y e d i

992 94 228
                                    

selamm

oylar çok az, en azından bol bol yorum yapsanızz? :(

ay şu medyadaki müziğe bayılıyorum ya cidden çok damarıma dokunuyor sğğsğsğsşsşğwşspdpdp

hadi iyi okumalar<33

▪︎

Günler hızlı geçiyordu.

Bu beni heyecanlandırıyordu çünkü iki hafta neredeyse dolacaktı ve ben Demir abimin gelip beni kurtarıp kurtarmayacağını merak ediyordum.

Hayır kesinlikle umutlu değildim.

Sadece bunun için derin bir istek duyuyordum işte.

"Zümra!" Aniden ismimin bağırılmasıyla irkilerek kapıya yaklaştım. Kalbim tek bir yüksek seste bile hızlı hızlı atmaya başlıyordu. Bu duruma alışmıştım.

"Zümra!" Hakan beni çağırıyordu. Kapıyı açarak merdivenlerden inmeye başladım. Kalbim hâlâ hızlı atıyordu ama çabuk olmam lazımdı.

Merdivenlerden indiğimde Hakan'ı koltukta oturmuş gördüm. Yanına geldiğimde ondan biraz uzak durarak mırıldandım. "Bir şey mi oldu?"

Yüzüme bile bakmayarak az önce bağırmamış gibi sakin bir sesle konuştu.

"Yemek yiyeceğiz. Masayı kur."

Yutkundum. "Ben mi?"

Bu kez bana döndü. Gözlerimin içine öyle bir baktı ki, beni nasıl küçümsediğini hissettim.

Ama daha o konuşamadan merdivenlerden inen Elif konuşmuştu.

"Ben burada başka paçoz göremiyorum, Zümra'cığım? Bizim kurmamızı beklemiyordun herhalde?"

"İş yapmayı paçozluk olarak görmüyorum ben, geri zekalı. O kadar aptal olmam için sen olmam gerek." Bana nefretle baktığında Hakan'ın oturduğu yerden kalkarak bana doğru yaklaştığını hissettim. Başımı eğmek istemesem de yapamıyordum. Kendimi durduramıyordum. Artık bazı şeyler benim irademin dışında kalıyordu. Beni yıllardır öyle bastırmıştı ki içgüdüsel olarak bana yaklaştığı anda bile kalbim korkuyla atmaya başlıyordu.

"Ceza mı almak istiyorsun, Zümra? Yoksa uzun zamandır canını yakmıyorum diye üste mi çıkmaya çalışıyorsun? Sana buraya gelmeden önce ne demiştim? Elif benim kızım, ona karşı en ufak saygısızlığın bile olmayacak dememiş miydim? Şimdi ondan özür dile."

Başımı iki yana sallayarak kaldırdım. Son zamanlarda cesaretimin yarandığını hissediyordum. Belki de büyümüştüm...

"Ondan asla özür dilemem."

Hakan kaşlarını kaldırdı. Alayla bana baktı. "Öyle mi?" Diye sorduğunda cevap vermedim. Başını sallayarak yerine geri oturdu.

"Madem sen bize saygı duymuyorsun, o zaman üzülmeni önemsememizin de bir anlamı kalmaz.." dedikten sonra güldü. Bu gülüşü zaten her şeyi anlatıyordu. Onlar ne zaman benim üzülmemi önemsemişlerdi ki? "Bu akşam için hazırlan. Baban büyük bir davet veriyor. Arayıp beni de davet etmişti ama gelemeyeceğimi söylemiştim. Şimdi görüyorum ki senin bir cezaya ihtiyacın var." Yeniden yüzüme küçümseyen bir bakış attı ve devam etti. "Şimdi odana çık. Kurmadığın masada yemek yeme hakkın da yok." Gözleri hâlâ merdivenlerde duran Elif'e döndüğünde gözlerindeki ifade yumuşadı, gülümsedi. "Sen de hazırlan, kızım. Bugün kahvaltımızı dışarıda yaparız."

KARIŞIK HAYATLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin