"Ay yeter hadi çıkalım artık." Berkin'in kulağına doğru fısıldadım.
Ders çalışmayı seven bir arkadaşınız varsa hayat çok zor arkadaşlar.
"Yarım saat sonra çıkarız." deyip önündeki kitaplarına döndü.
Bugün Berkin'le birlikte kütüphaneye gelmiştim. Çünkü Gökçe'm bebeğim annesiyle babasının yanına gitmişti. Mecburen sadece Berkin'le görüşebiliyorduk.
Zaten Gökçe geçen gün gruba yazdıklarım yüzünden hâlâ bana sinirliydi. Sadece şaka yapmak istemiştim oysaki.
"Çok sıkıldım ben." diyerek başımı masaya yasladım. Berkin gözlerini bana çevirse de geri kitaplarına döndü.
Ben ders falan çalışamazdım artık. Cidden çok sıkılmıştım, bu kadar yeterliydi bana.
Gözlerimi kapatıp yarım saatin geçmesini beklemeye başladım.
Yaz tatilinde ders mi çalışılırdı?
KPSS günü de bunu hatırlat kendine Kumru'cum...
"Kalk hadi." Berkin'in sesini kulağımda hissedince gözlerimi açtım.
Uyumuş muydum yoksa uyumak mı üzereydim bilemiyordum. Uyku mahmuru gözlerle başımı masadan kaldırmadan Berkin'e baktım.
Berkin yüzünde tatlı bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
İşaret parmağıyla alnımdaki saçlarımı kenara ittirdi. "Madem uyuyacaksın niye evde durmuyorsun?" diye fısıldadı.
"Evde bir Berkin'im yok, canım sıkılyor." dediğimde dişlerini göstererek gülümsedi.
"Hadi kalk artık." diye konuştuğunda gözlerimi ağır bir şekilde kapatıp açtım.
Kollarımı masadan çekip sırtımı dikleştirdim. Boynum acımıştı. Boynumu ovuşturarak Berkin'e döndüm.
Berkin eşyalarını çantasına yerleştiriyordu. Benim bir tanecik defterimi de çantasına koymuştu.
Toparlanınca kütüphaneden çıktık. "Çok acıktım ben." dediğinde onu onayladım. Ben de gerçekten acıkmıştım.
"Canım makarna istiyor." diye konuştum. Değişik soslu makarnalardan her gün olsa yerdim.
"Gidelim bakalım senin makarmacına o zaman." dediğinde keyifle gülerek koluna sarıldım.
Yetişkin bir Kumru kişisi günde elli kez Berkin'in koluna sarılabilirdi.
Sessizce yürümeye başladık.
"Gökçe'yi özledim." diye mırıldandım. Gökçe yaklaşık bir haftadır burada değildi. "Ben de özledim."
"Ben gelir gelmez gitmesi hiç iyi olmadı." dediğinde başımı salladım. Berkin köyden geldikten iki üç gün sonra Gökçe gitmişti.
Hiçbir yere gitmeyip olduğu yerde sayan tek kişi de bendim sanırım.
"Köyde arkadaşlarınla görüştün mü?" diye sordum. Kışın köye gittiğimde onlarla tanıştığım için bu soruyu sorabilirdim.
"Bir iki kez görüştük." derken kafasını bana çevirdi. "Zaten haberin yok mu niye soruyorsun?" demesiyle sesli güldüm. Her gün konuştuğumuz için her yaptığından haberim vardı tabii ki.
"Ne var canım sorduysam, tekrar söyle işte."
"Farkında olmadan söylemişim zaten." diye konuştu. Bineceğimiz otobüsün durakta olduğunu görünce bir anda koşmaya başladık.
"Koş koş." diyerek önümden koşmaya başladı Berkin. En nefret ettiğim şey otobüs peşinden koşmaktı.
Çok şükür otobüse yetişip binmiştik. Boş bir koltuk görünce kendimi oraya attım. Berkin de yanıma gelip demire tutundu.
"Öldüm, bu nedir ya?" diyerek soluklanıyordu. "Çantanı ver." diyerek eline uzandım. Sırtından çantasını çıkarıp kucağıma koydu.
"Ay çok yoruldum ya." deyip başımı çantaya yasladım. Birkaç dakikanın sonunda ikimizin de nefesi normale dönmüştü.
"Lisede az koşmadık böyle değil mi?" diyerek Berkin'in yüzüne baktım. Eskiyi hatırlamak yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep olmuştu.
"Neredeyse her gün koşuyorduk. Hayatımda bir kez istediğim otobüs ayağıma gelmedi zaten, hep ben koştum peşinden." Berkin abartılı bir tavırla serzenişte bulunduğunda onun bu haline güldüm.
Otobüs yolculuğumuz nihayet sona erince Berkin çantasını kucağımdan aldı. Birlikte otobüsten inip makarna yiyeceğimiz yere doğru yürüdük.
"Hesaplar kimden?" diye sormamla elini kaldırdı. Ben de hemen elimi kaldırıp yumruk yaptım. "Taş-kağıt-makas"
Ben makas o da taş yapınca hesap üzerime kalmış bulundu.
"Beleş yemek yiyeceğim. İşte gerçek mutluluk." diyerek kolunu omzuma atıp beni kendisine çekti.
"İki yemek parası ödeyeceğim. İşte gerçek hüzün." diye konuştum ben de.
Yemek yiyeceğimiz yere girip boş bir masaya oturduk. Siparişlerimizi hemen vermiştik.
"Buna da zam gelmiş." diye üzüntüyle konuştum. Berkin alay edercesine güldü. "Bu seni alakadar eder." dedi.
Makarnalarımız gelince yine saçma sapan konular hakkında konuşmaya devam ederek karnımızı doyurmuştuk.
Mekandan çıkınca ne yapsak ki düşüncelerine girmiş yürüyorduk. "Hava kararır birazdan. Eve mi gidelim, boş boş gezinelim mi?"
"Deniz kenarına gidelim mi? Biraz deniz havası soluyalım." diye konuştuğumda kafasını salladı.
Biraz yürüdükten sonra sahile gelmiştik. Sahil kalabalık olsa da oturabileceğimiz bir yer bulup oturduk.
Telefonumu çıkarıp internette gezinmeye başladım. Saatlerdir telefonumla uğraşmıyordum resmen.
Telefonumla vakit geçirmeye devam ederken Berkin'in iç çektiğini duydum. Kafamı hareket ettirmeden gözlerimi Berkin'e çevirdim.
"Ne oldu?" diye sordum. Kafasını 'bir şey yok' der gibi sallasa da bir şeyler olduğu belliydi.
"Az önce bir şey yoktu ama şu an var. Ne oldu?" diye tekrar sordum. Bu kez başımı da ona doğru çevirmiştim.
"Bir şey yok, ne olacak?" dediğinde telefonumu kenara bırakıp ona yaklaştım.
"Hayır, çok içli bir nefes verişti o. Ayrıca bakışlarında da bir şey var." diye ısrar ettim.
Berkin birkaç saniye sessizce gözlerime baktı. "Israr etmesen olmaz mı?"
Kafamı iyi yana salladım. "Olmaz." diye konuştum. Berkin'in bir derdi varsa öğrenmem gerekirdi.
"Sana yalan söylemek istemiyorum. O yüzden uzatma lütfen." dediğinde merakım daha da artmıştı. Bana söylemek istemediği ne olabilirdi ki?
"Neyle ilgili onu söyle bari." dedim endişeli bir şekilde.
Berkin sessiz kaldı. Söylemeyecek miydi? Normalde saygı duyup soru sormamak gerekebilirdi ama ben böyle davranacak birisi değildim. Yani en azından Berkin'e böyle davranamazdım.
"Sen niye iç çektin az önce? Söylesene bana." diye üsteledim. Gözlerini ellerine çevirdi.
Söyleyememem sebebi neydi?
"Seni kandırıyormuş gibi hissediyorum. Bu his rahatsız ediyor beni." demesiyle kaşlarım çatıldı. Neyden bahsediyordu?
"O ne demek Berkin? Niye beni kandırıyormuş gibi hissediyorsun?"
*
Ee Berkin söyle bakalım niye öyle hissediyorsun?
Berkin artık itiraf etmeli mi?
Kumru sizce nasıl bir tepki verir?
Yıldızları parlatalımmm❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşça Kal | texting
Short StorySizce ben arkadaşıma aşıkmış gibi davranarak şaka yaptıktan sonra gerçekten aşık olmuş muyumdur? * 21.01.2022'de yayınlandı. 27.02.2022'de tamamlandı. Text 1 - 22.02.2022 Anonim 1 - 24.02.2022