31

437 60 86
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Kısa bir bakışmadan sonra kapıyı açıp kabinden çıktık. Adam bir şeyden habersiz, aynanın önünde saçlarını düzeltiyordu. İkimiz de bir adım arkasına geçip aynadan ona baktık.

"Pardon bir sorun mu var?"

Arkasını dönüp kim olduğumuza bakmıştı ama bizi tanımadığı belliydi.

"Hoşumuza gittin, bir bakalım dedik."

"Yanlış yerdesiniz kardeşim, grup yapmıyorum."

Yunho adamı yakasından tutup yumruğunu çenesiyle buluşturdu. Adam ise yediği yumruğun etkisiyle yüzünün üstüne yere düşmüştü.

"Ne oluyor lan?"

"Seni yerden yere vurmak için bir sürü sebebim vardı zaten, az önce sevgilime söylediğin şey ile bir sebebim daha oldu."

Yere doğru eğilip bir yumruk daha attı. Yanına yaklaştıktan sonra kolundan tutup geri çektim.

"Sakin ol biraz."

"Sinirimi atmama izin ver."

Kolunu benden kurtarıp yerdeki adamı yakasından tuttu ve kabinlerden birine sürükledi. Gerçekten böyle bir tarafı oldığunu daha önce hiç görmemiştim.

"Yanan gemi hakkında ne biliyorsun?"

Adam sessiz kalınca saçlarından tutup kafasını tuvaletin içindeki suya soktu.

"Yunho ne yapıyorsun!?"

"Karışma!"

Bana bağırdıktan sonra tekrar önündeki adama döndü. Olanları şok içinde, olduğum yerde kalarak izliyordum.

"Bak beni çok yoruyorsun, cevap vermemeye devam edersen kafanı bu suyun içine gömerim, boğulup ölene kadar da çıkarmam!"

"Cevap veremem! Öldürürler-"

Cümlesini tamamlamasına izin vermeden tekrar aynı şeyi yaptı. Bu sinirin nereden geldiğini çözmeye çalışıyordum ve beni cidden korkutmaya başlamıştı.

"Benim seni öldürmeyeceğimi mi sanıyorsun? Seni zerre tanımıyorum, adını bile duymadım ama bana ait olan şeylere zarar verdiğini biliyorum. Şimdi ya bir isim ver, ya da bir adres. Yoksa yemin ederim ki buradan canlı çıkamazsın. İşkence ede ede gebertirim. Can çekişerek ölürsün!"

Adamın kafası hâlâ suya gömülüyken çırpınmaya başladı. Yunho saçlarından tutup geriye çektiğinde kafasını kenara yasladı. Aldığı derin nefesler dışardan duyuluyordu.

"Söyleyeceğim... Jiwon... Kim Jiwon..."

Her kelimenin arasına boşluk bırakıyordu çünkü boğulmanın sınırından dönmüştü.

"Bir hafta sonra akşam saatlerinde, şehrin çıkışındaki bir depoda olacaklar. Jiwon ve işbirlikçisi olan herkes... Para paylaşımı yapacaklar. Tam adresi bilmiyorum ama beni öldürmezseniz öğrenirim..."

Adam soluklanmaya devam ederken içeriye ayak sesleri dolmuş, San ve Wooyoung koşarak yanımıza gelmişlerdi. Onları gören Yunho, adamı bırakıp hızlı adımlarla lavabodan ayrıldı.

"Bu adamın hali ne böyle!?" diye bağırdı San.

"Bilmiyorum. Yunho'nun peşinden gitmem lazım, siz halledersiniz."

Ben de koşarak dışarı çıktım ve koridordaki Yunho'ya ilerledim. Yetiştikten sonra bardan ayrılana kadar bir şey söylemedim.

Arabanın yanına gelene kadar peşinden yürümüştüm. Kapıyı açmadan önce bana doğru döndü.

fall of king | yungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin