Saat sabah 8.30Tatile sayılı günler kalmıştı. Şimdiden -neler yapacağım- hakkında plan kurmaya başlamıştım. Düşünüyorumda Harry'den uzak bir tatil nede güzel olur.
Uyku sersemiyle odamın içinde dolanıyordum ilk işim penceremin perdesini çekmek oldu. Harry'in beni izlediği günden beri bunu huy edinmiştim. Okul kıyafetlerimi dolabımdaki askıdan alıp giyinmeye başladım. O sırada düzleştiricimin fişini taktım.
Okula gitmek için hazırlanırken komidinimin üzerinde ki telefonum çalmaya başlamıştı. Okul eteğimi giyerek telefonuma koştum arayan Kathy'di.
"Bella Harry'in nesi var?Üstelik Dylan'ın suratına birşey olmamışken? .." o kadar hızlı konuşmuştu ki daha yeni yeni sindirmeye başlamıştım.Dün gece olanları düşündüm.
Harry, annem gittikten sonra yüzüne tekrardan sert maskesini takmıştı. Ona, beni kapıya itmesiyle ilgili biraz sert davranmıştım.Fakat karşılığında yanağıma bir öpücük bırakıp hiçbirşey söylemeden çekip gitmişti. Elim yanağımda o şoku atlatmaya kalkışırken telefonuma mesaj atmıştı .
" Beni sinirlendirmek için daha iyi birini seçmeliydin ;) -Harry" demişti. Gerçekten de beklediğimden daha yumuşaktı. Yani dün geceden beri Harry'e o top çarparken beynindeki hücreler zarar mı gördü diye düşünmüştüm."Bella oradamısın?" Gözlerimi kırpıştırıp Telefondaki Kathy'i onayladım.
"Ben nereden bilim . Onun tersi düzü bir değil " Çantamı alıp babamın yeni aldığı parfümümü sıktım. Salona inip Laura teyzem elimle, 'gidiyorum' işareti yaptım.
"Pekala okulda seni bekliyor olucam" Onu onaylayıp , Evden çıktım.
Kapının önüde siyah Audi R8'i tekrardan görünce ağzım aralanmıştı. Elimdeki kurabiyeyi ısırıp telefonumu cebime koydum ve arabaya doğru yürüdüm. Cam aşağı inince Gülen bir Dylan'la karşılaştım. "Günaydın Prenses!" dedi. Gelmesi beni şaşırtmıştı.Karşılık verip arabasının camından ona baktım. "Sanırım telefonunu daha sık takip etmelisin tam 5 tane mesaj attım aramayı denedim meşguldün" Telefonumdan gelen mesajlara baktım.
"Günaydın Bells -dylan""Eğer okula gitmek için erkense kahvaltı yapalım mı? -Dylan"
"Sanırım bir mankenin bu kadar uykucu olması zararlı -Dylan"
"Seni almaya geliyorum- Dylan"
"Kahvaltı geç oldu ama seni okula bırakabilirim sanırım ? -Dylan"
Son yazdığı mesajıda okuyup ona baktım. Sanırım cevap bekliyordu.Kafamı aşağı yukarı salladığımda arabanın içinden kapımı açmak için uzanmıştı.
Arabanın kapısını iyice açıp bindim.
Neden Dylan'ın yaptığı her hareket bana Harry'i anımsatıyordu.
Okula doğru arabayı sürmeye başlayınca arada muhabbet ettik.
"Okul kıyafetleri seni şirin gösteriyor " dediğinde yanağımın kızardığını fark ettim.
"Seni buraya getiren ne ?" dediğimde kısa süreliğine beni süzmüştü.Tekrar önüne dönünce konuşmak için ağzını aralamıştı.
"Öncelikle bunun gerçek bir görüşme olduğunu bilmeni isterim dünden ayrı olarak..." Ağzım aralanmıştı. Nasıl yani gerçek bir randevu gibimi? Gözlerine baktım.
"Birde Sana dün bahsettiğim çekimlerin bir kısmı bugün öğlen " dediğinde elim anlıma gitmişti. "Ben bunu tamamen unuttum!" Annemlerle karşılaşmak o kadar zor ki.
"Telefonundan konuşsan? Üstelik annenleri tanıyorum bir ara onların tasarımlarını model olarak giymiştim anlayış gösterirler diye umuyorum" dediğinde dudağımı ısırmaya başlamıştım. Telefonumu çıkarıp Annemin numarasını tuşladım.
"Umarım öyle olur" diyip dudağımı kemirmeyi bıraktım.
"Alo, annecim iştemisiniz?" sorduğum da sorumu başka nerede olucaklar .
"Evet bebeğim bir sorun mu var?" Genellikle onları bir olay ya da sorun olmadan aramazdım.
"Ben... Uhmm... Teen dergisinin bu ay için bir bayan manken aranıyormuş. Dylan'ı tanıyorsun oda beni önerdi. Ne düşünüyorsunuz?" dediğimde Dylan'la göz göze gelmiştim. Gülümseyip bana güven vermişti.
"Şuan meşgulüm canım babanla konuşup sana mesaj atarım " dediğinde sesim titremişti. "Çekimler bu öğlen" arabanın okulun önünde durduğunu fark ettim. "Ahh.. Pekala sen git ben babanı ikna ederim" dediğinde gülümseyip teşekkürlerimi ilettim.
"Ama sadece bu ay için?" Annemi onaylayıp telefonu kapattım. Dylan'la vedalaşıp arabadan indim. "Seni öğlen alırım" dediğinde okulun ikinci katının camından Harry'le göz göze geldim.Arabadan indiğimden beri okuldakilerin gözünün üzerimde olduğunu fark ettim.
Dylan'ı onayladığımda Kathy yanımıza gelmişti.Dylan'la selamlaşıp koluma girdi. Dylan , yanımızdan ayrıldığında okulun iç kapısına yöneldik.
Kathy "Bu da neydi şimdi?" dedi gülerek. "Hiç yanlış düşünme canım , arkadaş olarak beni okula bırakmak istedi" dedim bende yalan söyledeğimi biliyordum. Okulun koridorunda dolaplarımıza yürüyorduk. Cam kenarında duran iki kızın elinde Teen dergisi olduğunu fark ettim. Dylan'ın fotoğrafına bakıp beni göstermişlerdi.Ve ardından birkaç kişi daha Dolabımıza yöneldiğimizde ilk dersimin yüzme olduğunu fark ettim.
Kathy'e dönüp "Benim dersim yüzme sonra görüşürüz" dedim. Beni onayladığında, yüzme salonuna gittim. Kızların soyunma odasına yöneldim.Fark ettimde Luke'ı hiç görmemiştim. Kıyafetlerimi değiştirip yüzme mayomu giyip kıyafetlerimi toparlarken yanımda duran kızların Dylan hakkında konuştuğunu fark ettim.
"Bu ayın Teen dergisinde olucak üstelik bir kadınla birlikte!" havuz gözlüğümü ve bonemi alıp soyunma odasından çıkıp salona girdim. Neden sürekli bana bakıyorlardı... Dylan'ın bu kadar ünü olduğunu bilmiyordum. Uzun beyaz bir sırada oturup Bay Philip'in gelmesini bekledim. Karşımda ki Harry'in havuz kenarında oturup arkadaşlarıyla gülerek sohbet ettiğini fark ettim. Dylan'la buluşma işi yalan oldu sanırım. Birde beni önemsediğini söylemişti. Dün dersten çıktığımız olayı hatırladım beni sınıfın kapısının arkasına sıkıştırmıştı. Acaba , Bana josh'la ilgili anlattığı olay ve beni önemsediğini söylemesi doğrumuydu?. Artık bunu hiç düşünmek istemiyordum. Ona karşı olan güvenim sarsılmıştı. Benimle her konuşmasını 'Acaba doğrumu söylüyor? ' diye düşünüyordum.
Ayağa kalkıp Onlara doğru yürüdüm. Harry'le arkadaşları beni baştan asağı süzmüştü , yarı çıplak olduğumu unutmuştum. Harry'e kaş göz işareti yaptım. Ayağa kalkıp yanıma geldi. "Ne var?" Herkezin bizi izlediğini fark ettim. Bileğini kavrayıp çekiştirdiğimde sınıftan 'Ooo'lama sesleri gelmişti. Bundan nefret ediyorum. Onu salonun arka tarafına götürdüm. Güldüğünü fark ettiğimde elini bıraktım.
"Dün bana söylediklerin hepsi yalandı dimi!" kaşlarını çatmıştı.Kollarını önünde birleştirmişti. Sanırım dün olanları hatırlamaya çalışıyordu. "Hatırlamıyorsun bile! Hepsi boş!" diyip arkamı dönüp sınıfın olduğu yöne doğru yürümeye başladım. Gıcık!
Biranda bileğimi kavrayıp beni geri çekti. "Dediklerimin artık ne önemi var ? Sen beni önemsiyormusun ?" dediğinde O kafasında bir saç teli bile bırakmak istemedim. Bunu nasıl söyler!
"Dün barda Rose üzerinde sürtünürken , canım nasıl yandı haberin varmı!?" ağzımdan dökülenlere ben bile inanmamıştım.************************************
+23 vote +5 yorum devam. :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD STYLES
Fanfic"Bir kız, kendi duygularından bile haberi olmayan , Ailesi tarafından zor fark edilen biri. Hayatını değiştiren bir çocuk sandığı gibi biri değil ; Kötü oyunlarla hayatını süsleyen Fakat onun içindeki küçük bir alevi oluşturan o duygu ,onu kaderine...