Herkes zamanında çöpçatan olmuştur demi?
🔥🔥
Arkadan gelen sesle kaşlarımı çatıp sesin olduğu yöne ilerlemeye başladım. İçeride benden başka birinin olduğunu düşünmüyorum. Ateş ve Bensu da gitmişlerdi ve hatta üzerime kilitlemişti.
Arka tarafa doğ...
Bu gün Alev Arslanın doğum günü. Ve yakın bir bölümde Alevin doğum günü bölümü gelecek.
Sizi seviyorum.
Muahhh
Never get use the people 🔥🎶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir tutulma gerçekleşti ruhlar arasında. Siyah ruhlu erkek ile Pembe ruhlu kadın o engellenemez enerjinin altında hapis oldu.
Ruhlar tutulması gerçekleşti, güneş ve ayın tutulması gibi, kar ve yağmurun bir arada yağması gibi... En sonunda güneş açtı yine de her korkunç gecenin sonunda olduğu gibi.
Ve bir gökkuşağı çıktı ortaya, ama bir sorunu vardı. Bu gökkuşağının altından geçen herkes kan ile lanetlenecekti...
Siyah olan herkesin lanetlendiği gibi...
Canım çok acıyordu, belki de hayatım boyunca hem fiziksel hem de ruhsal olarak bu kadar canım acımamıştı. Gözlerimden hala yaş gelmeye devam ederken, bir taraftan acıyan göğüs oluğumun acısını unutmaya çalışıyordum benim yaram hafifti ama Ateşin öyle değildi. Ellerimi Ateşin kucağında olmama rağmen kanayan göğüsünün ortasındaki derin yaraya bastırdım belki de daha fazla kanamasını engelleye bilirdim.
Benim yüzümden yara almıştı, öpüşmemiz şiddetlendiğinde kendimi ona yaslamıştım ve elimdeki bıçağın varlığını unuttuğum için Ateşin göğüsünde kocaman bir yara olmuştu. Hepsi benim suçumdu. Böyle olmamlıydı...
Ellerimde onun kanı vardı ve bunu her gördüğümde aklımı kaybediyor gibi oluyordum, halbuki daha aklımı kaybetmedim, aklını kaybeden kişi beni kucağında tabiri caiz ise 'uygunsuz bir şekilde' taşıyan adamdaydı.
Onun kucağında, bacaklarımı beline sıkıca dolamış halde, onun elleri benim belimi bulmuş halde odama doğru yol almaya başladı. Odamın kapısını açtığında Sakızı yatağımın üzerinde uyuklarken buldum.
"Ateş indir beni de yarana bakayım." Titreyen sesim ile söylediğim ilk cümle buydu. Ama yine de Ateş beni dinlemedi ve Yatağa oturduğunda bende onun dizlerine oturmuş oldum. Sakız huzursuzlanmaya başladığında gözlerim ona kaydı.
"Evde pansuman yapabileceğimiz bir şeyler var mı?" Diye sordu dişleri arasından. Acı çekiyordu ama bunu belli etmiyordu.
"Var, banyoda dolap da." Dedim ellerim ile göğüsüne baskı yapmaya devam ediyordum kanlar artık baklavalarını geçmiş pantolonunun kemer kısmına doğru akmaya başlamıştı.
"Tamam." Dedi ve tekrar ayağı kalktı. Yine beni yere indirmeyi düşünmedi.
"Ateş beni indirmeyi düşünmüyor musun? Yaran acıyor ve bu onu daha da kötü yapar." Dedim ama Ateşin beni dinlediği yoktu. Hızla banyoya geçtiğinde beni lavabo tezgahının üstüne bıraktı biraz olsun benden uzaklaştığında içten içe sevinmiştim.