Ben oyuncağımı değil hayatımı kaybetmiştim...

367 23 6
                                    

⚪⚫⚪



Ben oyuncağımı değil hayatımı kaybetmiştim...



Ölenler çürürken acı çeker mi bilinmez ama doğanlar büyürken ziyadesiyle acı çekiyor.



Elif Gündüz...

Bir anne dokuz ay boyunca bıkmadan usanmadan rahminde taşıdığı bebeğini dünyaya getirirken nasıl bir acıya katlanıyordu? Bunu kelimelerle tarif etmek, açıklamak mümkün değildi. Bu gece bir anne daha evladına kavuşabilecek olmanın umuduyla can çekişiyordu.

Karanlık sokaklardan hızla geçiyor, arkamdan birinin gelip gelmediğini kontrol ediyordum. Gizli gizli işler yapmak benim ne işimeydiyse. Yakalanırsam sadece kendimin değil Nazlı'nın da başını yakacağımın bilincindeydim ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Tek yaptığım arkadaşımın yanında olup onu korumaktı. Adımlarım karanlık ormanın girişinde durduğunda dizlerime doğru eğilip derin derin nefesler alarak soluklandım.

"Kendine gel Elif... kendine" diyerek daha fazla hızlandım. Nazlı'ya bir şey olursa ne yapardım?

Sonunda ormanın içindeki küçük eve ulaştığımda yüzüme bir tebessüm yerleşmek üzereydi ama Nazlı'nın acı çığlıkları kulaklarıma ulaşmış ve tebessümüme mani olmuştu. Hızla eski evin kapısını açıp içeriye girdiğimde ebe kadının benden önce gelmiş olduğunu görmek beni biraz daha rahatlatmıştı.
Arkadaşımın çığlığıyla birlikte korkuyla yerimden sıçradım. Canı çok yanıyor olmalıydı.
Yatağında sancılar içerisinde kıvranan Nazlı'nın yanına endişeyle oturup ellerini tuttum. "Tamam Canım geçecek, az daha sabret"
Nazlı'nın bu acı içerisinde çırpınan hali canımı çok yakıyordu. O benim küçüklük arkadaşımdı, acı çekmesine nasıl katlanabilirdim?

"Durumu nasıl?" diyerek ebe kadına baktım. Alnındaki terleri tülbendiyle silen kadın bana umutsuzca baktı.
O kadar kötü müydü durumu sahi?
Nazlı acıyla bir çığlık attığında telaşla ona döndüm. Acıdan ağlıyordu. Arkadaşımın gözlerinden akan yaşlar benimde ağlamamı sağladı. Gözlerimden usul usul akan yaşlar birleşmiş ellerimize akarken kader ağlarını bir bir örüyordu.

Benim bahtsız arkadaşım, bu yaşında nelerle cebelleşiyordu böyle?
Diğer elimle onun alnındaki terleri silip, saçlarını okşarken üzüntüyle ona bakmaya devam ettim. Sevdiği adamı kaybettiği gün ondan bir can taşıdığını öğrenen bahtsız Nazlı'nın bu hali yüreğimi dağlıyordu. Benden başka yardım edeni yoktu. Ailesi kızlarına sırtını dönmüş onu kaderine teslim etmişlerdi.

"Elif... bebeğimi yalnız bırakma..." sözünü tamamlayamadan çığlık atarak ıkınan arkadaşım "Ne olursun Elif!" Dudaklarıma kadar gelen gözyaşları ellerini tuttuğum Nazlı'nın eline damlarken, hıçkırıklarıma engel olamamıştım. "Böyle konuşma Nazlı'm. Bebeğini kendi ellerinle büyüteceksin, İnşallah." Söylediklerime zar zor başını reddetmek için sallayan kadın. "Daha dünyaya gelmeden yetim kalan yavrumun öksüz kalacağını bilmek içimi yakıyor Elif" sözlerini çığlıkları ve gözyaşlarının içerisinde tamamlamaya çalışıyordu. "Yorma kendini Nazlı, hadi az daha ıkın da bebeğini kucağına al." diyerek onun konuşmasına engel olmuştum ama kanın o can alacağını belli eden kırmızılığının bulandığı yatağı gördükçe umutlarım sönüyor. Delicesine haykırmak istiyordum...
Bir yavru annesiz kalmamalıydı.

***************************

Ebe kadının ellerindeki bebeğin çığlık çığlığa ağlayışı gecenin karanlığı parçalarken soluğumu tutmuş Nazlı'yı izliyordum. Yorgunluktan kapattığı gözleri ve alnında birikmiş terlerle ne kadar zorlandığını az çok tahmin edebiliyordum. O bu dünyaya bir çocuk getirmişti. Sevdiği adamdan...

SÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin