. Dale gülümseyerek "Kıyametin yaklaştığından haberim olsaydı stok yapardım." dediğinde Andrea "Yarın Amy'nin doğum günü. Emin olmak için takvimde günleri işaretliyordum." diye açıkladı. Dale gözlüğünü takarak Andrea'nın elindeki deniz kızı kolyesine baktı. Andrea gülümseyerek "Paketsiz hediye yapılmaz ki." dediğinde Dale hediyeye gülümseyerek "Sakin ol. Eminim bir şeyler bulabilirim." deyip hediyeyi kadının eline bıraktı. Dale arkaya bir şeyler aramak için gittiğinde Andrea masaya yaslanarak "Küçük çocuk nerede, Newt?" diye sordu. Dale "Son gördüğümde derenin yanına gitmişti. Shane'le kurbağa yakalamak için." diye cevapladı.
Grup üyeleri gece için hazırlanıyordular. Morales ateşin etrafını kapatarak "Ben... taşları etrafına koydum gördünüz mü? Böylece alevler bir azda yükselir ve bu taşlarda onların görünmemesini sağlar." diye açıkladı.
Newt ağaçlardan birinin üzerinde oturarak elinde yakaladığı kurbağayı tutarak sessizce etrafta gece için hazırlanan grup üyelerini izliyordu. Shane ve Carl ondan bir az uzakta ağaca çıldırdığı için bağladıkları Jim'in yanına gidip bir şeyler söylemişti. Adam az önce çıldırmış rüya gördüğünü söyleyerek çukurlar kazıyordu. Shane konuşmayı bitirdikten sonra etrafına bakındığında ağacın dalında oturan Newt'u görüp yanına ilerlemeye başladı. "Hey... orada ne yapıyorsun? Birazdan karanlık inecek gruba yakın olmak istemez misin?" diye sordu. Newt "Artemis böyle güvende olacağımı söyledi." diye açıkladığında "Balık yapacağız az önce Amy ve Andrea yakaladılar. İstemez misin?" diye sordu. Newt bir şey söylemediğinde "Carl ve Sophia'la birlikte oturmak istemez misin?" diye yeniden sordu. "Balıktan sana da getiririm tamam mı? İstediğin zaman da bize katılırsın." dedi ve diğerlerinin yanına döndü.
~*~*~
Rick, Glenn, Artemis, Daryl ve T-dog ellerinden geldiği kadar hızlı bir şekilde kampa doğru koşuyorlardı. Artemis hızla koşarken eskiden yaşadığı bir olayı hatırladı. Tıpkı buradaki gibi kampına ulaşmaya çalışıyordu ve sonu hiç iyi bitmemişti. Daha da hızlanarak öne geçti. Kendi kendine "Bu sefer ki farklı bir olay... artık askeride değilsin... toparlan..." diye mırıldanmaya başladı. Kafasındaki ses 'Daha kötü bir yerdesin.' dediğinde sinirle kafasını iki yana salladı.
~*~*~
Luna oturduğu yerden "Küçük çocuk nerede?" diye sorduğunda Shane "Ağaca tırmanıp dalında oturmuş ve inmeyeceğini söylüyor. Artemis ona orada güvende olacağını söylemiş." dediğinde Dale "Çocuk bizi tanımıyor. Böyle davranması normal. Tek tanıdığı adam da ortalıkta yok. Balıktan ona verdiniz mi?" diye sordu. Shane ayağa kalkacağı sırada Luna ondan çabuk kalkarak "Ben götürürüm." dedi ve adamın elindeki tabağı alarak gitti. Çocuğun oturduğu yere vardığında "Newt yemek yesene?" dedi. Küçük sarışın çocuk aşağı baktı ve ayaklarını sallandırıp kurbağayı dalın üzerine bıraktı. "Aç değilim." dediğinde kız "Sabahtan beri bir şeyler yemedin nasıl aç olmaya bilirsin?" diye sordu. "Aç değilim işte Artemis geldiğinde... yerim." dediği şeyle Luna çocuğa gülümsedi. "Merak etme Artemis güçlüdür, sen bunu benden iyi biliyorsun." deyip elindeki tabağı göstererek "Kenara bırakacağım ben bunu. Ya yemek mi istersin?" cevap almadığında geri diğerlerinin yanına gitti.
Shane geri gelen kıza "Yemedi mi?" diye sorduğunda kız kafasını olumsuz anlamda salladı. Dale "Bırakın kendi kafasında takılsın. Eminim aç olacağında gelip isteyecektir." dedi. Morales adama gülümseyerek "Sana sormam lazım dostum. Beni deli ediyor." Dale gülüp "Neymiş o?" diye sordu. Morales balıklı eliyle adamın bileğindeki saati gösterdi. "Şu saat." dediğinde Dale "Nesi varmış saatimin?" diye sordu. "Seni her gün görüyorum. Aynı vakitte, vaaz veren köy papazı gibi onu kuruyorsun." diye açıkladı. Lori "Ben de bunu çok merak etmiştim." dediğinde Dale gülümseyen yüzüyle "Konuyu anlayamadım." dedi. Jacqui "İşaretleri yanlış okumuyorsam, dünyanın sonu geliyor. En azından uzunca bir süreliğine böyle kalacak." dedi. Morales "Ama sen her gün o aptal saati kuruyorsun." söylediği şeyle Dale "Saatin kaç olduğunu bilmek önemli değil midir? En azından günleri bilmek. Sence de öyle değil me Andrea. Destek ol bana." deyip kıza baktı. Andrea gülüp elindeki içecekten içtiğinde yaşlı adam sözüne devam etti. "Bir babanın, oğluna nesilden nesle geçen bir saat verdiğinde söylediği şeyi çok seviyorum. Şöyle demiş: Sana umudun ve arzunun anıt mezarını veriyorum. Bu saat ne benim ne de dedenin anıtsal ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi seninkileri de karşılayacaktır. Bunu sana veriyorum ama zamanı hatırlayasın diye değil. Onu ara sıra da olsa bir an unutabilirsin diye veriyorum. Sakın ola ki enerjini zamana hükmetmek için harcama." deyip güldü. Grup arasında küçük bir sessizlik olmuştu. Shane, Lori'ye baktığında kadın bakışlarını ondan çekti. Amy sessizliği bozan ilk kişi olarak "Sen çok garipsin." dedi. Herkes güldüğünde Andrea "Tamam. Şimdi ben birine soru sormak istiyorum. Luna Clark! Sen bize hiçbir zaman kendinle ilgili bir şeyler söylemedin." dedi. Kız kafasını elindeki tabağından kaldırarak "Ne söyleye bilirim ki?" diye sordu. Amy "Bilmem ailenle ilgili bir şeyler. Hepimiz grupta bir birimizi tanımaya çalışıyoruz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✿ Two Broken Souls ✿ || The Walking Dead
FantasíaDünya yok olduğunda, bu büyük bir patlamayla yada etrafa güçlü bir yokedici işığın yayılmasıyla olmadı. Hiç kimse anlayamadan yavaşa yavaş ortaya çıktı. Bir mum ya da benzer bir şey gibi. Tabiki de, hiç kimse buna hazır değildi. Hiç kimse etrafda in...