iyi okumalaar.♡
-
Saat gece yarısını birkaç saat kadar geçmişti. Yunho'nun dizinde yatarken tavanı izliyordum. Ortamdaki tek ses, şöminede yanan odunların çıtırtısıydı. Yunho bazen beni güldürmek için şakalar yapıyordu, bir şeyler söylüyordu ama işe yaramayınca tamamen vazgeçmişti. Sadece elimi sıkıca tutup diğer eliyle saçlarımı okşuyordu.
"Mingi hiç bir şey söylemeyecek misin artık? Korkutuyorsun beni."
Yüzünü bana doğru eğip saçlarımın üstüne bir öpücük bıraktığında gözlerim kapanmıştı. Ne kadar kötü hissedersem hissedeyim bana hep iyi geliyordu.
"Bir yıl boyunca vücudumu hareket ettiremedim, yürüyemedim, yiyip içemedim. Sadece hayal kırıklığı hissediyorum, daha fazla söyleyecek bir şeyim yok."
Biz sessiz kalmaya devam ederken kapı çaldı. Vücudumu doğrultup, ayağa kalmaya çalışan Yunho'nun önüne kolumu uzattım.
"Ben bakarım."
Koltuktan kalkıp kapıya ilerledim. Açtığımda karşımda gördüğüm kişi Wooyoung idi. Bana doğru bir adım atıp belime sarıldı.
"Mingi... Ben çok kötüyüm."
"Wooyoung ne oldu? Herkes iyi mi? Birine bir şey mi oldu?"
Bir şey söylemeden içli içli ağlamaya devam ediyordu. Kollarını belimden ayırıp yüzünü kendime çevirdim.
"San... Terketti beni."
Hayatım boyunca duyacağıma asla ihtimal vermediğim bir şey söylemişti. Bu dünya üzerinde bütün çiftler ayrılabilirdi, herkes birbirini terkedebilirdi, yıllarca evli kalan kişiler bile boşanabilirlerdi ama Wooyoung ve San asla ayrılamazlardı benim gözümde.
Ben hâlâ şaşkınlıkla duyduklarımı düşünürken Yunho çoktan Wooyoung ile içeri girmişti. Kapıyı kapatıp hemen peşlerinden gittim ve yanına oturdum.
"Başından anlat. Durup dururken neden terketti seni?"
"Bir süredir aramız açıktı zaten. Dışarı belli etmiyorduk ama çok kavga ettik. Ben sana gerçekleri söylemek istedim hep. Ama San reddetti. Bugün de sen gittikten sonra beni suçladı."
Ağladığı için zorla cümlelerini toparlayıp anlatabilmişti.
"Ben ona ihanet etmedim Mingi. 12 yıldır ne dediyse, ne istediyse yaptım. Ama o beni dinlemedi bile..."
"Tamam sakin ol. Bana Yeonjun anlattı her şeyi. Videoyu o izletti. Zaten kazanın sebebi de oymuş. San ile konuşuruz, gerekirse tutarız o şerefsizi yakasından götürürüz, o anlatır."
Wooyoung ikna olup biraz sakinleşmişti.
"Ben gideyim artık, sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim."
"Saçmalama. Gecenin bu saatinde nereye gideceksin? Burada kalabilirsin." dedi Yunho.
"Teşekkür ederim."
Yunho ile birlikte odadan çıktılar. Ben de yalnız kalmak için peşlerinden gitmedim.
Biraz sonra Yunho tek başına geri döndü. Yanıma oturduktan sonra kafasını omzuma koyup belime sarıldı.
"Uyanık mı duracaksın?"
"Bugün pek uyku tutacağını sanmıyorum. Sen yat, saat geç oldu."
"Birlikte uyuyalım." diye mırıldandı.
Kafasını yukarı doğru kaldırdıktan sonra uzanıp çeneme dudaklarını bastırdı. Daha sonra benden ayrılıp elimi tuttu ve ayağa kalktı.
Yine bakışlarına dayanamayıp istediği şeyi yaptım. Birlikte merdivenleri çıktıktan sonra odasına yürüdük. Açtığı kapıdan girmek üzereydim ki beni geriye çekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
fall of king | yungi
Hayran Kurgusong mingi, geçirdiği kaza sonucu ralli yarışlarındaki kariyerine iki yıllık ara vermek zorunda kaldı. geri döndüğünde ise hiç bir şey eskisi gibi değildi. her şeyden önce, çömezken tanışıp yarışlar konusunda ders verdiği küçük çocuk, onun tahtına y...