iyi okumalaar.♡
-
Duyduğum cümleden sonra sanki beynimin patlayacağını düşünmüştüm. Tam o an kulakları sağır edecek bir silah sesi gelmişti ama beklediğim şey olmamıştı. Aksine biri beni yerden kaldırmıştı.
"Koş!"
Yunho beni kolumdan sürükleyerek arabalardan birinin arkasına çekti. Ortalık bir anda savaş alanına dönmüştü. Her yerde silah sesleri yankılanıyordu.
"Wooyoung yetişmese adam seni öldürecekti. İyisin değil mi?"
"İyiyim ben. Yunho, arabaya bin ve kulaklarını kapat."
"Hayır olmaz. Yardım edeceğim size."
Yüzünü avuçlarımın içine alarak kendime çevirdim. Kendinden emin görünse de korkuyordu.
"Dışarda olman tehlikeli. Lütfen arabaya bin. Sesleri duymanı istemiyorum."
Yanağındaki ellerimden birini tutup kararlı bir şekilde yüzüme baktı. Rahatsız olduğunu görebiliyordum ama yine de belli etmemeye çalışıyordu.
"Seninle geleceğim."
Elini daha sıkı tutarak diğer arabanın arkasına koştum. San elindeki silahı sıkıca tutarak diğer taraftaki adamlara ateş ediyordu.
"İyi misiniz?"
"Evet. Sırtım biraz ağrıyor ama onun dışında sorun yok."
"Arabanıza dönün. Biz hallederiz."
"Arkamdaki inatçıya söyle sen onu."
Yunho sol elimi sıkıca tutarken öteki elini ve çenesini omzuma yaslamıştı.
"Biz halledebiliriz. Çoğu vuruldu zaten. Arabaya binin."
Başımı salladıktan sonra sağ omzumdan merakla etrafı kesen çocuğa baktım.
"Eğer bir kez daha gelmem dersen saçından sürükleyerek zorla götüreceğim arabaya."
Gözlerini devirerek başını salladıktan sonra koluma sarıldı. Tekrar ayağa kalkıp kendi arabamıza geçtik. Arka kapıyı açtıktan sonra Yunho'yu içine itekleyip kendim de arkasından bindim.
"Korkuyor musun?"
Yüzlerimizin arasında sadece bir karışlık mesafe vardı. Elimi yanağına koyup yavaşça okşadım.
"Hayır. Yanımdasın ve korkmu-"
Cümlesini tamamlayamadan yüzlerimizin arasından bir kurşun geçip arka cama saplanmıştı. Yunho'nun çığlığı arabanın içini kaplarken üstüne atılıp ikimizi de koltuğa yatırdım.
"Mingi öldürecekler ikimizi de!"
Boynuma sıkıca sarılıp beni kendine bastırırken ağladığını duyabiliyordum. Güçlü görünmeye çalışsa da, geçmişteki ailesiz kalan çocuk hâlâ içinde bir yerlerdeydi.
"Ben buradayken kimse sana zarar veremez. Bizimkiler kısa sürede halledecekler."
"Bekleyemem Mingi... Çok korkuyorum."
"Tamam o zaman, kollarını aç. Ben de direksiyona geçeyim ve gidelim."
Başını iki yana sallayarak kollarını daha çok sıkılaştırdı. Kafamı biraz eğerek yüzümü boynuna yasladım.
"Yunho lütfen. Söz veriyorum ikimize de bir şey olmadan çıkacağız buradan. Sadece izin ver bana."
Birkaç dakika daha öyle kaldıktan sonra boynumdaki kollarının gevşediğini hissettim. Fırsattan yararlanarak hemen geri çekilip ön koltuğa geçtim. Koltuğa sinerek çalıştırdıktan sonra geri geri giderek yoldan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fall of king | yungi
Fanfictionsong mingi, geçirdiği kaza sonucu ralli yarışlarındaki kariyerine iki yıllık ara vermek zorunda kaldı. geri döndüğünde ise hiç bir şey eskisi gibi değildi. her şeyden önce, çömezken tanışıp yarışlar konusunda ders verdiği küçük çocuk, onun tahtına y...