"Hayır dedim Harry! " bu onuncu söyleyeşimdi. O dövüşte onun olmasını istemiyordum. "Bells. bu ilk değil daha önce çoğu kez dövüştüm" dedi. Birlikte hızlı adımlarımızla geldiğimiz kalabalık ve gürültü alana geri dönmüştük. Bir kaç kişiyle selamlaşmıştı. Ellerine geçirdiği yırtık eldivenin yıpranması yaptığı kavgalardan olduğu aklıma gelmesi canımı yakmıştı.Ona zarar gelme düşüncesi beni boğuyordu.
"Demek Okula kaşının yaralı dudağının patlak gelme sebebi buydu!" dedim. Kısık sesle bir kahkaha atmıştı. "Hayret sen beni merak mı ediyordun?" dedi. Kabul. Kendimi ele vermiştim.Cevap verememiştim. Onu tersleyemezdim çünkü haklıydı. Piste doğru yürüdüğünde kolunu tuttum ve kendime çevirdim, ani bir şekilde bana döndüğünde göz göze gelmişti. Biran bulunduğumuz kalabalık ortamda ikimizin tek olduğunu düşündüm. "Ne var?" dedi. Gözlerimi yeşil parlak ve bir o kadar büyüleyici gözlerinden kaçırıp arkadan pis pis sırıtıp bize bakanlara baktım.Hiç birşey söyleyememiştim. "Diğerlerinin yanına dön" diye ekledi ve kolunu elimden çekip piste yürüdü. Harry'i tanıyan kişiler ona tezahürat yapmaya başlamıştı. Maçı yöneten kişi Harry'le selamlaşmıştı. Harry , ardından rakibinin elini sıkmıştı. Gözlerimi yumup derin nefes alıp dik durdum. Buraya gelmeye neden gerek duyuyordu ki? Neden onun canının yanması benim umrumdaydı ki bu kadar?
Dövüş pistinin kenarından izlemeye başladım. Son kez Harry'le göz göze geldiğimde bana Kathy'lerin olduğu odayı gösterdi.Oraya gitmemi istiyordu.Fakat gitmeyecektim.
Kafamı olumsuzca salladım. Tekrardan , bu sefer parmağıyla odanın olduğu yönü göstermişti .Yine tersledim neden dediğini yapacakmışım , o benim dediğimi yapmıyorken?
Harry'nin rakibi olan saçları Kısa, kumral, Kaslı ve Harry'den beş altı santim kısa çocukla gözlerimiz birleşmişti. Yanağının kıvrıldığını fark ettiğimde endişeyle Harry'e geri döndüm. Kesin Harry kaybedicek. İçime doğmuştu.Endişeyle yerimde kıvrandım. Etraf iyice kalabalık olmuştu büyük bir daire Harry'i ve rakibini ortaya almıştı. Parmak uçlarımda yükselerek izlemeye çalıştım. Maç daha başlamamıştı. Rakibi, Harry'e yaklaşıp kulağına yükselmişti. Ne olduğunu anlamadan Harry geri çekilip çocuğa yumruk savurmuştu. Ellerim ağzıma gitmişti. Harry'in göğüsünün hızlıcana kalkıp-indiğini fark ettim. Kalabalıktan gelen Yuhlama sesleri ortamı gerginleştirmişti. Niye sinirlenmişti ki.
Çocuk geriye tökezlemişti, eli burnunu kavramıştı.
Ahh .. tanrım lütfen şu iş Harry parçalara bölünmeden bitsin. Tezahürat artmıştı.
"Selam.." Harry'in yere yattığını görmüştüm yutkundum. Öndeki topluluktan zor görüyordum. Parmak uçlarımda yükselmekten ayağım ağırmıştı. Bu sefer Harry çocuğun üzerine çıkmıştı. "Burada yenisin sanırım" ."Hayır"dedim.
Yanımdakinin benimle konuştuğunu fark ettiğimde kim olduğuna bakmadan kısa cevap verip maçı izlemeye devam ettim.
Harry'in çocuğa sert bir yumruk geçirdiğini fark ettim. Çocuk yerde oyalanırken , Harry'in gözleri beni ardından yanımdakini bulmuştu. Kim olduğuna baktığımda bir adım geri çekildim. "S-sen" Joshtu. Beynim direk bana yaptıklarını gözümde canlandırıyordu.
Topluluktan 'Ovv!' diye bir ses gelmişti. Sesin geldiği yöne döndüğümde Çocuk, Harry'in üzerine çıkmış yumruklarını savuruyordu. "Harry" diye mırıldandım. Harry ayağa kalkmaya çalıştı. Yüzündeki kızarıklığı ve dudağındaki kanı görünce içime kocaman öküz oturmuştu.
"Evet , ben " Çocuk , Harry'in karnına tekme atınca boğulacak gibi olmuştum. Kafam Josh ve Harry arasında gidip geliyordu. "Korkma birşey yapmıyacam" dediğinde ondan iki adım daha uzaklaştım. "Ben ciddiyim " dedi yüzünü buruşturmuştu. Harry'e döndüm yerde kalmıştı. Tezahürat ve küfürler karışmıştı. "Oyun bozuldu güzelim, sadece buraya sana Melek yüzlü Harry'in , Gerçek yüzünü göstermeye geldim" Başımda bir ağrı oluşmuştu . Vücumdaki ısı artmış ve terlemeye başlamıştım. Harry'in gerçek yüzümü. "Ne saçmalıyorsun , Defol yanımdan! " dedim. Gözleri sargılı bileğime inmişti. "Sadece birşey söyleyeceğim sakın ama sakın Harry'e karşı birşey hissetme" Kafamı Yerde yatan Harry'den , Josh'a çevirdim. "Ne saçmalıyorsun!" dedim. Gözlerimi kısmıştım. Yüksek müzik sesi başımın içinde çalkalanıyordu. "Amacı bu Bella seni kendine bağlamak" Nefesim daralmıştı. "Bir sorun mu var? " Arkamdan , Zayn önüme geçip beni arkasına almıştı . Beni şaşırtmıştı. "Ahh Zayn, dostum . O oyunu , bu kızdan uzak tutun!" dedi. Baş parmağı Zayn'in arkasında duran beni gösteriyordu. "Dediğimi düşün Bella, düşünmene bile gerek yok! O bunu daha önceden çoğu kez yaptı-" Zayn iki eliyle Josh geri itikledi. Kathy yanıma gelip koluma girdi. Zayn mırıldanarak "Yürü git Josh.."dedi. Josh'un dediklerini sindirmeye çalışırken, Kathy koluma girdi ve beni çekiştirmeye başladı.
"Bu ne saçmalıyor Kathy." dedim, Arkadaki kalabalıktan tezahürat yerine küfür sesi gelince yöne döndük. "S*kik beyinli !" Harry pisten yanımıza doğru yürüyüp Josh'un yakasına yapıştı. "Sana ne dedim lan ben!" Zayn, Harry'in kolundan tutup ayırmaya çalıştı. Kalabalık bu sefer bizim etrafımıza dolanmıştı. Kathy'in kolundan çıktım. "Bell. Nereye?" Kathy'e cevap vermeden kalabalığın arasından geçtim. Kafam karışmıştı ne saçmalamıştı?Neyi daha önce tekrarlamıştı?Ne bağlanması? Kafamda birsürü saçma ve cevaplanmamış sorular vardı.
Girdiğim ilk sokakta yürümeye başladım. Nereye gidecektim şimdi ben.Sakin ol Bella.Sakin. Derin nefes al. Elim anlımdaydı.
Sağ tarafta duran telefon kulübesine yönelip Annemin numarasını çevirdim. Babam haklıydı. Harry'e bu kadar kısa sürede , bu kadar çok güvenmem çok saçmaydı.
Başım çok ağrıyordu. Ezberimde olan tek numarayı tuşladım.
"Anne?"
"Bella , bebeğim iyimisin? neredesin ? babanla Seni çok merak ettik?"
karşıdan gelen endişeli ses beni etrafımda dönmeme ve herhangi bir tabela varmı diye bakmama yöneltti.
"İyiyim beni alırmısınız?" dedim. Sesim titremişti.
"Tabii adresi ver bebeğim?" Karşımda duran kafenin büyük tabelasındaki yazıyı okudum.
"Tayland Sahili, İce-land Kafesinin önünde bekliyorum"
"Tamam bebeğim bir yere ayrılma hemen birini gönderiyorum"
Telefon kulübesinden çıkıp kafenin önüne yürüdüm.Başım fazlasıyla ağırmaya başlamıştı.Belimde olan Harry'in beyaz gömleğini çözdüm. Kokusu burnuma ulaşmıştı. Geç kalmıştım. Çoktan ona bağlanmıştım. Cebinde ki birşey dikkatimi çekmişti. Elimi küçük deliğe sokup elime aldım. Bir poşet kutunun içinde haptı. Başımın ağrısını geçirirmiydi acaba?.İlacı inceledikten sonra ağzıma atıp yuttum ve boş banka geçip oturdum.Aradan iki dakika geçmesine rağmen hiçbir etkisi yoktu.
Hava soğumuştu ve vücudum titremeye başlamıştı. Başımın ağrısı geçiceğin tam tersine ağrısı artmıştı. Arkamdan gelen konuşmalar beynimde yankılanıyordu. "Bella .. Ne bokuma burdasın?!" Kafamı sağa çevirdim ardından sola bulanık görüyordum ve herşey ağır çekimdeydi.Nereden geliyordu bu sesler? Gözümü yumup açtığımda karşımda 2 hayır 3 evet üç tane Harry gördüm. "Hey iyimisin? " Hayır anlamında kafamı salladığımda yanıma oturup elini çeneme koyup yüzümü inceledi.Hareketleri hızlımıydı yoksa ben mi algılayamıyordum.
Yeşillerine odaklanmaya çalıştım. Şuan ona küfür edip O kıvırcık saçlarını yolmak istiyordum.
"Senin yüzün neden morardı?" Elimdeki ilaç poşetini ona uzattığımda bir kaç küfür fısıldamıştı. "Siktir . Bunu içmedin dimi? " Beynim durmuştu . Artık kim olduğumu unutacak hale gelmiştim."Bella bu uyuşturucu!" .***
Yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmeyin aktif olmaya çalışıyorum :*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD STYLES
Fanfiction"Bir kız, kendi duygularından bile haberi olmayan , Ailesi tarafından zor fark edilen biri. Hayatını değiştiren bir çocuk sandığı gibi biri değil ; Kötü oyunlarla hayatını süsleyen Fakat onun içindeki küçük bir alevi oluşturan o duygu ,onu kaderine...