16

543 74 97
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Polis merkezinde işim çok kısa sürmüştü. Kısa bir ifadeden sonra ellerinde net bir şey olmadığı için beni bırakmışlardı. Ben de sahaya geri dönüp arabamı aldım ve Yunho'nun evine gittim.

Aslında Yeosang ve Jongho ile karşılaşmayı bekliyordum ama ev boştu. Cebimdeki anahtarla içeri girip arkamdan kapıyı kapattım. Çiçekli bir oda parfümü kokuyordu bütün ev.

Birinci kata kısaca göz gezdirip odasını bulamayınca ikinci kata çıktım. Kapısından yatağını görünce direkt içeri girdim. Burası da çok topluydu.

İçeriye attığım ilk adımda çekmecelerin üstündeki çerçeveleri farkettim. Yavaş adımlarla oraya ilerleyip birini elime aldım. Yunho, Yeosang ve Jongho'nun yıllar önceki bir fotoğraflarıydı. Üçü de küçük görünüyorlardı ve çok da mutlulardı.

Onu bırakıp başka birine baktım. İki tane çocuk vardı. Yüzlerine bakınca Yunho ve Jongho olduklarını anlayabiliyordum. Büyük olan küçük olanı kucağına almış, deniz kenarında oturuyorlardı.

Beni en çok şaşkınlığa uğratan fotoğraf arkadaki büyük çerçevenin içindekiydi.

Yunho'nun yanındaki kişi bendim. Kollarım boynuna sarılıyken, dudaklarımı yanağına bastırmıştım. Onun yüzünde de kocaman bir gülüş vardı. Saçlarım, kazadan önceki son dönemde kullandığım gibi kırmızıydı, onunki de güneş gibi parlayan bir sarı.

Wooyoung ile birlikte benden sakladıkları şeyi anlamıştım. Bizim Yunho ile büyük bir geçmişimiz vardı ama ben hiç bir şey hatırlamıyordum.

Çerçeveyi elime alıp yatağın üstüne oturdum. Şu anda hayatımın en büyük şokunu yaşıyordum. Gözlerimi fotoğrafın üstüne dikip dakikalarca incelemiştim. Zihnimi, en derindeki anılara kadar zorluyordum ama tamamen boşluktu. Sahaya döndüğüm günden öncesi yoktu Yunho'ya dâir.

Titreyen ellerimle telefonumu çıkarıp Wooyoung'u aradım. Vereceği iyi haberlere ve anlatacağı geçmişime ihtiyacım vardı.

"Mingi sana müjdelerim var! Kaza alanının etrafında çok büyük bir arama yaptık. Yunho'nun telefonunu bulduk. Ayrıca kazadan sonra oradan bir arabanın ayrıldığına eminiz. Yani Yunho kesinlikle yaşıyor!"

Duyduğum sevindirici haber ile gözümden birkaç damla daha düşmüştü.

"Teşekkür ederim Wooyoung... Bunu duymaya ihtiyacım vardı."

"Sen neredesin? Garaja polisler falan gelmiş, merak ettik."

Elimdeki fotoğrafa bakıp burnumu çektikten sonra konuştum.

"Yunho'nun evindeyim. Bir çerçeveye sıkışmış mutluluğumuzu izliyorum. Lütfen anlat Wooyoung, Yunho ile ilgili her şeyi bilmek istiyorum."

"Anlatacağım Mingi. Sabret, bulacağız onu."

Telefonu kapattıktan sonra biraz daha fotoğrafa baktım. Yunho öyle güzel gülüyordu ki, baktıkça bakasım geliyordu. Hikayemizin tamamını bilmek istiyordum ama Yunho'nun sesinden dinlemeliydim...

Çerçevenin arkasında elime değen yüksekliği hissedince ters çevirdim. İki kenara katlanmış kağıtlar sıkıştırılmıştı.

Birini çıkarıp içini açtım. Benim yazım olduğuna emindim. Gözlerim tekrar dolmaya başlarken sesli bir şekilde okudum.

"Sarışınım,
Benim gibi inatçı bir adama 3 aydır katlandığın için teşekkür ederim. Sence 3. yılımızda da yazabilir miyim bunu? Eğer yazabilirsem, yine sarışınlığına iltifat ederek giriş yapmak istiyorum. Sakın saçlarına dokunma!
-2019,Mingi."

fall of king | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin