Gölgelerdeki Canavar

48 8 2
                                    

*Akiyama Rin*

Gözlerimi büyük bir çabayla yavaşça araladım. Vücudumun her bir zerresi dayanılmaz bir şekilde sızlıyordu. Etrafta algılayamadığım iki ses vardı biraz sonra netleştiler.

???: O, yaşıyor mu? -Korkmuş bir oğlanın sesiydi. O çocuklardan olmalı, nereye kayboldu o şerefsiz?! Bir dakika en son...Blue star! Ani bir şekilde ayağa kalktım vücudum tüm benliğimle bunu reddediyordu. Ama kendimi zorlayarak parçalanmış vücudunun yanına gittim. 

_Hayır, hayır...Blue Star! -Asla ona ulaşamıyordum. Belki vücudunun daha doğrusu vücudundan geriye kalanların yanındaydım ama ruhu çoktan gitmişti. Onu hissetmiyordum.

_Lütfen! Lütfen onu geri getir! Lütfen!

Ruh: Bunu yapamam.

_Yardım edecektin benim dediklerimi yapacaktın! Yalan söyledin!

Ruh: Yalan değildi ama ölüleri geri getiremem. Bu doğanın kanunlarına aykırı. -Hayır...hayır onu da kaybedemem. Aklımı kaçıracak gibi hissediyorum. Gözümün önünde ailemden kalan tek üyenin parçalanmış vücudu duruyordu. Ben ben delirmek üzereyim. Bu kadarı fazla, bu kadar acı fazla...ben bunları kaldıramam. Blue Star, yalvarırım bana geri dön! Sonunda içimde uzun süredir hapis tuttuğum çığlıklarımı serbest bıraktım...

*Todoroki Shoto*  

Bir anda sahilde bir kötü belirmişti. Aşırı güçlü bir yaratıktı. Mavi bir kürkü, kurda benzer bir kafası vardı vücudu ise kertenkele ile ayı karışımı...Neden tarifim Rin'in canavarına birebir uyuyor?! Saçmalamanın sırası değil! Ormana gitmem gerek. Kötü biz ne olduğunu anlamadan geri çekilmişti şimdi de ben ve bizim sınıftan birkaç kişi daha ormana doğru koşuyorduk. Orada da bir patlama gerçekleşmişti ve devasa bir Deku belirmişti. Ayrıca Rin'in görev yeri de burasıydı. Ne olur ona bir şey olmamış olsun. 

Bize doğru ağlayarak koşan bir kız çocuğu görünce yavaşladım o ise ağlamaktan konuşamıyordu.

???: O-onlar, onlar ölecek! Yardım edin lütfen! -Eliyle ilerideki açıklığı işaret ediyordu onu Iida'ya bırakıp ileri atıldım açıklığa ulaştığımda Rin'in çığlıkları nefesimi kesti. Bakugou ve Midoriya yerde hareketsiz yatıyordu başlarında küçük bir oğlan vardı. Rin ise her yeri kan içinde bir şeye sarılıp, ağlıyor, çığlıklar atıyordu. Sınıftakilere seslendim.

_BURADALAR! ÇABUK OLUN, AĞIR YARALILAR! -Rin'in yanına koştum ama gördüğüm şeyle dengemi kaybedip sendeledim. Kucağında...o...parçalanmış? Neydi bu böyle!

Rin: ONU DA ALMAYIN! ONU BANA BIRAKIN! TEK KALAN AİLEMİ ALMAYIN! -Bu o muydu? Blue Star dediği panter bu muydu?! Bunu ona ne yapmıştı ki?! Rin'i tutup sakinleştirmeye çalıştım ama işe yaramıyordu. Ona sarılıp onunla konuşmayı denedim.

_Rin, benim. Buradayım güvendesin. -Beni asla dinlemiyordu. İşin kötüsü göz bebekleri soluklaşıyordu ve etrafımızda mavi bir küre oluşuyordu. Ne olduğunu anlamadan geriye fırlatıldım. O bunu fark etmemişti bile sürekli parçalara ayrılmış bedene sarılıp özürler diliyordu. Gücü bir anda daha da çok artmıştı ve burada bir deprem etkisi yaratıyordu. Omzumda hissettiğim bir elle arkamı döndüm. Ada halkındandı.

_Burada olmamanız gerek. Çok tehlikeli.

???: Farkındayım. Ben buranın tabibiyim. Al bunu. Sakinleştirici. Arkadaşınıza bunu yapmak zor bir şey biliyorum ama bu gidişle kendini öldürecek yaraları küçümsenecek dereceden değil. Ve yakınındaki herkese zarar verecek. Hadi yap şunu. -Bana uzattığı şırıngayı elinden aldım ve Rin'e yaklaşmaya çalıştım çok zordu ama adım adım yaklaşıyordum. Ne kadar yaklaşırsam o kadar güçlü bir şekilde itiliyordum. En son emin olunca Rin'e doğru atıldım ve onu sıkıca tuttum.

UA lisesinde yeni öğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin