iyi okumalaar.♡
-
Gözlerimi Yeosang'ın üstünden hiç çekmemiştim. Ama o bana bir kez bile bakmamıştı. Gerçekten bu hareketlerle bütün şüphemi üstüne çekiyordu.
"Wooyoung benimle gelsene."
"Eğer özel değilse, gelebilir miyim? Gemiyle ilgili." demişti San benimle ayağa kalkarken.
Ben başımı sallayarak San'ı onaylarken Wooyoung pek memnun değildi ama bozuntuya vermeden peşimden yürüdü. Üçümüz çalışma odasına girdikten sonra arkamızdan kapıyı kapattım.
"Gemiyi Yeosang yaktı."
İkisi aynı anda, aynı cümleleri söylemişlerdi. Eskiden beri hep tek beyni ortak kullandıklarını düşünürdüm ve gerçekten konuşmadıkları halde bile aynı şeyi düşünecek kadar benziyorlardı birbirlerine.
"Farkettim. Muhtemelen o da Jongho ile tehdit ediliyor. Çünkü bunu yapması için başka sebebi yok."
"Aynı şeyi düşündüm. Ama bence bilmediğimiz bir şeyler daha var. Neden Jongho? Yani birini tehdit etmek için kardeşi ve sevgilisi gayet uygun kişiler. Ama Yeosang ve Yunho'nun endişesi niye?"
San yine ikimizin de anlamayacağı dilden bir teori üretmişti.
"Mesela biri beni Wooyoung ile tehdit etse her şeyi yaparım, çünkü sevgilim. Seninle tehdit etse yine her şeyi yaparım, çünkü kardeşimsin arkadaşımsın. Ama sizinle tehdit edip Hongjoong'a zarar vermemi söyleseler? İşte bu biraz tartışılabilir bir konu. En azından hangi şekilde daha az hasar alırsınız diye düşünürüm."
Bu şekilde daha anlaşılır olmuştu ve Jongho'nun bizden gizli özel bir tarafı olduğundan emindik artık.
"Arkadaş feda edilebilir bir şeydir belki, ama bir de daha yakın örnek vereyim. Wooyoung, biri seni Kyungmin'i öldürmekle tehdit edip, bana zarar vermeni istese yapar mıydın? Ya da yapman için Kyungmin'in neye sahip olması gerekirdi?"
"Yani... Kardeşim olması yeterli bence?"
"Bu Yunho'nun bakışı işte. Mingi'ye kötü sözler söyleyip kendinden uzaklaştırmasının sebebi kardeşini koruması. Peki Yeosang? Mesela ben Wooyoung için Kyungmin'e zarar vermezdim. Çünkü kardeşine zarar vermem sevgilimi üzmeyecek mi? Ama paragöz bir insan olsam ve Kyungmin bana para getirecek olsa her şeyi yapardım."
Olay daha da kafa karıştırıcı bir yere gidiyordu. Milyon tane fikir belirmeye başlamıştı zihnimde.
"Yani diyorsun ki para olarak örneğini verdiğin bir şeye sahip Jongho?"
"Evet ama nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum."
"Parası olabilir mi?"
San kafasını sallayıp arkadaki raflardan küçük bir dosya çıkarıp Wooyoung'a uzattı.
"Yunho çok zengin bir aileden geliyor ama onlar öldükten sonra akrabaları bütün paralara çökmüş. Yani yetiştirme yurduna verildiğinde bir kuruş bile parası yokmuş. Jongho'nun ailesi zaten orta halli insanlar. Jongho doğduğunda ikisi de çok yaşlıymış, 12 yaşındayken ölmüşler. Yani onun da birikmişi falan yok. Teyzesi ve amcaları bakmışlar Jongho ile Yunho'ya. Sonra Yunho yanlarından ayrılıp yarışçı olmuş."
"Bu kadar şeyi nereden biliyorsun?"
San gözlerini devirerek kollarını göğsünün üstünde bağladı.
"Bugüne kadar yanımızdaki herkes tarafından ihanete uğradık. Sizin aksinize ben dikkatli oluyorum."
Wooyoung önündeki dosyayı biraz okuduktan sonra bana uzattı. İlk sayfada Yunho'nun her yaşına ait fotoğraflar vardı. 19'a geldiğimde gözlerim fotoğrafın üstünde biraz oyalandı. Hayatını mahvetmeye başladığında gerçekten güzel görünüyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fall of king | yungi
Фанфикsong mingi, geçirdiği kaza sonucu ralli yarışlarındaki kariyerine iki yıllık ara vermek zorunda kaldı. geri döndüğünde ise hiç bir şey eskisi gibi değildi. her şeyden önce, çömezken tanışıp yarışlar konusunda ders verdiği küçük çocuk, onun tahtına y...