TAVAN'A BAK

1.4K 57 28
                                    

Akif delirmiş gibi davranıyordu. Bu haraketlerine hic bir anlam veremiyordum. Gözlerimin yaşlarında etrafı göremez hala gelmişim. Zaten uyandığımda kendimi bir hastane odasında buldum. Başımda babam, mertcan, melek, atın vardı. Kollarımdan destek alıp yatakta doğrulmaya çalıştım ama beceremeden yatağa tosladım. Mertcan hemen yanıma geldi. Eliyle yüzümü saçımı falan okşamaya başladı. Çok korkmuş olmalı ki böyle davranıyor atın hemen doktoru çağırmaya gitti.

Tamam sakin ol mertcan iyiyim ben dedim.
Elimde değil ki konu sen olunca diyip yatağıma oturdu.
Babam uyuyor gali- dememe kalmadan babam o gür sesiyle bir esnedi doktor odaya girmekten vazgeçicek sandım.
Baba ayılıģını evde yaparsın dedim hep beraber güldükten sonra babam hemen yanıma geldi.
Benim bebeğim büyümüşte babasına ayımı diyomuş diyip burnumu işaret parmağıyla hareket ettiriyodu.
Eveeet baba büyüdüm ben artık dedim sahte bi sinir gösterisiyle. Hatta bak seni erkek ar- diyemediim diyemediiiim içimdeki küçük emrahı az kalsı dışarı bırakıp şarkı söyleyecektim kiii söylemedim tabii.
Doktor geldi. Yatağıma yattım ve beni muayene etti. Şu ana kadar bana ne olduğunu nasıl kurtulduğumu kimseye sorma gereği duymamıştım aslında hatırlamamıştım. Doktor muayene ederken belimi açtı belimde bir kaç morluk olduğunu söyledi.

Ne... ne! Diye bağırdım beni dövdümü der demez gözümden akan yaşlar yastığı ıslatmaya başlamıştı. Mertcana baktım. Başını iki yana sallıyor dişiyle dudaklarını kemiyor ve gözleri dolmuş ağlamak üzereydi. Babama baktım oda aynı şekildeydi ama o çoktan ağlamıştı.

Önemli bir şey değil 1 hafta sonra geçer bu morluklar asıl sıkıntı kollarınızda kollarınızı rahat hareket ettirebiliyormusunuz ? Diye sordu aklıma doğrulmaya çalışırken kollarımdan destek aldığım geldi ama doğrulamamıştım kollarım beni kaldıramamıştı.
Hayır hayıır kollarım beni taşıyamıyor
dedim.
Merak etmeyin buda çok büyük bir sıkıntı değil normalde en küçük sıkıntımız şuan ki en büyük durum ne demek istediğimi anladınız mı ? Diyince başımı sallayarak onayladım. Doktor odadan gitti. Mertcanı çağırdım yatağa oturdu. Şimdi akif'in bana neler yaptığını anlatıcaksın tek tek herşeyi.

Tek hatırladığım akif'in bana tokat atıp yere yapıştırmasıydı. Sonrada odanın anahtarını alıp camdan attı sonra bayıldıģımı hatırlıyorum.

Nolduğunu bizde görmedik sadece senin bağırışlarını duydum zaten o sesleri duyunca çıldırdım, bi şekilde kapıya omuz falan attım kapı açıldı. Bir an duraksadı gözleri daldı kötü bir şey olmuştu ama bana söylemek istemiyordu anlıyordum onu kısa zamanda çok iyi tanımıştım dudaklarını kemirmeye başladı. Bekledi... sonra konuşmaya başladı.

Akif... ağzından akif kelimesi boğuluyormuşcasına çıkıyordu sanki ellerini tuttum gözlerinin içine baktım. Anlatma artık tamam kötü olucaksan sorun değil dedim. Ellerini yumruk yapıp sıkmaya başladı kollarında ki damarları belli oluyordu. Seslice öksürdüm. Babam ayağa kalkıp ıı ben gidip çıkış işlemlerini hallediyim dedi. Babam gerçekten çok zeki bir adam hemende anladı dedim gülerek tabi içimden. Melekle atında bizde bi su alalım diyip odadan çıktılar.

Yatakta doğrulup mertcanın elini sıktım bak kolum çok iyi dedim. Üzülmiyim istemiş olucak sadece güldü. Elimden geldiği kadarıyla mertcana sıkıca sarıldım. Hadi üzerimi giyinmem için bana yardım et dedim. Ayağa kalkıp dolabı açtı içinden pembe valizimi çıkardı. Valizin içinde tertemiz beyaz tişörtümü ve bir eşorfmanı giydikten sonra koltuğa oturdum. Mertcanda yanıma oturup kolunu omzuma attı. Başımı mertcanın omzuna koydum. Omzu bana kuş tüyü yastığından daha rabat geliyordu ki başımı koyar koymaz 5 dakika içinde uyumuşum.

Birinin beni kaldırmasıyla sarsıldım ve uyandım. Gözümü araladım ve beni kimin sarstığına baktım. Mertcan beni kucağına almış hastaneden çıkarıyordu. Mertcan uyuduğumu zannediyor olmalı sessizce birine bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Gözümü hiç açmadım çünkü açarsam mertcan beni taşımıycaktı bende açmadım. Dışarı çıktık atın ve melek bir taksiye binip gittiler diye tahmin ediyorum konuşurlarken duydum çünkü. Bizde babamın arabasına bindik. Ben hala uyuyorum ayı kış uykusuna yatsa ve bu kadar ses olsa uyanır ama ne hikmetse ben uyanmadım allahın işi işte iç sesimle gülüşüp eğlenirken babam mertcanla muhabbet açmaya başladı.

Kaça gidiyorsun oğlum sen ?
Aşkım hiç kibarlığını bozmadan lise 3 efendim dedi. Ortamda bir sessizlik oluştu ve babamın asla durmayan telefonu yine durmadı bende artık uyanmış numarası yapmak durumunda kaldım.

Canım nasılsın iyi misin ? Mertcanın o şevkat dolu sesi ne kadar da sexy'di allahım. Başımı sallayarak iyiyim dedim. Babam bize dönerek çocuklar benim bugün acilen balıkesir'e gitmem gerekiyor. Sizi eve bırakıp bir kaç eşya alıp yola çıkıcam. Mertcan seni istiyorsan eve bırakabilirim ama bizde kalman daha iyi olur evladım dedi.

Evet baba mertcan bizde kalsın akşam bana bişey olursa mertcan yetişir hızır gibi diyip babamada gazı dayadıktan sonra eve doğru hızlıca gitmeye başladık. 15 dakika içinde eve geldik. Babam hızlıca inip evin kapısını açtı. Mertcanda kolumdan tutup beni salondaki koltuğa yatırdı. Ayşe teyzem uyuyor olmalı ki yanımıza gelmedi.

Babam elinde bir valizle aşağıya indi. Yanımıza geldi beni öptü ve masaya bi miktar para bıraktı. Yangından mal kaçırır gibi bir hali vardı çok aceleciydi nolduģunu sordum. Yarın beni arıycağını önemli bir şey olmadığını söyledi ve yine hızlı adımlarla evden çıktı. Bizde mertcanla baş başa kaldık. Bu benim hayalimdi. Mertcan'la baş başa kalmak gerçekten süper bir şey ama bunu belli etmemem gerekiyordu tabii.

Battaniler nerde sen üşürsün şimdi üstünü örtelim ya da gel seni yatağına çıkarıyım dinlen biraz ne dersin napalım ? Dedi bana aşırı iyi davranıyordu hep mi hasta olsam acaba diye aklımdan geçirmedim değil. Yukarı çıkalım biraz yatıp dinlenmek istiyorum dedim. Mertcan hadi bakalım o zaman diyip belimden tuttu ve beni yukarıya kadar kucağında taşıdı.

Başımı mertcanın başına yaslayıp evlenincede beni böyle kapıdan gelinlikle geçiriceksin dimi dedim masum bir gülücükle.

Alnımı öpüp hayırlısıyla onuda yapıcaz ama küçük maymunumun biraz büyümesi gerekiyor diyip beni yavaşca yatağa yatırdı. O da yanıma uzandı battaniyeyi üzerimize çekti. Başımı omzuna yasladı ve tavana bakmamı söyledi. İlk önce beline sarıldım sonra tavana baktım.

Şimdi sana söyliyceğim şeyleri hayal ediceksin tamam mı dedi. Tamam dedim.

Bir gün evde koltukta saçın başın dağınıkken kapı çalıyo ve sen kalkıp kapıyı açıyorsun ve önünde kocaman bir hediye paketi görüyosun ağzın açık şaşırmayla ağlama arasında git geldesin sonra bi anda kutunun içinde zıplayarak ben çıkıyorum üstümde jilet gibi takım elbise saçlarım her zaman ki gibi yine yakışıklılığım üzerimde...

Ukalalık yapmada anlat işte diyip gülüştükten sonra mertcan devam etti. Sonra ben elimde tam yüz tane kırmızı gül ve tam ortasında bir papatyalı bir demet çiçeği sana veriyorum onada demet denirse tabi. Sonra eğilip kutudan işte senin kadar bir ayı çıkarıyorum. Onuda sana veriyorum sonra kutunun içinden çıkıp elimi cebime sokuyorum ve içinden yüzük çıkarıyorum. Eğilip sana evlenme teklifi ediyorum sende salya sümük kabul ediyorsun. Jilet gibi takım elbiseyide batırdın ama sana feda olsun tabi nede olsa evlenince yenisi alırız diyip başımı öptü.

Gel zaman git zaman biz evlenmiş oluyoruz. Ve tam 5 tane çocuğumuz oluyo bir üçüzümüz oluyo ikisi kız biri erkek bir de diğer keratalar var tabi onların ikiside e-

Güneş güneşş uyudun mu tamda yerinde ne güzelde anlatıyordum. Acaba kaç dakikadır kendi kendime anlatıyorum diye düşünürken ne kadar yorulduğumu farkettim. Güneşi öpüp bende uyudum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞİZOFRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin