Bu üç günden sonra alışkanlık mı olmuştu bilinmez ama He Jin, Qin Yang'ı reddetmedi. "Tamam, ama bu sefer Jingshan'a gitmeyelim. Okula daha yakın bir yerde kalalım." Ertesi gün pazartesiydi ve yine geç kalmak istemiyordu.
(ÇN: Yine eksik yerlerden biri maalesef... Orijinalinden alayım dedim ama bölümler kilitliymiş orada da, neyseki sadece başı eksik)Okulun yakınında ucuz misafirhane ve moteller vardı ama şartlar tabii ki Jingshan'da olduğu kadar iyi değildi.
He Jin kabul ettiği için Qin Yang şimdiden çok heyecanlanmıştı, zihni kirli düşüncelerle doluydu.
Ertesi gün alarm çaldığında He Jin elbette yeterince uyuyamamıştı. Yatakta doğrulmaya çalıştı, vücudunda bir yerlerin şiddetle ağrıdığını hissetti.
Qin Yang, He Jin'in kalktığını biliyordu ve bir sabah öpücüğü almak istedi. Beklenmedik bir şekilde He Jin onu itti, huzursuz bir şekilde tuvalete gitti.
Her hareketi ona gecenin ahlaksız eylemini hatırlatıyordu. O kadar utanıyordu ki kendisine vurmak istiyordu!
Burada Qin Yang ile kalmanın büyük bir hata olduğunu düşünmeye başlamıştı. İnsanlar aşkın insanı aptallaştırdığını söylüyordu, şimdi de o bir aptal gibi görünüyordu işte.
Qin Yang dirseğiyle kendisini destekleyip He Jin'in uzaklaşan figürünü izledi. Yatağa geri uzanıp He Jin'in yastığını aldı ve derin bir nefesle kokusunu içine çekti. Bundan gerçekten keyif almıştı ve He Jin de yanında olduğu için çok mutluydu.
He Jin kendini temizledikten sonra biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı. Qin Yang heyecanla ona kahvaltıda ne istediğini sordu.
"Fark etmez." dedi He Jin hafifçe. Sesi biraz boğuktu, gece iniltileriyle doluydu.
Sesini duyunca Qin Yang'ın belli bir bölümü yine tepki verdi. Kendine kızıp soğuk suyla yüzünü yıkadı. Daha sonra beraber dışarı çıktılar, kahvaltılarını yapıp yurda döndüler.
He Jin döndüğünde Hou Dongyan yataktan yeni kalkmıştı, heyecanla banyodan içeri seslendi, "Ah, Jin Ge, gelmişsin! Bugün yine dersi ekeceksin sandım!"
He Jin kendini biraz suçlu hissediyor ve bir bahane arıyordu, "Dün gece A şehrine geldiğimde saat çok geçti. Seni rahatsız etmek istemedim, bu yüzden geceyi dışarıda geçirdim."
Hou Dongyan uzunca iç çekti, bu iç çekme başka bir şeyi ima ediyordu. Sonra "Kayak eğlenceli miydi?" diye sordu.
"Evet, çok heyecan vericiydi." He Jin, Hou Dongyan'a seyahatlerinden kısaca bahsederken eşyalarını yerleştiriyordu. Tabii ki Qin Yang ile ilgili detayları es geçti.
Hou Dongyan hikayeyi dinlerken kıskandığını hissetti, aynı zamanda üzülüyordu da. Qin Yang bir kadın olsaydı her şey mükemmel olurdu.
Hou Dongyan da hazırlanmayı bitirdiğinde ikisi ders kitaplarını alıp sınıfa gittiler. Yolda Hou Dongyan, He Jin'e seslendi ama biraz tuhaf görünüyordu. Bir şey söylemek istiyor gibiydi ama hemen susmuştu.
He Jin, Hou Dongyan'ın bir şey öğrendiğini düşündü. Gergin bir şekilde "Ne?" diye sordu.
Hou Dongyan kafasını kaşıdı, ardından fısıldayarak konuşmaya başladı, "Jin Ge.... Şey, durum şu ki... Ben sizi biliyorum ve buna karşı çıkıyor da değilim, ama diğerleri bilmiyor, Qin Yang'ın fotoğraflarınızı arkadaş çevresinde paylaşması iyi bir fikir mi sence?"
He Jin'in kalbi sıkıştı, solgun görünüyordu, "Ne fotoğrafı? Nereye koymuş?"
Hou Dongyan, He Jin'in zaten biliyor olduğunu düşünmüştü. Ne kadar gergin olduğunu görünce aceleyle açıklamaya çalıştı, "İkiniz karda oynarken çekilen fotoğraflar. Sadece birkaç tane var ve arkadaş çevresinde paylaşmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Waiting For You Online
Science FictionHe Jin 15 yaşındayken online bir oyunda kendisine "koca" buldu, ilişkileri sevgi ve tatlılıkla doluydu. Ancak ders çalışmasına engel olduğu için ebeveyni interneti kesti, veda etme şansı bile yoktu ve oyundan ayrılmak zorunda kaldı. 8 yıl sonra, ge...