19

523 77 78
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Günlerdir beni ölmekten beter eden durumdan sonunda kurtulmuştum. Yunho karşımdaki koltukta uzanırken, içim inanılmaz bir huzurla doluydu.

Onu hapsedildiği yerden çıkardıktan sonra kendi evime getirmiştim. Doktor çoktan gelmiş bizi bekliyordu zaten. Bir şey eksik kalmasın diye uzun uzun kontrollerini yapmıştı.

"Çok susuz kalmış. Muhtemelen birkaç gündür yemek de yememiş. Serum taktım, gücünü toparladıkça kendine gelir. Ama uyandığında acilen yemek yemesi lazım. Yemeyi reddetse bile yedirin."

Doktora teşekkür ettikten sonra diğerleri onu geçirirken, Yunho'nun yanına oturdum. Beyaz teni şu an çok daha soluk görünüyordu. Günlerdir çektiklerinin tek suçlusu bendim, ya affetmezse diye düşünmek her şeyden çok canımı yakıyordu.

"Teşekkür ederim onu bulduğun için."

Kafamı Yunho'nun diğer tarafında oturan Jongho'ya çevirdim.

"Bunun için teşekkür etmene gerek yok. Affettiğini söylesen yeterli."

"Affettim."

Minnetle gülümseyip tekrar Yunho'ya döndüm. Bizi kavgalı görmeyeceği için mutluydum.

"Yunho için harika yemekler hazırladım."

"Yeter ki uyansın..."

Yüzüm one eğilirken Jongho elini omzuma koymuştu.

"İyi olacak, üzülme lütfen."

--

"Uyandı!"

Jongho'nun bağırışıyla telefonumu kenara atıp koşarak salona gittim. Yunho elleriyle gözlerini ovuşturuyordu.

"Yunho iyi misin?"

Belini tutarak Jongho'nun yardımıyla yattığı yerden doğruldu ve ona sarıldı.

"Hyung seni çok merak ettim..."

"Endişelenecek bir şey kalmadı, bak buradayım."

Kardeşine o kadar sıkı sarılıyordu ki, bizim burada olduğumuzu bile unutmuştu. Gerçi beni görmek isteyeceğini sanmıyordum zaten. Yüzüme bile bakmamıştı.

Jongho'dan ayrılırken kısaca Yeosang'a da sarıldı. Ardından gözlerini bana çevirdi.

"Yunho özür dilerim. Başına gelen her şeyin sorumlusu benim. Ama yemin ederim ki telafi-"

Birden kafasını göğsüme koymasıyla cümlemin sonunda ne söyleyeceğimi bile unutmuştum. Titreyen kollarımı boynuna sararken, kendini biraz daha bana yaklaştırdı.

"Sana bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim."

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra Hongjoong'un yemekleri getirmesiyle ayrıldık.

"Aç değilim."

Doktorun dediği gibi uzun süre yememek için inat etmişti. Ama sonra Jongho'nun yüksek ikna gücü sayesinde bütün tabakları bitirmişti.

"Yemeklerin bittiğine göre artık istediğini yapabilirsin."

Seonghwa'ya gözlerini devirip kafasını koltuğa yasladı.

"Çok yorgunum. Sadece uyumak istiyorum."

"Hyung nasıl istersen öyle olsun ama duş alırsan daha rahat uyursun."

Yunho bir kez daha gözlerini devirip kalkmak için doğruldu. Jongho kolunun birinin altına girerken ben de diğer koluna yaklaştım. Ama bana izin vermeyip kolunu Yeosang'a uzattı.

fall of king | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin