22-"Acı gerçek"

6.4K 327 181
                                    

Selamün aleyküm canımlar^^

Nasılsınız acep?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.Beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar hepinize.
_________
Sevmek,hissettirmek ama tam anlamıyla da bağlanmamak gerek.
_________

Seni seviyorum...

Ne kadar güzeldi söylemesi değil mi?Hem söyleyenin içi ferahlıyordu,hem de söylenen kişi seviniyordu.Bir insanı sevindirmek bu kadar kolaymış meğersem dedirtiyordu bu iki sözcük.

Aslında seviyorum demek kolaydır tahminimce.Onu kalben hissetmek zordur.Hissetmek ve hissettirmek...Tüm mesele buydu işte.Çok çok seviyorum diyen vardır,değersiz hissettirir insana.Sevmiyorum diyen vardır,kendinden geçer yine de değer verir.

Yani anlayacağınız seviyorum demek yetmiyor bazen.O duyguyu dibine kadar hissettirmek gerekiyor ara sıra.

Haddinden fazla sevgi de bazen çığrığından çıkarıyor insanoğlunu.Bu yüzden sevmek,hissettirmek ama tam anlamıya da bağlanmamak gerekiyor.Sonuçta seven de insan, sevilen de.Gün gelir ayırır ölüm.İster sev ister sevme gidiyor insan.Kimi mutlu kimi hüzünlü,ama gidiyor işte.

Azat'ın bağırarak 'seni seviyorum deli kız' demesinin üzerinden bir gün geçmişti ve bu konu Baran ve Berat'ın ağzına tam anlamıyla sakız olmuştu.Ömür ise bu konuyu fazla kafaya takmamıştı çünkü narkoz etkisiyle daha bir çok şey söylemişti Azat.

"Baran madem uçaktayız niye uçuyorum?"

"Annemin en sevdiği kolyesini alıp gıcıklık olsun diye saklamadım ben!"

"Yarın çok güzel bir rüya gördüm.Rüyada sana biniyordum Baran salağı."

Gibi gibi bir çok söylediği saçma şeyden sonra da kahkahalarla gülüyordu her seferinde.Baran ve annesi Azize hanım dışında herkes de baya eğleniyordu açıkçası.Ferhat bey hastaneye bile uğramamıştı zaten.

O hiç bir zaman tam anlamıyla bir baba olmamıştı çocuklarına.Tek derdi her zaman yakaladığı o mevkinin daha da üstüne çıkmaktı.Fark etmese bile yaşadığı hayatı çocuklarına yaşatmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.Babası elini tutmamıştı hiçbir zaman,o da tutmadı çocuklarının elinden.Babası okşamamıştı hiç saçlarını,o da okşamadı çocuklarının saçlarını.Yaşadığı hayat,doğru bir yaşam şekliydi sanki gözlerinde.Doğru olmasaydı babası tutmaz mıydı ellerinden sanki,okşamaz mıydı saçlarını?Kim bilir belki de Ferhat'ın babası da hiç sevgi görememişti.

Çocukların kalbine zincirlenmişti sevgisizlik.Mühürlenmişti sanki anahtarı.

Kısır döngüyü aratmıyordu bu yaşam şekli.Sevgisizlik tüm çocukların yarım kalan tarafıydı.İşte bu yüzden bir çok insan sevgiye muhtaçtı ve sevgi nasıl bir duygudur,nasıl gösterilir bilmiyordu.

Sevgisizlik kötülüğü doğuruyordu beraberinde.Peki Azat,Baran,Evin...Bu çocuklar neden kötü olmamıştı.Onlar da sevgi görmemişti değil mi?Bazen de kalp gerekiyordu insana.Böyle koca yüreklisinden hem de.Kötüye iyi,çirkine güzel davranabilen bir kalp.Bunca sevgisizliğe rağmen iyi kalmayı başarabilen çocuklar koca yürekli bir kalbe sahipti.

"Sini siviyirim dili kiz." Diyen Berat yumruğunu Baran'a doğru uzatınca Baran hiç düşünmeden yumruğunu vurdu ve kahkaha atmaya başladılar yüksek sesle.

Her böyle davrandıklarında Ömür utanıyor,Azat ise Ömür'ün eydiği ve saçlarının kapattığı yüzüne bakıyordu.İstese onlara kızabilirdi ama karşısındaki kız bu kadar tatlıyken içinden gelmiyordu onları susturmak.

POLİS MİSİN ABİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin