Kuzgun

99 14 0
                                    

*Akiyama Rin*

Gözlerimi açtığımda karşımda kötüler birliği duruyordu, bense el, ayak bileklerim ve boynumdaki kelepçelerden uzanan zincirlerle duvara bağlıydım. Çok bir rahatsızlık hissettiğim söylenemezdi bu kelepçeleri çok takmıştım, vücudumdan güç dalgaları yaymamı engelliyordu.

Tomura: Sonunda! -Cevap vermedim, o da gelip suratıma iyi bir yumruk attı. Sonra sırıtmaya başladı.

Tomura: Aaa konuşmayacak mısın? Eğlencesi kalmaz ki o zaman

_Eğlence mi istiyorsun, o zaman şu kelepçeleri çöz de parti başlasın. -Tabii ki blöf yapıyordum, çok halsizdim bu halde bırak hepsini biri ile bile başa çıkamazdım. Ama bilmedikleri bir şey vardı; özgünlüğümü geliştirdiğim için bu kelepçeler takılı olsa da gücümü kullanabilirdim, onları yenecek kadar gücü kullanamazdım ama onlara acı çektirmeme yetecek kadar vardı. Tabii bunları onlara söylemeyecektim yoksa karşı önlemler alırlar. Ayrıca güç toplamam ve planımı gerçekleştirmem lazımdı. 

Tomura: Üzgünüm ama o kelepçeler yerinde kalacak. Toga şuna yiyeceği bir şeyler bul, açlıktan geberip gitmesin onun için mükemmel işkence planlarım var.

_Beni bu kadar düşünmen gururumu okşadı. -Sırıtıyordum. Yanıma geldi:

_Öyle mi? Umarım bu da hoşuna gider. -Dabi'ye işaret verdi o da odadan çıktı ve bir kaç dakika sonra elinde bir kırbaçla döndü. Evet yanlış duymadınız...BİR KIRBAÇLA! Yok olmadı elektrikli sandalyeye bağlasaydınız. Bunları düşünüyordum ama dışımdan sadece sırıtıyordum.

_Hep eski kafalı olduğunu düşünmüştüm ve görüyorum ki çok haklıymışım. -Bu dediğime sinirlenmişti. Yanıma geldi ve kırbacı havaya kaldırıp bir anda koluma indirdi. Canım çok acımıştı ama ben bağırmak veya ağlamak yerine:

_Elinden gelen bu mu? -Daha da sinirlendi bu sefer kırbacı daha hızlı savuruyordu. Kollarım ve bacaklarım resmen yanıyordu ama ben sesimi bile çıkarmadan acıya katlanmaya çalışıyordum. Bunu başka biri yapsa çoktan acıyla kıvranmaya başlamıştım ama iş Tomura'ya gelince kendimi tutuyordum. Ama galiba daha fazla dayanamayacağım derken.

Dabi: Shigaraki, sence de yetmez mi?

Tomura: Ne dedin sen?! Şimdi onu umursuyor musun?

Dabi: Lütfen saçmalama ben sadece elimizdeki işkence kaynağının bir günde ölüp gitmesini istemiyorum o kadar.

Tomura: Aman be. Ne haliniz varsa görün! -Dedi ve çıktı ardından diğerleri de tek tek dışarı çıktı. Saati bilmiyorum ama akşam olmuştu. Başıma da bekçi diye Toga'yı dikmişlerdi gerçekten beyin varlıklarını sorguluyorum şuan. Toga bana birkaç çizik attıktan sonra sıkılıp, kanepeye oturmuştu aradan ya yarım saat geçti ya geçmedi sızdı kaldı salak. Bende planım için bir kaç hayvan aramaya başladım. Ama her zaman şanlı olamazdım ya gerçi şans sadece 3 ay yüzüme güldü ya neyse. Neredeyse 1 saat olmuştu ama bende tık yok sonra birini hissetttim. Bu bir atmacaydı. Sonunda! Çok dikkat çekeceğini sanmıyordum ama neyse onu ve yakınlarda bulduğum bir kaç kartal ve birkaç kuzgunu olduğum binanın tepesine kondurdum. Artık nerde olduğumu da biliyordum. Kamino şehrindeydim, bu şehirde dağlar vardı bunu öğrenmem iyi olmuştu çünkü artık hayvanları nerede arayacağımı biliyordum. (Burada araya giriyorum, bazılarınız nasıl anladı Kaminoda olduğunu derseniz, hatırlarsanız dünyayı kontrol altına aldığı hayvanların gözünden görüyor. Ayrıca Kamino da dağ var mı yok mu bilmiyorum eğer yoksa bana kızmayın çünkü şehrin ortası vahşi hayvan kaynamıyor, illa ki bir yerden gelmeliler.)

Hayvanların kontrolünden çıktığımda Toga yavaş yavaş ayaklanıyordu. Tam zamanında halletmişim. Ama bir sorun daha vardı beni her zaman bu salakla bırakmazlar o yüzden işimi sağlama alıp kimseyi kendime yaklaştırmamalıydım. Toga tamamen uyandığında yanıma geldi:

UA lisesinde yeni öğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin