19-"Hazmedemeyişler"

7.3K 380 62
                                    

Selamün aleyküm canlarımmm^^

Nasılsınız?

Şu an çok mutluyum.Eski bölümler bitti sonundaaaa.Sizin de gözünüz aydın artık.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.Beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar.
_________

Hazmedilemeyen çok şey var ama sonu çok acı hazmedildikten sonra.
_________

Ömür'ün aklında tek bir soru vardı.O soru da hiç şüphesiz Azat'ın bu kanıya nerden varmış olmasıydı.Yaşlılığa dair tek kelime etmemişken Azat'ın böyle söylemesi onu sinirlendirmişti.Yaş takıntısı vardı evet,ama bu yaş takıntısı kendi yaşını büyük göstermelerineydi sadece.Başkalarının yaşı pekte umrunda değildi.Hayatta en nefret ettiği şeylerden biri onun yaşını büyüten insanlardı.Daha beş yaşlarındayken bile ona yaşını sorduklarında hep dört buçuk yaşındayım ben derdi diğer çocuklara kıyasla.Diğer çocuklarında beş yaşındayken kendini yedi yaşındaymış gibi göstermelerini anlayamamıştı bir türlü.Yirmi yaşına gelmiş hâlâ da anlamamıştı doğrusu.

"Sen önce kendine bak.Otuzuna merdiven dayayacaksın nerdeyse.Ben daha yirmi yaşındayım.Çabuk falan da yaşlanmayacağım."

Kendini tutamadan Azat'a söylendiğinde Azat direksyonu sıktı.Cidden aralarındaki yaşa rağmen Ömür'ü sevmesi biraz utandırmıştı onu.Ama bunu umursamadı.Aşkın yaşı yoktur dediğini duymuştu bir ara annesinin.

"Yirmi sekiz yaşındayım ben de Ömür.Otuzuma daha iki yıl var,merdiven falan dayamadım yani.

"Hah!" diye bir nida çıktı Ömür'ün dudaklarından.Ama bir başkasının da onun gibi yaşının büyütülmesini sevmediğini görmek onu biraz sevindirmişti.Kollarını göğsünde birleştirerek arkasına sindi ve dudaklarını birbirine bastırıp konuşmamak için bir önlem oluşturdu kendine.Azat'la inatlaşması kötü sonuçlara yol açabilirdi.Neticesinde onun anlaşmalı da olsa kocasıydı.

Konağa kadar ikisi de sessiz kaldı.Yolda ses çıkaran tekerler Ömür'ün uykusunu getiriyordu.Zaten Ömür kendini bildi bileli yola çıktığında uykusu gelirdi.Elinin tersini aralanan dudaklarının önüne getirerek istemsizce sesli bir şekilde esnedi.Esnerken kapanan gözlerini açarak utançla Azat'a baktı ama bir şey söylemeden tekrar karşıya odakladı bakışlarını.

Araba konağa yaklaştığında dik bir hale getirdi oturuşunu.Arabayı konağın bahçesine park etmek yerine konağın karşısındaki kaldırım kenarına park etti.Kapısını açmak için kolunu uzattığında Ömür engellemek istercesine kolunu tuttu Azat'ın.

"Ben niye çabuk yaşlanacakmışım Allah aşkına?!"

Sitemle söylediği sözlerden sonra elini Azat'ın kolundan çekti ve cevap beklercesine yan döndü oturduğu koltukta.Bu sorunun cevabı dünyanın en önemli sorusuymuş gibi bir merakla Azat'a baktığında Azat başını cama çevirdi.O an gerçekten Ömür'ün onu sevmesi imkansız gibi geldi gözüne.Derin bir nefes çekti içine ve öylesine bir şeyden bahsediyormuş gibi konuşup hemen indi arabadan.

"Huysuz insanlar çabuk yaşlanırmış."

Ömür bir iki saniye kapanan kapıya bakakaldıktan sonra hemen indi arabadan."Huysuzmuş!" diyerek fısıldadı sinirle.Sensin huysuz demek için açtığı ağzını kapının önündeki korumaların ona olan bakışlarını fark ederek geri kapattı.Hepsinin belinde silah vardı sonuçta.

Az önceki sinirini bir kenara atarak usul usul Azat'ın yanına yürüdü ve kolunu tuttu.Azat Ömür'e bakmadı.Aklında o kadar düşünce vardı ki,bu duruma sevinemeyecek kadar kötüydü düşünceleri.Beraber konağın bahçesine girdiklerinde sol taraftaki miderlerle döşenmiş olan alanda oturan babasını gördü ama selam dahi vermeden yürümeye devam etti.Ömür saygısızlık olmasın diye küçük bir tebessüm edip Azat'ın hızlanan adımlarına ayak uydurdu.

POLİS MİSİN ABİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin