18

534 77 113
                                        

iyi okumalaar.♡

-

Yunho'yu görmeden, sesini duymadan tam 3 gün geçirmiştim ve öfkeden patlamak üzereydim. Üstüne üstlük tehdit edildiğim için, bana benzeyen adama yapılan tüm şikayetleri geri çekmiştik. Bu yüzden de bütün gözler tekrar benim üstüme çevrilmişti.

Arkadaşlarım ve bana güvenen birkaç kişi dışında herkes diğerlerine kaza yaptıranın ben olduğuma inanıyordu. Ama kesin bir kanıt olmadığı için güvende sayılırdım.

"Mingi, uyu artık. Günlerdir zombi gibi geziyorsun. Enerji toplamak için uyuman lazım."

"Uyuyamıyorum Seonghwa. Onun nerede, ne yaptığını bilmeden uyuyamıyorum. Dalmak üzereyken sanki sesini duyuyorum. Benden hesap soruyor, neden onu bıraktığımı söylememi istiyor..."

Uzanmak üzere olduğum ağrı kesici paketinin elimin altından alıp cebine koydu.

"Yemek yemeden, uyku uyumadan sürekli içki, sürekli ağrı kesici... Nereye kadar böyle devam edecek?"

Yüzümü masaya koyup gözlerimi kapattım. Birazcık da olsa dinlenmek istiyordum ama buna telefonum engel oldu.

Titreyen ellerimle hemen telefonumu aldım ama arayan babamdı.

"Oğlum bu haberler ne? Sadece bir kaç gün konuşmadık ve uyuşturucu suçundan tutuklandığını duyuyorum!"

"Baba olay öyle değil."

"Wooyoung olmasa ne arayıp haber vereceksin, ne telefonlarıma bakacaksın! Biraz sonra uçak bileti alacağım ve yanına geleceğiz. Annen seni ne kadar merak etti bir bilsen!"

Sıkıntıyla derin bir nefes alarak kafamı tekrar masanın üstüne yasladım.

"Gelmenize gerek yok, ben iyiyim. Suçlamaydı sadece."

"Peki, şimdilik iptal ediyorum. Ama birkaç güne işlerim biter bitmez geleceğiz. Sen bizim biricik oğlumuzsun, seni çok seviyoruz."

"Ben de sizi seviyorum, teşekkür ederim aradığın için."

Biraz daha konuşup telefonu kapattım.

"Sonunda babanla konuştun. Günlerdir adama bahane uydurmaktan yoruldum."

"Wooyoung teşekkür ederim ama şu an hiç babamla uğraşacak havamda değilim. Hiç bir şey yapmak, hiç kimseyle konuşmak istemiyorum."

"Merak etme bebeğim, keyfin yerine gelene kadar arkanı kollayacağım. Tabii yemeğini yersen..."

Elindeki tabağı önüme bırakıp yanıma oturdu. Ben de telefonumu elime alıp ayağa kalktım.

"Dışarı çıkmam lazım, yiyemem."

"Bu tabak bitmeden hiç bir yere gidemezsin."

Kolumdan çekiştirerek zorla tekrar kalktığım yere oturttu. Tabağı da kendi eline alarak içindeki son lokmaya kadar ağzıma sıkıştırmıştı.

"Şimdi istediğin yere gidebilirsin."

"Seonghwa sakladığı ağrı kesici paketlerinden birini verirse gidebilirim."

"Evde kalman işime gelir, o yüzden vermiyorum."

Yerimden kalktım ve arkamdan söylediklerini dikkate almadan evden çıktım. Önce garaja gidip çekmecedeki diğer anahtarları almam, sonra da Yunho'nun evine geçmem gerekiyordu.

"Mingi!"

Hongjoong'un bana seslendiğini duyup arkamı döndüm.

"Al."

fall of king | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin