Gülümseyen, Gülümseten Kahramanlar

93 9 7
                                    

*10 yıl sonra*

''Tüm birimlerin dikkatine, ****sokağında ****bankasında soygun ihbarı var! Şüphelilerin silahlı olduğu bildirildi. Bankadaki herkes rehine durumunda. Yakınlarda olan birimler intikal etsin!''

Belimde takılı olan telsizi aldım ve karşımda oturan üç kişiye göz devirdim. Güya izin günümüzdü.

_Blue Star, Shoto, Uravity ve Deku, olay yerine geçiyor.''

_Eh izin buraya kadarmış. -Çoktan ayaklanmışlardı. Hızla kafeden çıkıp koşmaya başladık, adres iki sokak aşağımızdaydı, normalde 10 dakika sürerdi ama özgünlüklerimizle 3 dakikadan bile kısa. Uraraka hızla Deku'nun sırtına çıktı ve Deku gücünü kullanarak koşmaya başladı. Shoto ise ayaklarının altında buz oluşturmuştu bana elini uzattı bende sıkıca tuttum ve beni arkasına çekerek buz oluşturmaya başladı arabaların üstünde buzun üzerinden kayarak ilerliyorduk. Midoriyalar ise seke seke hareket ediyorlardı. Hatsume sağolsun kıyafetlerimiz çok gelişmiş bir teknolojiydi yani sadece küçük takılar taşımamız yeterliydi.

Olay yerine yaklaşmıştık ki bileğimdeki bilekliğe iki kez dokundum ve vücudumu deriden kemerler kaplayarak kostümümü oluşturdular. Liseden beri tasarımını pek değiştirmemiştim. Shoto'da benim yaptığım gibi kostümünü aktive etti. Urarakalara baktığımda çoktan hazırdılar. Bankanın önüne geldiğimizde aşağı baktım.

_Aşağıda görüşürüz! -Dedikten sonra Shoto'nun dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp aşağı atladım. O sırada yanımda biten Ochako'nun omzuma dokunması ile yere yaklaşmışken süzülerek aşağı indim.

Ochako: Liseden beri bir insan hiç mi akıllanmaz?'' Dediklerine kıkırdadım.

_Biliyorsunki bir şey olmazdı düşüşümü yavaşlatacaktım.

Ochako: Sonrada küçük bir deprem yaratıp geldiğimizi haber verecektin değil mi? -Elimi enseme atıp hafifçe güldüm. Ardından ciddileşip önüme döndüm.

Bankanın kapıları kilitlenmişti bu durumda içeridekilerden sadece birini görebiliyordum elinde tuttuğu silahı da öyle. Ama kaç kişilerdi veya kaç rehineleri vardı? Pekala. O sırada etrafı incelemeye başlamıştım ki bankanın çatısındaki Shinsou ile göz göze geldim gerçekten yeraltı kahramanı lakabını hakediyor. Bana göz kırptı maskesi ağızındaydı ve ayarlama yapıyordu. Ardından ayağa kalktı ve bana bankanın tepesindeki camı gösterdi. İçine giremezdi ama sesi oraya ulaşabilirdi. Ayrıca maskesi sadece ses değiştirmesine yaramıyordu artık. Sesin yönünü de değiştiriyordu. Zekice yalan yok. O zaman ona yardım edelim. Bizimkileri dürtüp planımı anlattım.

Yanımdaki polisin megafonunu aldım ve seslendim.

_Ben Blue Star, size zarar vermek istemiyoruz sadece anlaşmak istiyoruz. Rehineleri bırakın. -Yanımdaki polis bana şakınca bakıyordu.

_Lütfen bana güvenin ne yaptığımı biliyorum. -Bana kafasını salladı. Soyguncuların dikkatini çekmiştim o sırada diğerleri binanın etrafını dolaşıyorlardı. Tekrar megafonu aldım. Niye bu kadar uğraştırıcı olmak zorundaki kaç kişiler hiçbir fikrim yok o yüzden bayıltamıyordum ayrıca mesafede uzundu ve içeri öylece de dalamıyorduk.

_Bizimle iletişime geçmenizi istiyorum. Yanınıza gelebilir miyim? -Ve kapıya adımlamaya başladım. Beni gördükleri anda silahlarını bana çevirdiler şuan sadece üç kişi görebiliyorum. Ellerimi havaya kaldırdım ve bankanın kapısına vardım. Sinirlenmişlerdi hem de çok fazla. İçlerinden biri hızla geldi ve beni kolumdan tutup önüne çekip başıma silahını dayadı ve beni içeri sürüklemeye başladı. Tam da olması gerektiği gibi. İçeri girdiğimde beni sertçe yere fırlattı ve başımda silahla dikilmeye başladı. Olduğum yerde doğrulup yanımdaki rehinelere baktım çoğunluğu kadın ve çocuktu. Siktir. Şuan gördüğüm kadarıyla 9 kişilerdi. Daha fazla kişi gelseydiniz?! Yanımdaki kadının kulağına eğilip fısıldadım.

UA lisesinde yeni öğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin